Türk basını Hukuk’un Üstündedir(6): Kürt düşmanlığı değişmeyen malzemesidir!
By Ayla Chignardet on Nis 10, 2011 in Basın Özgürlüğü, medya, Milliyetçilik, Türk Basını, Ulus-Devlet
2005
1937
… Bu konu ilginizi çektiyse…
Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?
İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin.
“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız. “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin” demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*) İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.
2 Yorum
Yazan:aziz yılmaz Tarih: Nis 10, 2011 | Reply
Bu yazı serisinde öne çıkan ana tema basın yayın ilkelerine genel bir bakış olmakla birlikte,”sol”kavramı daha çok ilgi ve dikkat çekici geliyor bana.
Aslında sol ile ilgili yazılacak/söylenecek çok şey var da benzer şeyleri yazmaktan insan bir yerden sonra bıkkınlık duyar hale geliyor.Zira doğru saptamalar olsalar bile sürekli tekrarlandığında bir şekilde anlammını yitiriyor bazı görüşler.
O bakımdan kendi kendime bir karar aldım,bundan böyle kişisel polemiklere davetiye çıkarmaya müsait uzun yorumlar yazmayacağım artık.
Sadece bir soruyla yetineceğim bu başlık altında:Acaba dünyada ırkçılık’ı/milliyetçi düşmanlığı “sol”ile karıştırıp bunu sol diye sunan bir siyasi akım daha var mıdır?
Yazan:ali duman Tarih: Nis 10, 2011 | Reply
türk solu = nasyonel sol’dur
türk solu = kuyrukçu sol’dur
türk solu = cemaatçi’dir (şef pozisyonundaki abilerine gözü kapalı itaat ederler, düşünmez ve sorgulamazlar)
türk solu = milliyetçi ve kafatascıdır
türk solu = derin devletin hem beslemesi hem yanaşmasıdır
türk solu = sahte olduğu için, her daim cephesini/duruşunu değiştirebilen, işkencecisiyle bile aynı cepheye olabilen ve bu nedenle işkencecisini af edebilendir (ilhan selçuk-veli küçük örneği gibi)
türk solu = bir toplum mühendisliği eseridir
türk solu = sol-ergenekontra ve aynı zamanda ergenekon’un ana gövdesidir
türk solu = Atatürk’ün kurdurduğu sahte TKP geleneğinin devamıdır
türk solu, sol aldatmadır, sol gösterip sağ vurmadır, kemalist zihniyetin “bu memlekete komünizm gerekiyorsa onu da biz getiririz”in fiiliyata geçmiş halidir.
aslolan sol; enternasyonal sol’dur. (zira sol’un türk’ü, kürd’ü, almanı, ingilizi olmaz) sol evrenseldir.
bu konuda sol belirleyicilik “yaşasın enternasyonalizm” diyebilmektir, zira sol bütün insanların kardeşliğini ve eşitliğini, sömürüsüz ve özgür bir dünyayı savunan bir ideolojidir. Sol; tüm sınırlara karşıdır, ulus-devlet modeline karşıdır. İşte bu yüzden “Türk sol’u” diye bir sol’culuk, “sol” takiyedir. “Türk Sol’u” diye ortaya çıkmak özünde ırkçılık olan bir takiye ve sahte olma durumudur, bu kavram nesnel bir içerikle kullanmak mümkündür, ancak öznel olarak içselleştirmek ırkçılıktır. Irkçılığı çağrı yapan bu kavram kemalist kuyrukçusu maocu bozkurtlara ve ulusalcılara yakışmaktadır, ki onların sol’cu olduklarını kimse iddia edemez, yüzlerindeki maske kimseyi yanıltmasın.
(malum bu kuyrukgiller takımından olanların bir kısmı solcudur, bir kısmı sağcıdır, bir kısmı milliyetçidir, kendileri için yapılan görev dağılımına göre açıkhava cezaevine ve tımarhaneye çevirdikleri bu ülkede kendi çalıp kendi oynamaktalar, “ben yaptım oldu”yla bakalım nereye kadar)