Filozof ve bakıcı kadın
By Tavit Kilimciyan on Şub 3, 2011 in Basın günlüğü, Felsefe, İnsan
Ömrünü yüksek düşüncelerin keşfine, geçmişin düşünce mirasını kör düğümlerini çözerek daha ileri noktalara taşımaya adayan bir erkek olarak filozof, misyonuna hakkıyla saygı duymaktan uzak bir kadının ellerine kaldığında, soyut düşünceyle somut hayatın zorlu, yeni öğrenmeler gerektiren, kekeleme ve bocalamalara, dahası bizatihi oluşumuyla köklü sorgulamalara yol açan karşılaşmalarından biri yaşanıyor.
Hayat tarzları çok farklı iki insanın yolu bir bakımevi odasında ya da kuş uçmaz kervan geçmez bir apartman dairesinde kesişiyor. Yüce düşüncelerin adamı gün geliyor, mektep medrese görmemiş, kaba işlerde çalışarak hayatını sürdürmeye mahkûm kadının bir çift tatlı sözüne muhtaç oluyor.
Böyle bir ilişkinin sonu nereye varabilir?.. Filozof kadınla konuşurken, onun seviyesine inebilmek için kekelemeye başlıyor. Deterjanlı sulara bata çıka kabaran, moraran eller ise Filozof’un yalnızlık günlerinin biricik arkadaşı olmaya hazırlanıyor. Aile, 68’li yazar Susanne Brogger’in deyişiyle yaşlılara, çirkinlere ve hastalara kucak açacak tek TAMAMI
1 Yorum
Yazan:suzannur Tarih: Şub 5, 2011 | Reply
Hayat mı romanları taklit eder, yoksa romanlar mı hayatları? ilginç, Kien vakasının gerçekte yaşanacağını hiç düşünmemiştim.
“Ona yazar tarafından biçilen rol çok acımasız olsa da hatta farklı bir gerçekliğin sorgulanması olduğunu bilseniz de(kulesinden çıkamayan aydın tipinin yergisi)”demiştim bu romanı incelerken, demek ki yazar gerçekten acımasız değilmiş, acımasız ve değerlerden yoksun olan Kien’in içinde yaşadığı dünyaymış…