İbn Arabi’nin Fususundaki Anahtar Kavramlar (Toshihiko Izutsu)
By Mehmet Yılmaz on Eki 26, 2010 in hakikat, Hz İbn-i Arabî, Kitap Alıntısı, Tasavvuf, tasavvuf nedir, Varlık
“…Biri M.Ö. VI. yüzyılda Çin’de diğeri M.S. XII-XIII. yüzyılda İspanya’da doğmuş, aralarında yaklaşık 18 yüzyıllık bir zaman aralığı ve yaşadıkları yerler itibâriyle de yaklaşık 9000 km’den fazla bir uzaklık bulunan, biri Çince diğeri Arapça konuşan bu iki insânın biribirlerini, Varlık Âlemi’nin yapısı hakkında aynı şeyleri beyân edecek şekilde etkilemiş olduğunu iddia etmek bir maymunun bilgisayar klâvyesinin başına geçip de bir çırpıda Mehmed Âkif’in bütün Safâhat’ını aynı sıra içinde eksiksiz ve hatâsız yazabilmesi kadar muhâldir… “
Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre (Söz konusu eseri indirmek için)
Toshihiko Izutsu’nun A Comparative Study of The Key Philosophical Concepts in Sufism and Taoism / Ibn ‘Arabî and Lao-Tzû, Chuang Tzû başlıklı iki cildlik kitabının birinci cildi 1966, ikinci cildi ise 1967 yılında Tokyo’da “Keio Kültür ve Dil Araştırmaları Enstitüsü” tarafından yayınlanmıştır. Bu kitabın varlığından 1967 yılında haberdar olmuş ve aynı yıl Japonya’dan getirtmiştim.
Toshihiko Izutsu bu kitabında bir yandan Muhyiddin İbn Arabî’nin Fusûsü-l Hikem isimli eseri ile Kâşânî’nin bunun hakkındaki tefsîrini, diğer yandan da Lao-Tzû’nun Tao Tê Çing (ya da Batı’daki bilinen okunuşuyla Tao Tö King) isimli eseriyle Çuang Tzû’nun bunun hakkındaki tefsîrine dayanarak her iki felsefî sistemdeki anahtar-kavramların önce bir semantik analizini yapmaktadır.
Bir kelimenin semantik değerlerinin, yâni kelimenin etimolojik lûgat mânâsının üzerine zaman içinde eklenmiş olan yeni anlamların ya da vuku bulmuş olan anlam kaymalarının tesbiti demek olan semantik analiz, kelimelerin kullanıldıkları yerde hangi anlamla yüklü olarak neye delâlet ettiklerinin araştırılması, ya da eski deyimiyle “kelimelerin medlûllerinin teşhis ve tesbiti” demektir.
Eserin 1. cildi İbn Arabî’nin Ontolojisi (Varlık Bilgisi) ve 2. cildi de Lao-Tzû ve Çuang Tzû’nun Felsefî Dünyâ Görüşü’ne tahsîs edilmiştir. Yazar İbn Arabî’nin felsefesindeki anahtar-kavramlar ile Lao-Tzû’nun felsefesindeki anahtar-kavramların semantik değerlerini (yâni medlûllerini) tesbit ettikten sonra:
1) bu kavramlar arasında bire-bir bir tekâbüliyetin var olduğunu,
2) her iki sistemin de ortaya koymuş olduğu ontolojinin Varlık Âlemi’nin bir silsile-i merâtibe (hiyerarşi’ye) dayalı katmanlı bir yapı ihtivâ ettiği bir ontoloji olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Biri M.Ö. VI. yüzyılda Çin’de diğeri M.S. XII-XIII. yüzyılda İspanya’da doğmuş, aralarında yaklaşık 18 yüzyıllık bir zaman aralığı ve yaşadıkları yerler itibâriyle de yaklaşık 9000 km’den fazla bir uzaklık bulunan, biri Çince diğeri Arapça konuşan bu iki insânın biribirlerini, Varlık Âlemi’nin yapısı hakkında aynı şeyleri beyân edecek şekilde etkilemiş olduğunu iddia etmek bir maymunun bilgisayar klâvyesinin başına geçip de bir çırpıda Mehmed Âkif’in bütün Safâhat’ını aynı sıra içinde eksiksiz ve hatâsız yazabilmesi kadar muhâldir.
Kanaatimce Prof. Izutsu’nun bu araştırması, Cenâb-ı Hakk’ın (hangi zamanda, hangi iklimde ve hangi îtikadın mensûbu olarak yaşamış olmasının hiç önemi olmaksızın) seçtiği müstesnâ insânların gönüllerine, Varlık Âlemi’nin esrârını farklı boyalarla boyanmış olsa bile, aynı şekilde ilhâm ettiğini çok bâriz bir şekilde ortaya koyan kıymetli bir çalışmadır.
Aslında Prof. Izutsu kolay ve akıcı bir ingilizce kullanmaktadır. Bu bakımdan tercüme herhangi bir güçlük arzetmiş değildir. Bununla beraber konuya yabancı olanların bâzı noktaları daha iyi anlamaları ve teknik deyimlerle ünsiyet kesbedebilmeleri için metinde parantezler içinde de açıklayıcı notlar vardır; bunlar italik olarak dizilmişlerdir.
2 Yorum
Yazan:cb Tarih: Eki 29, 2010 | Reply
dürüst olmak gerekirse dindar müslüman biri olarak hayatımın hiçbir döneminde tasavvuf başlığına detaylı anlamda meyletmedim. ön yargılarım, peşin hükümlerim hep vardı. ancak derin düşünce takipçiliğim, mehmet yılmaz ile sohbetlerim, bu alanda benim için bir anahtar vazifesi gördü.
bir dönem, içimde kaybettiğim bir şeyler hissi; yine tasavvufi öğretide başat anlatımlara konu olan ‘ insan eksik yaratılmıştır, o eksiği maneviyattır, ve orayı ‘kendinden’ başka hiçbir şey ile dolduramaz ‘ desturu üzere aradığını tam olarak bulamasa dahi, en azından aradığının nerede olduğunu ve adının ne olduğunu öğretti, belki hatırlattı. tasavvufun maneviyatı doyuran yönüne anahtar kavramlar anlatımlarıyla şahit oldum.
izutsu nere düşer, konfiçyüs nere? arabi nerededir, gazali nerede? Allah nerededir? Hiçbir yere sığmayan Allah, insanın kalbindedir; o nedenle bu bir haldir, ‘ Zaman ‘ başlığında irdelemeye çalıştığımız gibi, zamanın çok dışında ve üstünde bir haldir.
Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Eki 29, 2010 | Reply
ne yazik ki Tasavvuf’u Islam’dan ayri ve gayri zannedenler çok. Bunu Islam adina söyleyenler oldugu gibi kendisini “tasavvuf ehli” ilân edip adeta yeni bir din icad etme yoluna girenler, Tevhid’den uzaklasanlar da var.
Her iki hata türü için gerek Gazâlî Hz.’den gerekse Bediüzzaman Hz.’den çok net açiklamalar okudum.
Ama acelesi olanlar için Hz. Mevlânâ’dan bir söz ile yardimci olmaya çalisalim:
Gerçekten de Mesnevî’de belki Kur’an’in yarisi vardir. Yine alimlerin buyurdugu gibi Mânâ öz, biçim ise kabuktur.