JİTEM, şehit tabutlarıyla uyuşturucu sevkiyatı yaptı
By Sevinc Gul on Eki 13, 2010 in Devlet Terörü, Türk Silahlı Kuvvetleri
Emekli Jandarma İstihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz ise Doğan’ın manipülasyon yaptığını belirterek, JİTEM’in rant peşinde koşan çok karanlık bir örgüt olduğunu söylüyor. JİTEM’in şehit cenazesi görüntüsü altında, Güneydoğu’dan batı illerine tabutlarla uyuşturucu taşıdığını ifade eden Oğuz… TAMAMI
14 Yorum
Yazan:Fatih Öksüz Tarih: Eki 13, 2010 | Reply
Her köklü örgütün veya kurumun mevcudiyeti,güçlü finansmana dayanır.Jitemin de varlığını devam ettirmesi illegal yollardan kaynak temin etmesi çok mantıklı.Bir zamanlar hayallerimizi süsleyen hukuk devleti olma gayreti,şimdilerde çok büyük sınavdan geçiyor.Ergenekon ve jitem gibi çok güçlü illegal örgütlerin kaynaklarını kurutup,tamamen ortadan kaldırmak geleceğin hukuk devleti için büyük bir başarı olacaktır.Eğer bu sınavı Türkiye başarıyla verebilirse,yarın çocuklarımız bizi şükranla anacaktır.Peygamber efendimizin dediği gibi“Ne haksızlık edin, ne de haksızlığa boyun eğin!”
Yazan:Fatih Öksüz Tarih: Eki 13, 2010 | Reply
Bütün illegal örgütlerin finans kaynaklarının yine illegal olması aşikardır.Yalnız bu iddaları ortaya atanların belgeri kamuoyuna sunması artık farzdır.Türkiye’de çok ciddi yaralar açan bu terörist örgütlerin finans kaynaklarının kurutulması,gelecek vaad eden bir hukuk devleti için çok büyük bir başarı olacaktır.
Yazan:ali duman Tarih: Eki 13, 2010 | Reply
eski astsubay hüseyin oğuz’un dediği gibi, hüseyin oğuz’un çobanlık resmi ile bir baron gibi mercedesli emekli albay arif doğan resmi aynı zamanda darbeci, ittihatçı türkiyenin de resmidir.
mahkemeye zırhlı özel mercedesle gelen jitemci albay; kurtlar vadisinde iskender büyük’ün mahkemeye söylediği “konuşursam altından kalkamazsınız, ezilirsiniz, yazık olur size” sözü bana aittir diyor, yani aslında dosta düşmana baronluğunu ilan ediyor, ve türkiye bunu seyrediyor, türkiye kurtlar sofrasına dönüştürülmüş olmasını seyrediyor, acizlikle, çaresizlikle, kanı donarak.
hüseyin oğuz halk için adalet için çalıştı, başına gelmeyen kalmadı, o şimdi dağda çobanlık yapıyor, zırhlı özel mercedesli birileri ise bizimle alay etmeye devam ediyor.
işte bir türkiye potresi, 85 yıllık ittihatçı cumhuriyetin geldiği nokta ve hala bu potrenin milyonlarca savunucu var, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hem de sol geçinerek, hem de “insanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganını atarak, bu işkencecileri savunan milyonlar var, bu işkencecileri koruyan anayasayanın değişmemesi için %42 destek vererek.
birde hanefi avcı gerçeği var, ergenekonun ikinci kez çektiği silahtır, hanefi avcı silahı.
avcının ilk kullanılması susurlukta olmuştu, cesur müdür diye sunulmuştu, hani “jitemi açık etmişti, jitem aleyhinde ifadeler vermişti” peki verdi de ne oldu? jitem’de, susurlukta kapatılmadı mı? elde var koca bir SIFIR, peki geriye ne kalmıştı kahraman! polis avcı, ne kahraman ama! kahramanlık yapmıştı da ne olmuştu! tüm pislikler kapatılmışmamış mıydı? elde var koca bir SIFIR.
meğer olaki o zatın yalandan kahramanlığı da bir iç çatışma eseriymiş, yoksa öyle polis müdürü falan dinlerler miydi? 28 şubatçılar, tezgah olmasaydı, kendilerinden biri olmasaydı.
susurlukta kuyruğu kıstırılan ergenekon, avcı üzerinden rest çekmiş, “bize destek vermezseniz (askere) biz de sizi (jitemi) açık ederiz” mesajını vermiş, tabiki başarılı da olmuş(tu), bunun sonucudur ki gizli el(ler) devreye girmiş her iki pislikte (susurluk, jitem) kapatmıştı. (manzaraya hiçte yabancı değiliz, tüm pisliklerin her zaman kapandığına defalarca tanıklık yapmamış mıydık?) (cumhuriyet tarihi boyunca ne yüce divanlar, ne mahkemeler, ne meclis soruşturmaları görmüştük, malum hepsi yalandı, hepsi birer oyundu)(tıpkı atilla ilhanın “ne kadınlar sevdim, aslında hiç yoktular” dediği gibi)
ergenekon davası durdurulmuş, gitmesi gereken yerin çok uzağında kalmıştır, jitem’e ise hiç dokunulmamıştır, yani jitem halen faal olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
hatay dörtyola iyi bakın, tokat reşadiyeye iyi bakın, bursa inegöle iyi bakın, iyi bakarsanız jitemi göreceksiniz, hemde pkk ile işbirliği yapıyor şekilde.
dünkü alevi eylemlerinde iki şüpheli yakalanmış, ikisi de tabancalı biri uzman çavuş, biri ise onunla bağlantılı kadın. üstelik uzman çavuş hatay’da görevli imiş, hatayda görevli uzman çavuşun ankaradaki alevi eyleminde ne işi var, hemde silahlı ve silahı mermi dolu.
birileri hala uslanmamış, herşey gözönünde cereyan ediyor olmasına rağmen kemalist müftü ve kemalist molla geçinen milyonlar ise hala bu gerçekleri kabullenmek istemiyor.
bu millete arif doğanlar değil, hüseyin oğuzlar lazım, değerini bilmek gerekir, kendini baron sananları, layık oldukları deliklere tıkmak gerekir.
NOT :
jitemden masallar dinlettim sizlere, başınızı ağrıttım aslında pek tabiki masaldır, tüm bunlar biliyoruz ki jitem de koca bir masallar diyardır, o bildiğiniz faili meçhullerde, arif doğanlarda, itirafçılarda elbetteki birer masal kahramanıdır, pek tabiki paşalarımız öyle dememişler miydi? pasalar ne derse doğru der, paşa olmak kolay mı öyle, ne sandınız sırası geleni yapıyorlar mı sandınız, harp okulunun kapısına öküz bağlansa subay mı çıkar sandınız? sırası gelen paşa çıkar mı sandınız? veli küçükler kolay mı yetişir sandınız. masaldır masal.
…bir varmış bir yokmuş, memleketin birinde özü doğru sözü doğru paşalar varmış……o paşalar halkını sever, halkına hiç yalan söylemezler, halkı için canlarını verirlermiş….
Yazan:Suat Sağlam Tarih: Eki 13, 2010 | Reply
Aklıma takıldı;Her yıl tonlarca uyuşturucunun kara yada demir yoluyla ülkemizi boydan boya geçtiği herkesin malumu.
Hal böyleyken, JİTEM gibi hiç bir aracı aranmayacak bir kuruluş neden şehit tabutlarını kullansın?
Ya bir şehit yakını tabutu açmaya kalkarsa?
Çok acemice değil mi?
Pardon.Ben pek derin düşünebilenlerden değilimdir de…
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Eki 14, 2010 | Reply
Suat bey,
Hiçbir kurum, nasıl olsa kimse bizi aramaz diye elini kolunu sallaya sallaya davranmaz. Bunun casusu var, MİT’i var, değil mi? Biraz derin düşünün…
Yazan:aziz yılmaz Tarih: Eki 14, 2010 | Reply
Suat bey,
Bence de biraz daha derin düşünmelisiniz.Takıldığınız detay aslında çok da derinlik gerektirmiyor.Biraz mantık yürütmek kafi gelecektir.
Şöyle düşünün,JİTEM dışında da adı yolsuzluklara,kaçakçılığa,uyuşturucu ticaretine vs karışan kurumlar var…Uyuşturucu mafyasıyla iş çevirdiği ortaya çıkmış emniyet mensupları vardır örneğin.En üst düzeydekiler de dahil.Basında sıkça rastladığımız olaylardandır bu.Ki bu işlere bulaşmış resmi görevlilerin organize suç örgütleriyle iş tutmaları bir yana, çoğu zaman örgütü bizzat yönettikleri de sayısız vakayla ortaya çıkmış ve yargıya intikal etmiştir.Dolayısıyla resmi kurumlar,en son şüphelenecek merciler olmaları hasebiyle kullanılır ancak iş “içerden”çok “dışardan”irtibatlı olunan suç şebekeleriyle yürütülür.Örneğin bir polis ya da askeri aracın şöforü dahi işin içinde olmalı ve bir şekilde ikna edilmeli ki risk azalsın.Ekrem beyin de belirttiği gibi “kontrol olasılığı daha azdır diye”kimse doğrudan bu riske girmez;pekâlâ başka birimler devreye girip kontrol yapabilirler.
Bu nedenle akla hayale gelmeyen yöntemlere başvurulması daha güvenli olabilir.Yani şehit tabutlarının kullanılması o kadar da ihtimal dışı değil.
Kaldı ki,”Yüksekova Çetesi”gibi her türlü kirli işe bulaşmış örnekler ayyuka çıkmışken neden basit detaylara takılalım?Ha şehit tabutları kullanılmış ha başka bir şey…Ordu,emniyet gibi kurumların kaçakçılarla,uyuşturucu tacirleriyle iş tutması,haraç kesmesi,adam öldürmesi,kısacası mafyalaşması sizce üzerinde derin derin düşünmeye değmez mi?
Doğrusu bu gerçekler ortada dururken sizin başka şeyleri dert etmenizi garipsedim.Ne yani sizce bu iddalar birer iftira mı?Bu yönde kuşkularınız varsa bari açık açık söyleyin de gerçekleri sizden öğrenelim.
Yazan:Suat Sağlam Tarih: Eki 14, 2010 | Reply
Arkadaşlar,
siz eroin nakliyatı yapacak bir JİTEM görevlisi olsanız.Bu nakliyatı, bir şehit yakınının ya da görevlinin her an açabileceği bir tabutla mı yapardınız yahu?
Kaldı ki,
JİTEM bir devlet kuruluşuysa,
niye kaçakçılık yapsın ki?Örtülü ödeneği var.Hesapsız para var.
Bu haberde sözü edilen de JİTEM deki bir yetkili ya da grup değil,
doğrudan JİTEM.Yani bir devlet kuruluşu.Ama her nasılsa MİT,Genel Kurmay,Polis,aklınıza ne gelirse,böyle bir kuruluştan haberdar değil.
Aynen ERGENEKON GİBİ…
Yazan:aziz yılmaz Tarih: Eki 15, 2010 | Reply
Şaka mı bu,yoksa ciddi ciddi mi yazdınız bunları?
Bakın,yukarıya alıntıladığım kısa yorumunzdan pasajlar alacağım.Kendi yazdıklarınızı mümkünse bir daha karşılaştırın.
İlk paragrafı alıntılamayı geçiyorum.Anlaşılan eroin kaçakçılığının yapılıp yapılmamasından çok nasıl sevkedildiğiyle ilgileniyorsunuz halâ.Yani “şehit tabutlarıyla sevkiyat mı olurmuş?”ta diretmekle her türlü aklayıcı,paklayıcı delil toplanmış oluyor öyle mi?
Ya hu sorarlar:siz başka bir gezegende mi yaşıyorsunuz? Emniyet ya da ordu mensuplarının uyuşturucu işine karıştığına dair hiç mi haber okumadınız.
Kısa ve net bir soru sormuştum:resmi devlet görevlileri bu tür organize suçlara karışmış mı,karışmamış mı?Bu tür hadiseler haber konusu olup yargıya intikal etmesine karşın,siz hâlâ bütün bunlar iftiradır diyrsanız lütfen bununla ilgili fikrinizi alalım.Yok eğer bu hadisler yaşanmıştır,mümkündür diyorsanız Allahaşkına tabutta,gemide,kontenyirda,askeri cemsede,anbulansta,itfaiye aracında… sevkedilse ne değişir?Devlet görevlilerinin mafyaya bulaşmış olması,kurumlarının organize örgütlerle iş tutması sizce en büyük utanç ve skandal değil midir?Bu kirli kokular sizi hiç mi rahatsız etmez de “sevkiyat öyle mi gerçekleşir,böyle mi gerçekleşir”e takılıp kalmış,bunun hafiyeliğine soyunmuşsunuz!
“Kaldı ki,”
Maşallah,kafalardaki tüm soruları sildiniz,bir güzel ikna olduk biz de:)Bu “Kaldı ki,”pek de pekiştirici oldu hani…
Devamla;
“JİTEM bir devlet kuruluşuysa”diye başlamış bir diğer cümleniz.”Se,sa”eki malum kuşkulu bir belirlemeye işaret ediyor.Açıkçası,”böyle bir devlet kuruluşu yoktur”demeye getirmşsiniz.İyi güzel.Böyle bir devlet kurumu yok,birilerinin uydurmasıdır muhtemelen.
İyi de canım kardaşim,savunma için çırpınmaya devam eden siz,daha iki cümle sonra emin bir tavırla “Yani bir devlet kuruluşu.”diye teyit ediyorsunuz.
Burada hafif bir soluklanıp tekrar soralım:Bu JİTEM dediğiniz kurum,örgüt her ne ise var mıdır,yok mudur?Hiç değilse bir karar verin.Hem “bir devlet kuruluşuysa”,diyorsunuz,hem de “yani bir devlet kuruluşu”.Peki hangisine inanalım,isterseniz bir netleştirelim önce.
Sıkı durun asıl bomba şimdi geliyor!
“MİT,Genel Kurmay,Polis…aklınıza ne gelirse böyle bir kuruluştan haberdar değil.”Böyle buyurmuşsunuz.Ah be kardeşim,madem tamamen hayalidir,hayal ürünü bir kuruluş için bu canhıraş savunma neyin nesidir acaba? Hem ayrıca diğer emniyet birimlerince dahi bilinmeyecek düzeyde bir gizlilik sökonusuysa bu sizi vatandaş olarak hiç mi tedirgin etmez.Düşünmez misiniz?başına buyruk,gizli ödenekler tahsis edilmiş(bunu da siz söylediniz),astığı astık,kestiği kestik gizli bir örgüt acaba ülke için,insanlık için hiç mi tehdit oluşturmaz.
Yani karanlık işler çevirdikleri ayyuka çıkmış JİTEM,ERGENEKON vs gibi örgütlerin avukatlığına soyunmak size,yarın çocuklarınıza,ülkenize ne kazandıracak gerçekten merak ediyorum.Her türlü taklayı atarak kirli çıkar gruplarını aklamak,her türlü pisliğin üstünü örtmeye çalışmakla elinize ne geçecek?
Yeter ya hu!Bir avuç haydut sürüsüyle,çetelerle yönetilme ayıbından kurtulmanın zamanı gelmedi mi?Daha ne kadar bu çapulculara kahraman gözüyle bakmaya devam edeceğiz?Yazık değil mi güzel ülkemize,hiç mi başka alternatifimiz yok ki cellatlarımıza aşık oluyoruz?
Artık kafanızı gömdüğünüz yerden kaldırın!Bakın 17 bin beşyüz faili meçhul cinayet işlendi…Bir o kadar da kaybedilmiş insan var…Aydınlar,yazarlar,akademisyenler katledildi.Peki hiç mi sorgulamazsınız,bu olayların failleri uzaydan mı geldi diye,bu kadar provakasyonu,katliamı kimler gerçekleştirdi,ne için ve hangi amaç için?Çok mu zor kör ideolojilerden kurtulup bunların cevaplarını aramak…
Yazan:ali duman Tarih: Eki 15, 2010 | Reply
bu ülkeyi bir ahtapot gibi sarmış olan, hatta daha öteye geçip devleti önünde diz çöktürmüş olan, malum terör örgütü, kirli şebeke elinde tuttuğu geniş medya ile çok başarılı bir şekilde “itibarlaştırma” ve “itibarsızlaştırma” çalışması yapmaktadır.
bir bakıyorsunuz ki dünün gerici, takunyacı polis müdürü bunların elinde bugünün en itibarlı kişisi haline gelmiş.
bir bakıyorsunuz ki bunların pisliklerini itiraf eden, açığa çıkaran zat, bunların elinde dünyanın en güvenilmez, en aşağılık yaratığı haline getirilmiş (tuncay güney, osman yıldırım)
çıkarlarına uygun davrananları itibarlaştırmakta, çıkarlarına uygun davranmayanları ise itibarsızlaştırarak hakim oldukları medya, yargı, bürokrasiden aldıkları güçle de toplumu etkilemede başarılı olmaya çalışmaktadırlar. (bir nevi toplum mühendisliği metodu)
yurt dışında yakalanan ve türkiyenin en büyük uyuşturucu kaçakcısı olan hüseyin baybaşin yıllar önce çok büyük itiraflarda bulunmuş, türkiye deki uyuşturucu baronların isimlerini vermişti (bunların içinde bakanlık yapan bile vardı) uyuşturucu ticareti yapanlardan, nasıl ve hangi metodlarla yapıldığına kadar ayrıntılı bir şekilde itiraf edilmiş, ifşaatlarda bulunulmuştu. bu itiraflar haftalık bir dergide (yanılmıyorsam yeni gündem) yayımlanmıştı.
ne olmuştu biliyor musunuz? tek bir savcı dahi parmağını oynatmamıştı, o dergi dışında tek bir gazete bunu haber dahi yapmamıştı, işte o zamanlar türkiye onlar için tamda istedikleri ülke idi, köpeksiz köyde değneksiz gezebiliyorlardı. şayet o günlerde bu konuda şıkışmış olsalardı hemen başvurabilecekleri yöntem hüseyin baybaşin’i itibarsızlaştırma yöntemi olacaktı, oysa bağımsız ve tarafsız bir yargı için itibar ya da itibarsızlık ne ifade eder, adam gibi bir yargı kişinini itibarlı olup olmadığına mı, iddia edilenlerine mi bakar?
neyseki o kara günler nihayet geride kaldı, onların itibarlaştırmaları, yahutta itibarsızlaştırmaları eski gücünü kaybetti, bu toplum neredeyse onların “allah bir” dediğine dahi inanmayacak durumda, iyiki de öyle, zira bu noktaya gelmenin bedeli çok ağır ödendi, halen de ödenmeye devam edilmekte, iki halkı birbirine düşman etme, ülkeyi bölme noktasına kadar getirdiler, bu ülkeye yapılabilecek bundan daha büyük kötülük ne olabilirdi ki?
ancak tüm bunlara rağmen, tüm bu hakikatlara rağmen kafasını kuma gömmüş ciddi bir kalabalığın olmasını neye bağlamak gerekir bilmiyorum, bilemiyoruz.
acaba dünyanın en usta sosyoloğlarını-psikologlarını, sosyal bilimcilerini, pskiyatrlarını ülkemize davet mi etsek, onlar için çok verimli bir çalışma sahası olacağına eminim, üst üste yaşadığımız faşist darbelerin uğrattığı toplumsal yıkımlar, halk olarak maruz kaldığımız toplum mühendisliği ve psikolojik harp uygulamaları böyle bir çalışmayı fazlasıyla zorunlu kılmaktadır.
ayrıca bir diyeceğim de; bu ülkenin üzerine karabasan gibi çökmüş olan bu eli kanlı ve kirli şebekenin toplum mühendisliği kapsamındaki “itibarlaştırma” ve “itibarsızlaştırma” taktiklerini deşifre etmek ve halen kullanmakta oldukları bu silahı ellerinden almak çok önemlidir, ayrıca bu görev topluma karşı bir borçtur.
Yazan:ali duman Tarih: Eki 16, 2010 | Reply
susurlukta kuyruğu sıkışan ergenekona en büyük destek jitemi ortaya atarak kafaları karıştıran ve bilinmezlik dairesini genişleten hanefi avcı’dan gelmişti.
bugün kü sabahta hanefi avcı’nın yönetiminde 5 dev-sol militanının yargısız infaza kurban edilişi, burada katledilen bir çiftin ortada kalan 2 çocuğu var.
taa o zamandan beri biliyorum ki bu operasyon(lar) (toplam 12 üst düzey yönetici infaz edilmişti) dev-sol’u ergenekonlaştırmak için yapılmıştır.
dev-sol lideri ve polis ajanı olan dursun karataş’ın örgüt içindeki muhalifleri bu operasyon ile ortadan kaldırıldı ve dev-sol’da hem polis için hem ergenekon için istenilen yönetim kadrosu güçlü kılınmıştır.
bedri yağan ve sinan kukul gibi önemli liderlerinden yoksun kalan dev-sol, dursun karataş’ın tek söz sahibi olduğu bir örgüt haline gelmiş, daha sonra ise hızlı bir şekilde marjinalleşmiş, tabandaki gücünü kaybetmiştir.
HANEFİ AVCI önemli bir karakutudur.
Hanefi Avcı karakutusunun aydınlatılması çok önemlidir.
bugün anlamaktayım ki dev-solu dikensiz gül bahçesi haline getiren operasyonları yöneten hanevi avcı, esasen bu örgüt ile ergenekon arasıdaki köprüyü kuran, irtibatı sağlayan kişidir.
devrimci karargah örgütü, toplu katliamlar için kurulmuş, taşeron ve naylon bir örgüttür, böyle olmasına rağmen, bu örgütün naylon örgüt olduğunu bildiği halde bu örgüte “solcu bir örgüt” iması yapması ilginçtir.
dev-sol, ergenekon, hanefi avcı ilişkileri ve naylon örgüt devrimci karargah kirli bir tarihin aydınlatılması adına kara kutu olma özzelliğini taşımaya devam etmektedir, çok acil aydınlatılmaya ihtiyaç vardır.
Yazan:ali yardım Tarih: Eki 17, 2010 | Reply
Jİtem pkk ya karşı aynıyla mukabele etmek için kurulmuş bir örgüttür. yani pkk nasıl gayri nizami harp yapıyorsa, pkk ile mücadelede etkin olabilmek için sizin de gayrinizami harp uygulamanız gerekir. ama bu şebekenin amacını aşıp kişisel rant ve çete merkezi olduğuna; bölge halkına zulüm yaptığına şüphe yok. o yüzdendir ki bugün Türk kamuoyunda jiteme sahip çıkan sadece çok marjinal bir kesim var. ama mesele pkk ya gelince nerdeyse “adamlar devletten çok çekmişler; isyan etmeyip te ne yapacaklardı” gibi bir hava esiyor. beyler hiçbir zulüm pkk hainliğini meşru kılmaz, hiçbir pkk hainliğinin jitem vahşetini meşru kılmaması gibi. terörle mücadelede gayrinizami harp yapıları olması gerekir; ama jitem gibi çakalların yuvası olmuş bir çete şeklinde değil
Yazan:ali duman Tarih: Eki 18, 2010 | Reply
sn. ali yardım,
resmi devlet açıklamalarıyla ne jitem, ne pkk, ne hizbullah, ne ibda-c, ne de dev-sol açıklanamaz.
tüm bu olan bitenlere rağmen, tüm bu açığa çıkan pisliklere rağmen,
jitemi kuranın da, pkk’yı kuranın da hatta diğerlerini kuranın da aynı otorite olduğunu anlamak bu kadar mı zor?
80 yıllık kirli tarihi rekorlar kitabına geçecek kadar kabarık olan adına ne dersek diyelim hakim kirli iktidarın, içi kof olan iktidarını sürdürebilmek toplumları birbirine düşman ederek, birbirine kırdırak yaşamakta olduğunu tüm bu olan bitenlere rağmen anlamak bu kadar mı zor?
takrir-i sukun zorunlu muydu? kürt islahat planı ile ne amaçlanmıştı? kürtlerin sürgüne gönderilmeleri niye yapılmıştı? diyarbakır işkencehanesini kurup, diyarabakır işkencelerini yapmak zorunda mıydılar
bunların hiç biri ihtiyaçtan değildi, kürtleri asmile edip, saf bir millet (türk milleti) yaratma sevdasıyla yapılmıştır.
kemalizmin adalet bakanı mahmut esat bozkurt “bu ülkede türk olmayanların tek bir görevi vardır o da türklere hizmet etmektir” demesi tüm gerçeği çıplaklığıyla ortaya sermiyor mu?
dersim harekatı niye yapıldı? dersimde insanlarımız niye katledildi? bir ülke kendi topraklarını bombalar mı? kendi halkına bomba atar mı? kendi halkına tarihde eşi benzeri görülmemiş psikolojik harp uygular mı? sahte sağ-sol çatışmaları yaratarak darbeler tezgahlar mı?
şimdi tüm bu pisliklere rağmen jitem’di, pkk’yı yok o ondan oldu, bu şundan oldu gevelenmeleri tam da resmi ideolojinin yalanlarına denk düşmektedir. büyük resmi görmeyerek, hakikatı iğdiş eden ayrıntılara takılmaktır.
bu ülkede yaşayan halkların birbirileriyle hiç bir sorunu yoktur, tüm bu sorunların müsebibleri isimni vermeyen gerek duymadığım kirli bir zihniyet ve iktidarın tezgahıdır. bu kirli zihniyet kendi yarattığı pisliklere hem bir kılıf bulmaktadır, bu kılıf çoğu kez de “dış güçler” kılıfı olmaktadır.
dersimi size dış güçler mi bombalattı, diyarbakır işkencelerini dış güçler mi yaptırdı, takriri sukunu dış güçler mi çıkarttırdı? kirlilik listesi uzun, rekorlar kitabına girecek denli uzun. dilimizde tüy bitti bizim, ancak ne var ki anlamayanların sayısı hatırı sayılacak kadar çok, üstelik bu anlamayanlar üniversite diplomalı ne de olsa zihniyetin maarifi iyi çalışıyor, bunu her gün okuttuğu and’dan anlamak mümkün. (malum zihniyetin maarif bakanı “şu okullar olmasaydı ne güzel yönetirdik maarifi” demişti ya, esasen mantıkları tam da budur, halkı yoksayarak -kendileri açısından- o kadar güzel yönettiler ki, ancak bugüne dair önemli bir kusurları var, kendilerini kolaycılığa o denli kaptırmışlar ki yolun sonuna geldiklerini bile anlayamadılar)
not : jitemi kurduğunu iddia eden albay arif doğan son verdiği ifadede “pkk’yı da kullandıklarını” itiraf etti, şimdi siz bunu nereye koyuyorsunuz merak ediyorum, bu itiraf yukarıda iddialarımı doğrulamaya yeterli gelmektedir, kafamızı kuma gömmenin faydası yok, gerçeklerin acı oluşu onları kabullenmeyişimizi gerektirmez, aksi halde sadece kendimizi kandırmış oluruz.
Yazan:logic Tarih: Eki 18, 2010 | Reply
JİTEM’e terör örgütü diyemeyen birinin PKK’ya hain demesi komik olmuş.
Yazan:Ahmet Somut Tarih: Eki 19, 2010 | Reply
Jitem kurulduğunda belki “gizli” bir kurumdu ama illegal değildi, yani yasa dışı değildi. Muhtemelen bir emir komuta zinciri çerçevesinde Gen.Kur. Başkanı’na kadar gidiyordu. Veya en azından “yasal” bir “gizli” kurumun bu şekilde davranması gerekiyor.
Buradaki emir komuta zincirinde ben hiçbir şekilde kopma olduğunu ZANNETMİYORUM. Ama zincirin Gen. Kur.’da durması işin koptuğu yer. Çünkü demokrasinin geçerli olduğu bir ülkede Gen. Kur. Başkanı’da bir devlet memurudur, çalışanıdır. Halkın seçtiği kişilere emir verir, kendi yetkileri haricinde başına buyruk davranamaz.
Gerçi burada şöyle birşey de var, yanılmıyorsam bir TuğAmiral Güney Doğu’daki faili meçhullerin zamanın bir devlet politikası olduğunu söylüyordu. Bu zincirin ucunda o zamanın başbakanı cumhurbaşkanı TBMM’si var mıydı yok muydu orası da meçhul..