PKK Erkenekon’un müttefiki gibi çalışıyor
By Tavit Kilimciyan on Tem 5, 2010 in Basın günlüğü, bölücülük, Devlet Terörü, Ergenekon Nedir?, PKK, Terör
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (Usak) Genel Koordinatörü Sedat Laçiner, 2000’li yıllarda demokratikleşmede bir hayli yol alındığını belirterek, Türkiye’nin gizli ve kirli geçmişiyle yüzleştiğini söyledi. Laçiner, terör örgütü PKK’nın Ergenekon’un müttefiki gibi çalıştığını belirtti.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Laçiner, “Artık kapalı kapılar yok. Eskiden gizli kapaklı cereyan eden kayırmalar, sahtecilikler, hukuku yok saymalar kameraların, gazetelerin, kısacası halkın gözü önünde yaşanıyor. Kimse kanmıyor. Mahkemeler ne karar alırsa alsın tüm karanlık güçler ortaya çıktı. İlginçtir, mahkemeler başladıktan sonra siyasi cinayetlerde de bir azalma gözleniyor. Hatta siyasi suikastların katilleri dahi artık yakalanabiliyor.” dedi.
Darbeciler ve çetecilerin tüm tehditlerine rağmen Türk yargıçlar, savcılar, gazeteciler ve aydınların büyük bir sınavı cesaretle verdiğini dile getiren Laçiner, ölüm tehditleri, suçun karanlık yüzünün bazı cesur insanları korkutmadığını belirtti. Tüm bunlar olurken Türkiye’nin Güneydoğu gerçeğiyle de yüz yüze geldiğini anlatan Laçiner, “PKK’nın Ergenekon bağlantısı, kendi kirli emelleri için terörün devam etmesinde dahi yarar umacak kadar küçülmüş yetkililer bir bir ortaya çıkıyor. Aynı günah galerisinde kaçırılmış ve işkenceden geçirilmiş binlerce Kürt kökenli vatandaşımız da var. Ankara hatalarını gizlemiyor, aksine suçların mahkemelere taşınmasına yardımcı oluyor. Bu hükumetle birçok sorununuz olabilir, ancak şurası kesin ki son 8 yılda yaşananların normal şartlarda bu ülkede 80 yılda dahi yaşanması pek mümkün değildi. Mücadele sona ermiş değil. Yargı, canavarın kuyruğuna yapıştı, aydınlar, medya ve halk canavarı önce zaptetmeye, sonra da etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Kısacası bu mücadele bitmedi, kısa sürede bitecek gibi de durmuyor. Hükümetin içinde dahi bazıları tüm bu yaşananlara ‘fasa-fiso’ diyebiliyor. Canavarın kolları uzun, AK Parti’den CHP’ye kadar toplumun hemen her kesimin kolları var.” diye konuştu.
“BUGÜN KONUŞMAYAN KÜRDE TÜRKİYE‘NİN İHTİYACI YOK”Demokratik, özgür ve güçlü Türkiye’nin oluşmasına terör ve terör sempatizanlarının engel olmaya çalıştığının altını çizen Laçiner, PKK’nın Ergenekon’un müttefiki gibi çalıştığını söyledi. Kuyruğundan yakalanmış Ergenekon canavarını bıraktırabilmek için saldırılarını en hassas zamanda ve en hassas yerden yaptığına dikkat çeken Laçiner, şöyle devam etti: “PKK’yı gerçekten iyi tanıyanlar için terör örgütünün bu çırpınışları hiç de garip gelmiyor. Çünkü onlara göre PKK hep aynı karakterdeydi ve doğasının gereğini yaptı. Ancak bu tabloda sessiz kalan, demokratik Türkiye için vermeleri gereken desteği vermeyen, hatta devletin geçmişteki hatalarından dolayı terör örgütüne yakın duran Kürtleri anlamakta zorlanıyorum. Geçmişte ne yaşamış olurlarsa olsunlar, hangi işkencelerden geçmiş olursa olsunlar bugünkü sessizliklerini meşrulaştıramazlar. Bugün konuşmayan Kürde Türkiye
‘nin belki de hiçbir zaman ihtiyacı olmayacaktır.”
Türkiye’nin gerek AB sürecinde, gerekse derin devlet mücadelesinde demokratikleşmesine altın değerinde artılar kattığını ifade eden Laçiner, bölgenin 1990’lar ile kıyaslanamayacak kadar iyi bir durumda olduğunu, PKK’nın bölgeye yeniden inince yatırımların önemli bir kısmının askıya alındığını kaydetti. Ekonomi ve sosyal yardımlar alanında yapılacak daha pek çok iş olduğunu dile getiren Laçiner, Kürt açılımını kolaylaştırma adına bu iki alanda yapılan işleri de küçümsemenin doğru olmadığını vurguladı.
“AÇILIMI BİTİREN DTP’NİN TAVRI OLDU”
Kürt açılımında kültürel ve kimlik alanında önemli adımlar atıldığını anlatan Laçiner, hükümetin girdiği sürecin tehlikelerinin pek de farkında olmadığını savundu. Demokratik bir sistemde gözetim, denetim ve sivil idareden yoksun bir güvenlik bürokrasisi kadar tehlikeli ikinci bir şey olamayacağının altını çizen Laçiner, bu risklere ek olarak eğer Kürt sorunu gibi bir meselede siyasi açılım aşamasına giriliyorsa güvenlik önlemlerini de en üst düzeye çıkarmak gerektiğini ifade etti.
“Kurulacak barış öylesine kırılgandır ki Batı’ya gelebilecek 10 şehit cenazesi her şeyi silbaştan yapabilir.” diyen Laçiner, “Ülkemizde tartışmalar teknik bir akılla değil, ideolojik yapılıyor. En önemli hata ise zalim bir devlet ile etkili ve güçlü bir devletin karıştırılıyor olması. Ordu, polis ve istihbarat güçlü olunca zalim olur sanılıyor. Geçmişteki deneyimler bu konuda aydın refleksleri oluşturmuş. Bu nedenle Kürt sorununda da askerin güçlenmesi veya polisin daha etkili çalışması sanki sorunun silah yoluyla çözülmek istenmesi olarak algılanıyor. Bu hasta bakış açısı nedeniyle bazı aydınlar PKK’ya terör örgütü demekte dahi zorlanıyor. Açılım’ın içeriği ise muhatap alınmış olan DTP ile doldurulacaktı. Fakat DTP yan çizdi. ‘Ben oyunda yokum’ dedi. DTP’liler iradenin kendilerinde olmadığını, asıl muhatabın Öcalan olduğunu söyleyince hükümet tam anlamıyla ortada kaldı ve aslına bakarsanız açılım da, yani siyasi açılım da orada bitmiş oldu. Öcalan’ı muhatap alamayacak olan AK Parti’nin tek başına bir açılım yapması mümkün değildi. Kısacası açılımı bitiren DTP’nin kendisini yok sayması ve adres olarak PKK’nın elebaşısını göstermesi olmuştur.” şeklinde konuştu.
Terör örgütü PKK’nın Ağustos 2009’da aldığı kararlarla açılımı kendisini tasfiye süreci olarak gördüğünü ve bu nedenle açılımı sona erdirmek için çalışacağını ilan ettiğini hatırlatan Laçiner, şöyle devam etti: “Sorun ne çocuklar, ne de taşlar. Sorun karşıda görüşülecek çözüm yanlısı bir iradenin olmayışı. Karşıda ciddi bir muhatap yok. Yapılması gereken PKK-BDP çizgisini belli bir noktaya zorlamaktır. Ayrıca tıpkı IRA ve ETA olaylarında olduğu gibi terör örgütü dışında sorunun muhataplarının ortaya çıkması gerekir. Bugün Kürtçü siyaset bir yana Kürt siyasetinde dahi PKK çizgisi dışında bir grup ortaya çıkmıyor. BDP’nin aldığı oy ortada. Belli ki Kürt çoğunluk PKK’yı destekliyor değil. Hatta belki de Kürtçü çoğunluk dahi PKK’nın eylemlerini onaylamıyor. Bu durumda Kürt çoğunluk neden sessiz? Kürtler çıkıp da devletten ne istediklerini neden söyleyemiyorlar? Batı’da derin çetelere karşı gösterilen cesaret doğuda PKK’ya karşı neden ortaya çıkmıyor? ‘Taş atan çocuklara’ verilen cezaların çokluğu konusunda çoğu kez haklı olarak devleti ve yargıyı suçlayanlar bu çocukları suça iten terör örgütünü neden eleştiremiyor? Sözün özü, eğer bir muhatap bulunamazsa Kürt sorununu tek başına çözmek pek de mümkün değildir. Bu noktada her Türk’e olduğu gibi her Kürde de büyük mesuliyetler düşmektedir.”
… Bu makale ilginizi çektiyse…
Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Normal bir ordu kaynaklarını emrinde olduğu milletten sağlar… Efendisi olan bu milletin gönüllü katkısıyla silah alır, asker toplar, YABANCI DÜŞMANLA savaşır.
Normal ordular efendilerini yani milleti, o milletin vatanını korurlar ya da ganimet getirebilecekleri ülkeleri işgal ederler. Yine efendilerinin emri ve izniyle yaparlar bunu.
Anormal ordular ise üniformalı eşkıyalardır. Disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. Üniformalı eşkiyalar ülkenin zenginliklerini tüketirler, geleceğini mahvederler.
Kendisini ülkenin sahibi zanneden üniformalı eşkıyaların hakim olduğu ülkeler yabancı orduların işgali altında gibidir. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek KORKU PROPAGANDASI yaparlar.
Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler.
Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.
5 Yorum
Yazan:ali duman Tarih: Tem 5, 2010 | Reply
bir ışık yakıldı, karanlığın dehlizlerine gizlenmiş kan emici vampirler suç üstü oldu.
bu ışık yanmaya devam etmeli, bu ışık daha fazla yakılmalı.
haburda barışa olan tutkusunu tüm haşmetiyle gösteren kürt halkına, açılıma olan kayıtsızlığını nasıl anlatacak bakalım kürtcü bdp.
ismi bile barış olan kürtcü bdp, barıştan değil, şiddetten beslendiği için, terör istiyor, şiddet istiyor bir kez daha şiddetin arkasına sığınmak istiyor, bir kez daha kürt halkının acısının arkasına sığınmak istiyor. reşadiye baskını kürt halkında uyanmaya neden oldu. artık kürt halkıda biliyor ki yapılan savaş sahtedir, hilelidir. bu bir ortaoyundur, ergenekon ortaoyunudur. bugün dünya yüzünde hak,hukuk için elinde silah dağda başka bir örgüt yok. katırla bir orduya karşı savaşan ve başarı kazanan bir örgüt yok, savaş yalan, kürtcülük hakikat, savaş yalan türk ırkçılığı hakikat, savaş yalan kürt ırkçılığı hakikat. bu sahte savaş türkü de, kürdü de yakan bir savaştır, bu savaş 100 yıllık kanlı geleneğin sahibi ittihatçılığı besleyen savaştır, bu savaş çoğu kürt olan 17500 faili meçhulun katillerini besleyen savaştır, bu savaş yeni 28 şubatları özleyenlerin savaşıdır, faşist 12 eylülü sürekli kılmak isteyenlerin savaşıdır.
kürt halkı için “kendi başlarına bir toplu iğne bile üretemezler” diyen, ergenekon yaratığı bir bölücübaşına kürtlerin ihtiyacı yoktur. kürt halkının acıları üzerinden siyaset yürüten böyle sahte kahramanları tarihin çöplüğüne atma zamanı gelmiştir, türk halkının da siperde dik duruşlar sergileyip, sol gösterip sağ vuran takiyeci sahtekar siyasetçilere ihtiyacı yoktur, takiyyeci emanetçi parti başkanlarına ihtiyacı yoktur, türk halkına tarihinde bir kez dahi samimiyet göstermeyen böyle takiyyeci partilere de ihtiyacı yoktur.
alevi ve kürt, emanetçi başkan gandi kemal, “kürt” kelimesini ağzına almadan sorun siyasi olarak çözülür demekte, ancak ne varki siyasi olarak çözümün yollarını kapatmaktadır.
türkiye halkları bu basiretsiz,yalancı, takiyyeci siyasi figürleri, zavallı kuklaları esefle ve hayretle izlemektedir, onlara gereken dersi sandıkta bir kez daha verecektir, yeterki demokrasiyi askıya alan, beslendiği halka silah doğrultan güçler gölge etmesinler, yeter ki anti-demokratik gücler devreye girmesin, yeterki “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” şiarına sahip çıkılsın.
siyasetini kürt halkının acıları, çaresizlikleri üzerine kuran, ancak ne varki yürrüttüğü siyaset ile vesayetçilik ile ittifak yaptğı ortaya çıkan, maskesi düşen bdp’ de sandıkta kürt halkından gereken dersi alacaktır.
vesayetci zinde güçler tarafından yaratıldığı artık gün yüzüne çıkmış olan hala ne istediği belli olmayan pkk denen garabet ise sorunun çözümü için chp-mhp faşist iktidarını beklemekte, mhp-chp şer ittifakına destek vererek akp hükümetine öldürücü darbeler vurmanın hesabı içerisine girmektedir. taşeron örgütün ergenekondan aldığı son ihale budur. tarihin çöplüğüne atılmadan önce yapacağı -kendilerince- son altın vuruş bu olacaktır. ancak bu görevi yapmasının olanakları ortadan kalkmıştır, takke düşmüş, kel görünmüştür. bu görev, uyanan kürt halkına rağmen yapılabilecek bir görev değildir, kürt halkının sağduyusu bunu engellemeye yetecektir.
daha bir ay önce “ben yokum artık” diyen teröristbaşının henüz bir ay geçmişken “silahlar sussun” demeye başladığını görmekteyiz, zira kürt halkının uyanışını gördüğündendir, kürt halkının kendisi üzerinde oynanan bu kirli “sahte savaşı” idrak etmiş olduğunu anlamış olduğundandır. kürt halkı kendi çaresizliği, ezilmişliği üstünde oyun oynayanları görmüştür, bu oyunun “tavşana kaç, tazıya tut” tarzındaki sahte oyun olduğunu görmüştür, ancak ne varki bu sahte oyun türk ve kürt memetlerin kanı üzerinden oynanmıştır, bu sahte oyunun muhatapları döktükleri kanın hesabını vereceklerdir.
NE MUTLU TÜRK HALKINA, NE MUTLU KÜRT HALKINA Kİ, MASKELER DÜŞTÜ EN NİHAYET, KAN EMİCİ VAMPİRLER SUÇ ÜSTÜ OLDU EN NİHAYET.
Yazan:Xidirnebî Tarih: Tem 7, 2010 | Reply
Nedense Kurd halkinin en azindan Tûrkîyedekî bûtûn halklarla ama eşît ve adaletçî bîr sîstemde ulusal haklariyla yaşamasindan kîmse bahsetmîyor.
Hele ôzlem ve hakkimiz olan kendî ûlkemîz Kurdistan’da bagimsiz yaşamak da sîzlerîn umurunuzda degîl.
Kîrlî savaşa laf atmak haklica ve kolay ama alternatîfsîzlgînîz sîze gûvenmememîz îçîn gûçlû bîr delîldîr elîmîzde.
Kîmse demesîn farkli Kurd dûşûncelerî, renklerî ve seslerî yoktur. Aksîne hepsîde aktîftîr ama yukaridakî yazilariniz Kurd’û Tûrke ve tc ssîtemîne entegre-yapa yapma temellî dûşûncelerdîr. Oysakî Kurd’ûn îstegî ve mûcadelesî bagimsizlik ve ôzgûrlûktûr îçîndîr(yûzyillardir).
Arada sinirlari olan îkî ûlkelî gûnlere!(şîmdî tc sinirlarinda yaşarken, Kurd’e ulus devlet devrî geçtî hîkayesî anlatmasin kîmsecîkler).
Yazan:ali duman Tarih: Tem 7, 2010 | Reply
Ancak bir şeyi de unutmamak gerek, kürde -siyasi- kürt kimliği asimilasyoncu kemalistlerin, ırkçı ve faşist siyaseti verdi.
kürde, -siyasi- kürt kimliğini baskıcı, zorba takrir-i sukun kanunları verdi.
kürde, -siyasi- kürt kimliğini 12 eylül faşizminin diyarbakır işkencehaneleri verdi.
verdi, zira türk faşistlerinin illebet iktidarda kalabilmeleri için bir düşmana ihtiyacı vardı, işte bu yüzden türk faşizmine karşı kürt milliyetçiliği bizzat bu türk faşistleri eliyle yaratıldı. yaratıldı ki faşizm iktidarını “karşıt güçler”, “iç hainler” paradigması üzerinden sonsuza kadar sürdürebilsin, oysa bu paradigma aslında en başından beri ölü doğmuş paradigmadır, ancak ne varki bunu ben söylüyorum, veya demokratlar söylüyor, onlar ise bu paradigmaya inanıyor ve hala bu paradigmayı yaşatmaya idame ettirmeye çalışıyorlar.
benim kürt halkının özgürlük mücadelesine saygım var, ancak ahmaklığa ve büyük bir iktidar oyunun piyonu olunmasına değil.
çetin altan’ın dediği gibi “tarih tekkerrür etmez, ahmaklıklar tekkerrür eder” misal 29 kürt isyanına inanıyor musunuz? bu kürt isyanlarının çoğu kürtleri asimile etmek, tehcir etmek için çıkarılmıştır, kürtleri tehcir etmek, takrir-i sukun gibi kanunları çıkartmak ve bunları uygulamaya koyabilmek için kürt isyanları çıkarılmıştır. Dersimde isyan olduğu için Dersim harekatı yapılmadı, Dersimde yaşayanlar yeni düzen için tehlikeli görüldükleri için Dersim tenkil harekatı yapıldı.
Ancak ne var ki kürtlerin, bu türk ırkçılarına, bu türt milliyetçilerine, bu türk asimilasyoncularına minnet borcu vardır, zira onlar sayesinde siyasi bir kürt kimliği kazanmışlardır. (kürt kimliği hep vardı, “siyasi kürt” kimliğinden söz ediyorum) yani “kötü evsahibi kiracıyı mal sahibi yaparmış” misali. tabiki bunun birde acı yanı var kı o acı yanı türk ve kürt memetlerin kanı harcanarak yapılmış olmasıdır. işte bu hesabı sorulması gereken bir sonuçtur. (deniz gezmiş son nefesinde “yaşasın kürt ve türk kardeşliği” dedi, işte bu kardeşliği bozanlardan bunun hesabını sormak gerekir. Zira biliyoruz ki kürtler kardeşliğe ihanet etselerdi Lozan kürt ve türkler adına imzalanmış olmazdı, o durumda fırattan ötesi de bu sınırlar içerisinde yer almazdı, madem ki kardeşliğe kürtler ihanet etmedi, o halde türklerde ihanet etmemelidir, en doğrusu iki tarafta etmemelidir- vesayetçi sistemi muhatap alan pkkk vesayetçiliği de aynı zamanda kardeşliğe ihanet anlamı taşımaktadır, zira pkk kürt halkı adına hareket eden bir oluşum değildir, yukarıda anlatmış olduğum kirli iktidar oyunun bir parçasıdır)
selamlar.
Yazan:durhat Tarih: Tem 7, 2010 | Reply
gibisi fazla olmuş.pkk,ergenekonun müttefiki gibi çalışmıyor,ergenekonun bizzat kendisidir.tek farklı ayrıntı,pkk ve ergenekon terör örgütlerinin arkasına gizlendikleri siyasal etiketlerin görünüşte farklı oluşudur.bu da yavaş yavaş açığa çıkıyor.yüzeydeki kavgadan fırsat bulunubilirse açığa çıkacak daha çok kirli dolap ortaya çıkacak.
baksanıza Taraf gazetesine aynı korudan saldırıyorlar.İsmail Beşikçi gibi gerçeklerden ödün vermeyen bilim insanları bile istenmeyen adam ilan ediliyorsa durup bir düşünmek lazım.kürt sorununa bilim insanı duyarlılığıyla yaklaştığından TC.nin nasyonal faşistlerinin hedefiyken,bugün pkk terör örgütü ve yandaşlarının hedefi haline gelmiştir.tesedüf olamaz bu,tıpatıp benzer bu dil basit bir ayrıntı değildir.
bu sadece bir örnek.şiddet dili,ufuksuzluk,basiretsizlik bu iki(aslında tek ve ortak)örgütün ortak yaklaşımı haline gelmiştir.akp’ye beraber saldırıyorlar,Tarafı istenmeyen gazete,Beşikçi’yi istenmeyen adam ilan ediyorlar.kimler?tabi ki ergenekonun savunma avukatları,medya uzantıları,mhp-chp gibi ırkçı anlayışlarla beraber aynı söyleme sarılan pkk ve btp!bu nasıl yaman bir çelişkidir böyle?bu kadar ayyuka çıktığı halde her bir tarafa holiganca bağlılık duyan fanatikler maalesef bu çarpıklığın farkına varamıyorlar bir türlü.ne ilginçtir ki,birbirlelerine kıyasıya bilenir gibi görünen bu iki örgütün,bu çifte zihniyetin etle tırnak gibi içiçe olduğunu idrak edemiyorlar.oysa danışıklı dövüştür bu.sahtedir,yalandır,aldatmacadır.
Yazan:Furkan Tarih: Tem 7, 2010 | Reply
Dün malum tv kanallarından birinde kandildeki pkk kamplarının bombalandığını söylüyorlardı. Güya uçakların hedefleri pkk liderleriymiş. Öyle bir hava yaratılıyor ki haberin veriliş tarzıyla, yüreklerin yağı eriyor, oh diyor izleyen seyirci böyle bombalarız işte. Ekranda ard arda sorti yapan jetler, muhtemelen bir tatbikattan alınmş kareler, devasa patlamalar, lazer güdümlü füzelerin hedefi vurma görüntüleri falan. Muhtemelen onlar da holywood filmlerinden alınmış. Ama haberin sonuna küçük bir ayrıntı eklenmiş ama öyle bir veriliyor ki o bölüm sanki hiç bir önemi yokmuş gibi söylenenlerin yani izleyiciye bu bölüme fazla kafanı takmasan da olur sen bombalara uçaklara bak deniyor. O bölümde pkk liderlerinin son anda kamptan ayrıldıkları ve bu yüzden kurtuldukları söyleniyor. Hay aksi görüyor musun bi!!! Halbuki adamların bir hava saldırısını hiç de beklemedikleri zamanlar şu sıralar. Neyse bir daha ki sefer inşallah.
Hayatımda bu kadar adice hazırlanmış bir haber bülteni az görmüşümdür. O kadar belli ki sahtekarlıkları ve bunu malum medya aracılığıyla yapıyorlar. Millete demek istiyorlar ki bakın biz elimizden geleni yapıyoruz ama adamlar son anda kaçıyorlar. Yahu kardeşim senin gerçekten amacın pkk yı bitirmek olsa onları en beklemedikleri anda vurursun. Böyle çatışmaların en yoğun olduğu bir dönemde pkk liderleri de kandilde oturarak sizin jetleri bekliyorlardı zaten. Böyle sahtekar adamlarla bırakın terörü bitirmeyi ülkeyi bir savaşta savunamayız bile ben size söyleyeyim.