DUYURU: Hanefi Avcı ve “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını tekzip ediyoruz
By Korsan Mahyaci Kamil on Eyl 1, 2010 in Duyuru, Serin Devlet
Hanefi Avcı, best-seller kitabı “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabında 565. sayfada Derin Düşünce sitesinden bahsetmiş ve bizim Fethullah Gülen’in bir iletişim organı olduğumuz istihbaratında bulunmuş. Konuyla ilgili tekzibimiz aşağıdadır, kamuoyuna arz olunur:
- Hanefi Avcı’nın “Hunter” takma ismiyle sitemize giriş yapan ve agresif yorumları sebebiyle moderatörümüz tarafından defalarca uyarılan, ve nihayetinde siteden kovulduğu için intikam almak isteyen bir yorumcumuza fena halde benzediği tespit edilmiştir. Söz konusu yorumcunun bütün bedava kitaplarımızı indirdiği ve bu kitaplardan cemaat bağlarını çok dikkatli bir şekilde incelediği anlaşılmaktadır.
- Sitemizin Fethullah Gülen cemaati tarafından sponsor edildiği külliyen yalandır. Ayda 800 bin dolara sponsorluk denmez, ancak sadaka denir. Soros’tan aldığımız finans olmasa aç kalacağız.
- Avcı’nın kitabının piyasada bulunamamasının sebebinin Derin Düşünce- cemaat bağlantısını deşifre etmiş olmasıyla ilgisi yoktur. Hatta önümüzdeki günlerde sitemizce yapılan çekilişte üçbin kişiye “Haliç’te yaşayan simonlar” kitabını armağan etmeyi düşünüyoruz, bu derece demokratız. (Not: Birkaç sayfası eksik çıkabilir, basım hatasıdır.)
- Bazı gazete ve yayın organlarında Hanefi Avcı’nın gizli bir Derin Düşünce elemanı olduğu ve reklamın iyisi kötüsü olmaz diye bu kitabı yazdığı şeklindeki spekülatif yorumlara katılmıyoruz. Derin Düşünce’nin reklama ihtiyacı yoktur, hem reklam yapmak istesek Hanefi’ye mi kaldık, bunu daha üst düzey bürokratlarla da yapabiliriz yani.
- Hanefi Avcı’nın önümüzdeki günlerde çıkacak yeni kitabı olan “Balat’ta Yaşayan Mişon’lar” kitabında “Michael Jackson’ın öldürülmesinde Derin Düşünce parmağı”, “Georges Soros nasıl Müslüman oldu- Fethullahçı Derin Düşünce etkisi !” gibi konuları işleyeceği kendi istihbaratımız tarafından bildirilmiştir. Yalandır, iftiradır. Soros henüz kelime-i şehadet getirmemiştir ve Michael Jackson’u da tanımayız, etmeyiz. Sadece birkaç kez Pensilvanya’da el sıkışmışlığımız vardır, o kadar.
Derin Düşünce Teşkilatı’nın hakiki şekli aşağıdaki gibidir :
17 Yorum
Yazan:MY Tarih: Eyl 1, 2010 | Reply
Hanefi Avcı’yı kimler kullandı?
YÜZLERCE sayfa kitap yazan hatta yazdıkları içine “doktrinler” yerleştiren emniyet müdürlerimiz varsa; bu ülke gerçekten çok şanslı! İçinde hangi fikrin savunulduğu önemli değil, önemli olan polislerimizin bu seviyede “okuryazar”, tez üretebilir hale gelmesi…
Sevgili dostlar, Hanefi Avcı‘nın kitabını bir kez daha okuyup, bazı arkadaşların yazdığı kitaplar ile karşılaştırınca, tesadüflerin “fazla olduğunu” gördüm! Tezlerin kurgusu, olayların “akış içinde” sebep-sonuç kurgusu bazı köşe “babalarına” ve onların “bağlaşık yazarlarına” çok benziyor! Hatta daha ilginç bir tespit yapayım: Kitabın “adını bile” kimin koyduğundan, o arkadaşı çok iyi tanıdığım ve efendi efendi yazdığı kitapların “klasik cümlelerinden” dolayı eminim! Uzun lafın kısası: Avcı kullanılmış! Neye alet olduğunu anladığı zaman iş işten geçmiş, kendisini kullananlar çoktan “Fransa’da şaraplarını” yudumluyor olabilirler!
Yigit Bulut maskemizi düsürdü mü yoksa?
http://www.haberturk.com/yazarlar/547903-bu-ulkenin-soyulan-halki-hala-neden-uyanamiyor
Yazan:ersin koçoğlu Tarih: Eyl 1, 2010 | Reply
ergenekon hakkında çıkan örgüt şemalarına çok benziyor. anladınız siz ne demek istediğimi.
Yazan:Barış Alpertan Tarih: Eyl 2, 2010 | Reply
Komplolara karşı başka tür komplolarla cevap vermek ne kadar doğrudur bilemem ama sitenizin çok da tarafsız olmaya çalıştığını düşünmüyorum. Ha dersiniz ki “bizim zaten öyle bir amacımız yok”, e o zaman sitenizin ismini değiştirin derim; ben burada daha akademik düzeyde tartışmalar beklerken hep bir görüşün propagandasını gördüm.
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Eyl 2, 2010 | Reply
Barış bey,
Propoganda sitelerinde karşı görüşlere yer verilmez, hatta tartışmaya tenezzül bile edilmez. Elbette bizim de bir hayat görüşümüz var. Tarafsız olmanın kriteri Fethullah Gülen ve cemaatini düşman bilmekse, hayır tarafsız değiliz. “Düşman değilsen yandaşsındır” görüşünün hakim olduğu biricik ülkemizde “aman bizi yandaş bilmesinler” gibi bir absürd çaba içine girmeyi de gereksiz görüyoruz. Beğenmiyorsanız bizi ortadan kaldırmanız çok kolay, yukarıda sağ köşedeki çarpı işaretine basmanız yeterli, hemen yok oluruz.
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Eyl 2, 2010 | Reply
Barış bey, bir de yorum kısmının altında Not bölümü var, orayı da size ithaf ediyorum. Siteye girip ismiyle ilgili geyik yapan 8000.kişi seçildiğiniz için. Akademik yayınları şu linkten arattırabilirsiniz:
http://scholar.google.com.tr/
Yazan:ersin ... Tarih: Eyl 2, 2010 | Reply
@olcayto tan haskol
Anlamamış olmanıza çok üzüldüm Bay Haskol. Ama daha açık nasıl anlatabilirim bilemedim. Kusuruma bakmayın Bay Haskol.
Yazan:Mahallenin Yeni Delisi Mehmet Tarih: Eyl 3, 2010 | Reply
öncelikle kitabi okuduğumu belirterek başlamak istiyorum… yorumları okuduğumda insanların yine herzamanki gibi kutuplaşma eğiliminde olduğunu görmek beni yine üzdü ki birçoğuda kitabı okumuş anladığım kadarıyla…
cemaat mensubu değilim cemaat antipatimde yok…
Eskiden bi başkası gelirdi köşebaşlarını tutar altına kendi adamlarını koyardı şimdide aynısını Gülen cemaati yapıyor ne var bunda ? Acıkcası beklediğim bir şeydi herkes gibi… Üzüldüğüm şey zamanında haksızlığa uğradığını düşünenlerin şimdi aynı haksızlıkları kendilerine yapanlara daha fazlasını yapmaları ve kendilerini bir savaş içinde görüp herşeyi mübah görerekten kin ve nefret tohumlarını daha akılcı bir sistemle geleceğe ekmeleridir… tabiki bu, kitaptan okuyup cıkardığım ve sonuna kadar katıldığım görüşümdür…Hanefi Avcı; sempati duyduğu ki bence birzamanlar içindede bulunduğu cemaatin kuruluş felsefesine uymayan bu davranış biçimini gören ve bunu eleştiren bir kitap yazmıştır… Olay budur..!!! bence herkes herşeyi bir kenara bırakıp bu açıdan baksa Özgür Türkiye için aydınlığa açılan kapının aralanmaması için hiçbir neden yoktur…herkes kendi özeleştirisini yapsa eminimki düşüncesel anlamdaki eylemlerini çok daha demokratik özgür bir ortamda gerçekleştirecek ve en sonunda insanlar birbirlerinin haklarına özgürlüklerine bulaşmadan gerçek özgür düşünceye bir adım daha yaklaşacaktır…
Ama bunların hepsi rüya 🙂 ne siz ne ben :)ne de onlar hepimiz temelde aynı zihniyetteyiz… insanın doğası bu demek ki…ne kadar zihnini ve bedenini terbiye etsede insan,güce sahip olunca şeytana uyuyor… bence şeytanı durdurmak için başka bir yol denenmeli…şu an uygulanan bu yol geçmişin aynısı ve görüyoruz ki yine yemicek… 🙂
Kitabın birinci devlet ile ilgili olan bölümü daha yararlı bilgiler içeriyor…çeşitli çözüm önerileri yapılan hatalar devletin hantal geride kalmış yapısı…vs bence bunlar önemli… cemaatmiş kadroymuş adam kayırmaymış iftira atmakmış… bunların hepsi fasarya.
yazmak istediğim çok şey var daha ama konu dışına çıkıcak en iyisi burada bitirmek…
Lütfen bilgi sahibi olmadan yorum yapmayalım kitabı okumadan zart zart ötenler çok komik belli ediyorlar çünkü kendilerini 🙂
Yazan:ali duman Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
yıllanmış, deneyimli, eskiden kendisine devrimciler tarafından “takunyalı” denen, ezan okunduğunda işkenceye ara verip, namaza giden bir polis müdürü kitap yazmış, ne güzel, ne alâ, alâ.
ancak ne varki görevini yerine getirmeyen aciz bir polis müdürü var karşımızda, baştan aşağı iddia ile dolu, delil mi hak getire, at çamuru, izi kalsın, o da kâr. yoktan yere.
oysa o kitapa delillerini de eklemiş olsa, ne güzel görevini yapmış olurdu, bir nüshasını da ilgili adalet birimine postalardı, işte şahane bir polis müdürü, görevini yapmış, halkını da bilgilendirmiş bundan iyisi şam’da kayısı, tatından bile yenmez, hem aldığı maaşı da fazlasıyla hak etmiş, hem topluma olan borcunu ödemiş biri olarak karşımızda saygın yerini almış olurdu.
şimdi karşımızda kim var? acaba niye yaptı, acaba bu delilsiz iddialar için nereden emir aldı? para mı aldı? iyi voli mi vurdu? bir santaja konu açığı mı vardı? ona karşılık diyet borcumu ödedi? gibi sayısız soru işaretleri bıraktı, saygınlık hak getire.
misal diyor ki kaçakçılık şubesinde 50 tane polis fethullahçıdır, tamam öyle olsun diyelim peki kim bunlar diye soruyorsun “söylemem, sana ne diyor” öyle ise orada çalışan yüzlerce binlerce polisi töhmet altına alma hakkını nereden buluyorsun? bu kurumu zan altına alma hakkını nereden buluyorsun.
başka ne diyor?
“uğur mumcu’yu iran öldürdü” diyor, topluma yutturulmaya çalışılan çok bayat bir hap, geçiniz. birgün bu cinayetinde aydınlatılabilme ihtimalinden çok korkmuş olmalı kı, olmalılar ki, bu cümleyi sarf ediyor, bu cümle sarf ettiriliyor.
başka ne diyor?
“hirand dink cinayeti aydınlatıldı, daha ne araştırıyorsunuz, maden mi bulacaksınız” diyor.
anlaşılan hirand dink cinayetinin arkasındaki gücün ortaya çıkarılmasından çok korkuyor, ya da çok korkan birileri var, onları kurtarmaya çalışıyor.
bu iki örnekten şunu anlıyorum kendi payıma, uğur mumcu cinayeti de, hirand dink cinayeti de çok önemlidir, sonuna kadar üzerine gidilmesi gereken cinayetlerdir, arkası çorap söküğü gibi gelecektir.
bu cinayetlerin faillerini bulması gereken polis müdürü, bize bu cinayetleri kapatalım, unutalım diyor, böyle polis müdürü de ilk kez çıktı karşımıza, bu defa kuyruğu çok fena sıkışan vesayetçi sistemin kuyrukçuları bize daha neler gösterecekler bakalım.
bu zihin bulandırma taktikleri son taktiklerdir, karşılarında hızla zihni berraklaşan bir toplum bulunmaktadır, ne yapsalar nafile.
Yazan:forbidden Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
Avcı cemaati topyekün mü suçluyor bilmiyorum ama Gülen’in yaptığı işleri TV’de övmüştü.
Üstelik Cemaat yayın organları olan STV, Zaman ve Aksiyon’u incelerseniz Avcı kahraman olarak lanse edilmiş yıllar yılı.
Dönekliğin sembolü olan (ama zekâsına saygı duyduğum) Türköne gibi zatlar da Avcı’yı bir model olarak göklere çıkarmıştı:)
Cemaatte gazete dağıttım ben yıllar önce, hakkımızı yediler. Dayakla tehdit etmeseydik (ki ilk önce biz dayak yedik) paramızı alamayacaktık. Bir çifkeflik ki anlatamam. Uzatmaya gerek yok.
Gülen’in bu pis ayak takımından haberi var mı? Yok tabii ki nereden olsun. Bu tip yozlaşmış kişiler her örgütte, kurumda, cemaatte vardır. Akrabalarım ve dostlarımın içinde hatırı sayılır miktarda nurcu vardır ama böyle pis oyunlar oynamazlar. Cemaat’in içine bazı yılanlar sızmış, makyavelizmi aşılayarak samimi ihlaslı üyeleri yoldan çıkarmış olabilir.
Onun dışında kimse Cemaat’in asıl hedefinin kötü olduğunu, akla, insanlığa ve ülkeye zarar vermek amacı taşıdığına inandıramaz.
Peki bu olayın aslı astarı nedir?
Bu sıralar Erdoğan’ın hiç BOP’tan bahsettiğini duyan oldu mu? Bahsetmek çünkü bir ingiliz projesi olan BOP bitti, onun yerine Pentagon ve Kremlin referanslı AfPak projei geldi.
http://en.wikipedia.org/wiki/AfPak
Bu proje için bizden muharip güç istenecek, o yüzden TSK’da değişim sözkonusu. Saha generalleri devreye sokuluyor.
Eğer AKP liberal ve demokrat açılımlara devam ederse iktidardan düşürülecek. Bence devam etmeyip içindeki küresel sermaye yanlısı Babacan, Şimşek vb. kişileri tasfiye edecek, liberal muhafazakar değil, milliyetçi muhafazakar kimliğe bürünecektir.
Peki Cemaat’e olan nedir? Tahminim Cemaat’in fişini çekiyorlar, bütün tatava bu yüzden.
Peki neden Cemaat’i bitirmek istiyorlar? Çünkü ABD bildiğimiz eski ABD değil, ABD’de artık yahudi-liberal entelijansiyanın sözü geçmiyor. Onun yerine hard power’dan yana olan yahudi-hıristiyan kesim hakim oldu. İngiltere önderliğinde başlatılan BOP Kremlin ve Pentagon tarafından bitirildi.
Küresel sermaye (Pentagon ve Kremlin tarafından esaslı biçimde) tasfiye edilince onun içerideki destekçisi Ergenekon ve Cemaat de tasfiye edilmeliydi. Ergenekon ve Cemaat’in zıt fraksiyonlar olmasına rağmen farkında olmadan aynı kampa hizmet ettiklerinin altını çizmek gerek.
Hizmet etmekten kastım karşılıklı işbirliğidir.
Önümüzdeki süreci iyi takip edip büyük resme bakarsanız Türkiye’de demokrasinin D’sinin bile olamayacağını görürsünüz.
Platform liberal bir platform belli, ama liberalizm ve küreselleşme artık tüm dünyada bitiyor, önemini yitiriyor. Çünkü dünya artık fakirleşecek, kaynaklar kıtlaşacak. Tüm güçlü devletler (biz değil) buna 30 yıl öncesinden hazırlık yaptılar, gördüğümüz manzara yeni dengelerin oturtulmasından kaynaklanan dalgalanamalardır.
Yani sanıldığı gibi Cemaat ülkeyi ele geçiremeyecek zira bu konjonktüre ters.
Cemaat’in ülkeye hakim olabilmesi için gerekli koşul liberalizm ve demokrasinin Türkiye’de iyice oturtulmasıdır. Fakat önümüzdeki dönem konjonktürü ekonomik çöküntünün, fakirliğin emsalsiz biçimde artacağı, megapollerin büyük sıkıntı çekeceği dönemlerdir.
Böyle bir ortamda liberalizm ve demokrasi işlemez, bunların yerine ortamın doğası gereği hafiften faşizan eğilimler tepeye hakim olacaktır. Milliyetçilik sosuna bulanmış, hafiften sulandırılmış faşizm de diyebilirsiniz. Sadece gelecek olursa Cemaat’in yaşaması mümkün değil, Cemaat de enerji ile çalışır, enerjisi olmayan tüm dinamikler lokalizasyona uğrar, ancak böyle hayatta kalır. Yani dünya küreselleşmek yerine lokalizasyona gidecek.
Liberalizm ve demokrasi bolluk dönemlerinin rejimleridir, fakir ülkelerde bu iki olguya rastlanmaz.
Serbest piyasa yerini devletçi karne dönemine bırakacak.
Kıtlığın başlaması durumunda (ki bu kesindir, bundan kaçmak mümkün değildir) sıkıyönetim kanunları devreye sokulacaktır.
Çünkü demokrasi ve liberalizm hatta serbest piyasa bollukla özdeştir ve bu üç faktör insanlar arasında temel uzlaşma aracı yaratır, bu bağa bol para denir. Para sayesinde kazan-kazan durumu hasıl olur ve insanlar birbirlerinin sivriliklerini görmezden gelirler (Tüsiad’ın önceleri Erdoğan’ı şeriatçılıkla suçlayıp iktidara gelince benimsemesi gibi, bunun halka yayılmış halini düşünün).
İnsanları bir arada uyum içinde tutan bağ yani para ortadan kalkınca toplumda zıtlıklar ayrışmalar olur, daha sonra tolerans eşiği düşer, sivrilikleri gizleyen perde açılır ve kaos başlar. Vay gözünün üstünde kaşın var der ve birbirimize gireriz.
İşte kıtlık sivriliğe ve çatışmaya, çatışma da doğal olarak sıkıyönetim kanunlarına gebedir.
Böyle ortamlarda liberal ve demokrat takılmak beyhudedir. Hiç prim yapmaz. 3-5 sene sonra Mehmet Altan dışında liberal demokrat kalmayacak memlekette, peki herkes dönek olacak Mehmet Altan neden liberal demoktat kalacak? çünkü adam doğuştan gerçek liberal:)
Yazan:forbidden Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
Adam kitabı yayınlamadan önce yetkili birimlere liste halinde isimleri verdiğini söylüyor.
Yazan:ali duman Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
ne güzel, demek ki kitap yazarak birilerinin değirmenine su taşımanın, ortaokula giden çocuklara işkence yapmanın dışında, suçluları delilleriyle birlikte adalete gönderme görevini de hatırlayabilmiş, kendisiyle ne kadar övünsek azdır, ne kadar alkışlaşak azdır!
amma velakin “ugur mumcu’yu iran öldürdü”, “irant dink’in katilleri bulundu, niye hala ötesi araştırılıyor” demesine ne diyeceğiz, oğlu uyuşturucu baronu habip kanat’la ortak olan emniyet müdürüne kefil olmasına ne diyeceğiz? elbette bunların bir açıklaması olmalı değil mi? zatın bir diyet borcu olduğu kesin, hatta kendini kurban edecek kadar fazlasıyla bir diyet borcu bu, elbet o diyetin ne olduğu da gün yüzüne çıkacaktır, çıkmasına da, işte o gün, mal bulmuş magribi gibi bu kitabın üstüne atlayanlardan bir tek tık sesi dahi çıkmayacaktır, bundan emin olabilirsiniz. (deneyimlerle sabittir)
Yazan:forbidden Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
Onu bunu bilmem, Avcı ergenekoncu, sapık, fuhuş çetesinin lideri, uyuşturucu baronu, baron dostu bir cani falan olabilir, bu önemli değil benim gözümde. Adamın ortaya çıkış vakti çok manidar, bu olaydan bağımsız olarak Cemaat’in fişinin ne zaman çekileceğini düşünürdüm. Belki Avcı’nın neşriyatı süreci başlatmıştır ama ben daha büyük (en azından ergenekon operasyonları ölçeğinde) bir olayın peydah olmasını bekliyordum.
Avcı Cemaat medyasınca görmezden gelinse bile Cemaat’in yazgısı bellidir. Konjonktür Cemaat ve türevlerinin daha doğrusu demokrat ve liberal geçinenlerin ağzına biber sürecektir. Bu olay kesin olarak gerçekleşecektir, olayın sebebi ne siyasi, ne de dinidir, sebep jeolojiktir. Dünya daha önce görülmemiş oranda küçülecek, bu küçülme beraberinde lokalizasyonu getirecek. Lokalizasyon doğal olark demokrasileri ve liberalizmi bitirecek, protectionist politikalara geçilece.
Cemaat’in adaptasyon kabiliyeti olağanüstü diye bilinir, ama bahsettiğim sürece onlar asla dayanamazlar eşyanın tabiatı gereği.
Yazan:fatih gokgoz Tarih: Eyl 7, 2010 | Reply
Avci oyle dediyse dogru demis. Su yaziniz sizin hic de tarafsiz siradan demokrat insanlar oldugunuzu gostermiyor. Basbayagi cemaat propagandasi yapiyorsunuz. Daha ne olsun!
Herkes okusun: http://www.derindusunce.org/2007/11/09/fethullah-gulen-cemaati/
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Eyl 8, 2010 | Reply
Fatih bey,
O verdiğiniz linkte övgü belirten yazının altında yazının 20 misli sövgü yorumu var. Propoganda sitesi olsaydık herhalde açık bir tartışma ortamı yerine tek fikrin seslendirildiği bir borazanlığı tercih ederdik, sizin bu yorumunuz da dahil tüm yorumları silerdik mesela. Biraz kafanızı çalıştırsanıza.
Propoganda sitesi şunun gibi bir şeydir:
http://www.bizkackisiyiz.com/
Yazan:Ahmetd Tarih: Eyl 8, 2010 | Reply
Kaçakçılıkta 50 tane Fethullahçı olması bir suç teşkil etmiyor ki adam adli makamlara delil sunsun. Ama iddiası “50 tane Fethullahçı müdür var, bunlar kaçak mal getiriyorlar veya kaçakçılarla, uyuşturucu tacirleriyle işbirliği yapıyorlar” olsaydı o zaman delil gerekirdi işte. Hanefi Avcı’nın hangi polis müdürünü niye korumaya çalıştığını falan didiklemek lazım.
Fethullah Hoca’nın manevi lideri olduğu cemaati 1990 yılından beri tanırım. ellerinde büyüdüm diyebilirim. Askere sızmaya çalışmalarına da, askeri okullara öğrenci yetiştirmeye çalışmalarına da vakıfım. Ama bunu buraları ele geçirip ahanda bu laiklerin analarına kayalım düşüncesiyle yaptıklarına inanmıyorum. Bunu da samimi bir şekilde söylüyorum. Düşünce, buralara helal süt emmiş adam gibi adamlar gelsin, bu milletin gördüğü cefa da bitsin düşüncesidir.
Cemaat hiçbir şekilde zorla dine imana sokmayı hedeflemez. Bunu münafiklik gorur. Asla tasvip etmez. Askeriyeye sokmaya çalıştıkları gençlerin amacı darbe faşan yapıp atteist/laik vatandaşı silah zoruyla devşirmek değildir.
Aralarına da karışan hep olmuştur, hep olacaktır. Bunların (mit, mossad vs elemanlarnı) kim olduğnu üst kadro (ikare, iküp denirdi eskiden) bilir, bi de azıcık gözü gören bilir. Cemaat bunları atmayla da ilgilenmezdi. Bilakis Allah hidayet versin deyip geçilirdi.
Yazan:Ahmetd Tarih: Eyl 8, 2010 | Reply
Bu arada forbidden birader hakkınızın yenmesine üzüldüm. Gazetenin daha üst düzey kadrolarına durumu anlatabildiniz mi? Çiğ süt emmiş insan her cemaatte toplulukta vardır. Ben kendim de bir sürü gereksiz varlık gördüm cemaat içinde, halen de görüyorum. Ama Allah bu insanoğlunu yaratmakla ne güzel yapmış dedirtecek çok adam da gördüm. Bir de bunların sayısını daha çok gördüm.
Yazan:Ahmet Demir Tarih: Eyl 21, 2010 | Reply
Olcay Bey,
Doğru söylüyorsunuz, cemaatin içine “rütbe” veya maddi menfaat için karışmış insan sayısı artmakta. Gerçi ben bu aralar tam cemaat içinde sayılmam. Uzaktan kalben destekliyorum diyebilirim. Bu şekilde çıkanlara da birşey deniyodu unuttum şimdi. Ama cemaatten çıkmak da hiç zor bir şey değil dediğiniz gibi. Yani öyle ocaklarda falan duyduğumuz gibi silah falan öptürmüyorlar. En fazla birileri tatlı tatlı kafalamaya çalışır. Eh yeter be dediğinde de küsüp gider.
Bazıları da cemaatin sürekli para (burs, bağış kurban, himmet vs) istemesine çok kızar. Valla kardeşim adamların baktığı, beslediği tonla öğrenci var. Öyle uzaktan helal olsun demekle dönmüyor bu işler. Ne demişler “Armies march on their stomachs: Ordular karnı doyduğu sürece yürür. Veya ne kadar ekmek o kadar köfte!” Sonuçta cemaat para/bağış ister ama veremeyene de kaybol git ortadan demezler. Herkes kendi inandığı, elinin yettiği kadar.
Cemaate en fazla kinlenen de bu kurtçu tayfadır. Hani “kurtlu hilal” başlığı altındaki tipler. Hem namaz kılar, oruç tutarlar hem de ırkçılık yaparlar, bir de cemaat gibi dünyaya açılamadıkları için kudurur da kudururlar. Bazıları da cemaatin yurtdışındaki okullarda istiklal marşı öğretmesini, türkçe öğretmesini ırkçılık yapıyor diye yorumlarlar. Yaw kardeşim baştaki adamın (hocaf=hocaefendi=dayı=Fethullah Gülen) manevi önderi olarak bir Kürdü (Üstad Said Nursi) seçtiği bir cemaat ne kadar ırkçı olabilir derler adama…