Sevan Nişanyan’ı nasıl bilirsiniz?
By Konuk Yazar on Eki 30, 2010 in Demokrasi, Sivil Toplum, Yeni Anayasa
İbrahim Becer
Hoş, böyle bir soruyla musalla taşında muhatap olunacağı düşünüldüğünde bir Ermeni ve inanmış bir ateist olan Sevan Nişanyan’ın (Allah geçinden versin) vefatı halinde karşılaşması pek kabil değil.
Peki sağlığında Sevan Nişanyan’ı nasıl bilirsiniz desem? Belki iyi okurlar için O bir Yazardır, bir Dilbilimcidir; biraz daha günceli takip edenler için Şirince’de Konakları olan ve her daim Jandarmayla, hukukla arası hoş olmayan, mahkemelere gidip gelen bir adamdır.
Ben kendisiyle üç hafta önce tanıştım. Ali Nesin’le birlikte “Anayasa Toplantıları” adı altında bir etkinlik düzenlediği haberini aldığımda hem kendisiyle tanışmak, hem de neler konuşulacağı merakımı yenemediğimden Nesin Matematik Köyünün yolunu tuttum. “yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat” derseniz, ki dersiniz şöyle anlatayım: Ali Nesin Türkiye’nin en büyük matematikçilerinden, bir o kadar da mantıkçı, şu anda dışarıdan bakan bir insan için son derece mantıksız bir iş yapıyor ve Nesin Matematik Köyünde gençlere ileri derecede matematik öğretiyor.
Bir insanın bunu yapması için sayılara “Fransız” olması yetmez, mantığa da ihanet etmesi gerekir.
Sorun sadece Ali Nesin olsa neyse de çerçeveye bir de Sevan Nişanyan girmekte. Kıpır kıpır bir adam var karşınızda. Oysa ki onun konumunda bir insandan beklenen Şirince’ye hakim bir tepeden bakan konaklarının önüne sandalyesini atıp bacağını çelmesidir ama öyle değil işte. En son karşılaşmamızda kendisini çocukça bir heyecan içinde bulduğumda, Van’a bir Ermeni Köyü kurulacağını ve bunun için üç gündür Van’da olduğunu söyledi. Yol yorgunu olmasına rağmen moderatörlüğünü yaptığı toplantıyı yönetti ve konuklarına yaklaşık üç saatlik bir Anayasa sohbeti keyfi yaşattı.
Bu toplantının ilanı facebook , Derindüşünce.org başta olmak üzere sanal ortamda duyuruldu. İtiraf etmek gerekir ki istenen kitleyi toplamakta pek de başarılı olduğumuz söylenemez. Kitleden kastımız elbette ki “bindirilmiş kıtalar” değildi. Fikirleriyle bize yol gösterecek, itirazlarıyla Sevan Nişanyan’ı ters köşeye yatıracak insanlara ihtiyaç vardı. Ben böyle insanların aramızda olmasını gerçekten de isterdim. Çünkü, tartışılan konular şu anki Türkiye ortamında bile agresif sayılabilecek konulardı. Diyanetin Türkiye’deki konumu, İnanç öbeklerinin Anayasa karşısındaki konumu, Diyanet İşleri ilga edilirse hangi inançların Anayasa karşısında muhatap alınabileceği, Milli Eğitimin yerel yönetimlere devri mümkün müdür, Eğitim- Öğretimi üzerine alan yerel Yönetimlerin dünyada örnekleri var mıdır ve başarılı mıdır, Avrupa’da Devletin karşısında ciddi bir konuma sahip olan Kilise’nin örneğini Türkiye’de meydana getirmek mümkün müdür diye giden bir sürü sorunları sahih bir dille anlatan bir Anayasa Taslağından bahsediyoruz.
Bu daveti defaatle tekrarlamamın bir sebebi de şu; Geçende yolum bir iş sebebiyle bir sahil kasabasına düşmüştü. Bir çay içmek bahanesiyle girdiğim kahvehanede beni kocaman bir çerçeve karşıladı: On İki Eylül’ün birinci yıldönümü vesilesiyle hazırlanmış ve üzerinde konsey üyelerinin fotoğraflarının bulunduğu üzeri bir parmak toz içinde bir çerçeve. Sigara dumanının geçen yirmi dokuz yılda eskittiği bu çerçeve her şeye rağmen orada duruyordu.
Refeandumun daha dumanı tütmekteydi ve sırf merakımı celbettiği için ” on iki Eylül darbesini destekleyip, desteklemediğini” sorduğumda aldığım cevap; “bu konularla ilgilenmediğini, oraya onu asanın da kim olduğunu bilmediği” oldu.
Bu kayıtsızlığa bir de bahse konu toplantıya olan ilgisizliği katın ve bir daha düşünün. Evinin kapılarını bu toplantı için ardına kadar açan Ali Nesin’in yaşadığı hayal kırıklığını mı yazayım, Sevan Nişanyan’ın bu zaman darlığına rağmen bizlere ayırdığı zamana mı yanayım bilmiyorum.
Kimbilir, belki de Türkiye’nin böyle bir sorunu yoktu…
4 Yorum
Yazan:RIDVAN ıŞIK Tarih: Eki 30, 2010 | Reply
Fikri-etnik kökkeni ne olursa olsun her aydın ülkemiz kültür hazinesinin bir parçasıdır,aydınsız-ulemasız bir toplum ölü bir toplumdur,selamlar…
Yazan:ali yardım Tarih: Eki 30, 2010 | Reply
yusuf halaçoğlu’nun karşısında doğru dürüst tarihsel argümanlar ortaya koyamamış biri olarak biliriz.
Yazan:özlem Tarih: Eki 31, 2010 | Reply
http://www.nisanyansozluk.com/
etimolojik sözlük ve yanlış cumhuriyet bence başucu kitabı olabilecek değerde kitaplar. Diğerlerini okumadığım için yorum yapmayayım.
Yazan:özlem Tarih: Kas 1, 2010 | Reply
Bir de bu var tabi. 🙂
http://www.nisanyanmap.com/