Berat’ın Vebali…
By Fatma Sancak on May 10, 2011 in Verme hakkı
Belki haftalar oldu belki ay… Bilemiyorum? Yazamıyorum nicedir. Bahar mı dersiniz, dönemsel mi dersiniz, onu da bilemiyorum. Yazma nedenlerimden sadece biridir “sorumluluk” hissetmek… Sanırım ondan, sorumluluğumu yitirdiğimden yazamıyorum, bazen içkin kırgınlar, neyse ne? Bu duruma takılmış, bununla efkârlanırken zaten sığamadığım şehir daha da dar geliyor, buhranlı günler…
Her sabah olduğu üzere elektronik postalarımı kontrol ediyorum, Cemal Süreyya’dan “Sizin hiç babanız öldü mü?” alıntısı olan bir yazı dikkatimi çekiyor. Yazıya http://www.kadinnews.com/index.php?ctgr_id=13663&yazar_view=18798 linkinden ulaşıyorum. Bir paragrafa geliyorum ki, dünya duruyor;
“Ben Berat Kaçar, ilkokul 4. sınıfa gidiyorum. Biz 4 kardeşiz. Hepimiz okuyoruz. Çok fakir bir aileyiz. 5 senedir hepimiz aynı yatakta yatıyoruz. Kömürlükte yaşıyoruz. Evimiz bir kömürlüktü, artık oturulmaz bir hale geldi. İki ay önce iki odalı bir eve taşındık. Taşındığımız evin 400 tl kirası var. Annem kalp ve tansiyon hastası. Çalışamıyor. Babam yok… Okul pantolonumu birisi verdi. O da bana olmuyor. Çok dar olduğundan dolayı karnım ağrıyor. Yatacak yatağımız yok. Hepimiz aynı yatakta yatıyoruz. İyi kötü bir yorganla bir battaniyemiz vardı, annem onu yıkadı, çaldılar. Öğretmenim bazen ödev verdiğinde yapamıyorum. İnternete gitsem, param yok, yaşım da tutmuyor. Okulumu seviyorum, okumayı seviyorum. Herkes gibi benim de bilgisayarım olsun istiyorum. Büyüdüğümde jandarma olmak istiyorum. Sizden dileklerim,televizyon, buzdolabı, çamaşır makinası, koltuk takımı, yatak, yorgan, battaniye, yastık, 4’lü ocak. Hiçbirimizin giyecek kıyafeti yok. Ayakkabımız yok. Benim annem hasta, hergün ağlıyor. Gözleri iyi görmüyor. Gözlerinin görmesini istiyor. Artık annemin ağlamasını değil, gülmesini istiyorum… Üşüyorum, mont istiyorum. Okula aç gidiyorum, yiyecek istiyorum…”
Tüm telaşlarımı, kendime ait bencil sorunlarımı, nefsi içsel kırgınlıklarımı, kaldırıp atıyorum…
Günler geçiyor, Berat aklımdan hiç çıkmıyor, bilmediğim bir çocuk sesinden hep tekrar eden bir cümle içimde çınlıyor; ” üşüyorum, mont istiyorum. Okula aç gidiyorum, yiyecek istiyorum.”
Elime aldığım post-ite “Berat’ı unutma” yazıyorum kitaplığımın rafına yapıştırıyorum…
Berat’ı unutmaktan korkuyorum, ne yapmalı, nasıl yapmalı? Ama Berat üşümemeli, aç kalmamalı…
Şimdi bu yüzden yazıyorum, içimden bugünlerde bir şey gelmese de, Berat için zorluyorum… Eğer ödemeniz gereken faturalarınız, eğer kredi kartı taksitleriniz, ev kiranız, yaz için almayı düşündüğünüz yeni giysiler tıkıyorsa önünüzü, benim okuyamadığım, yazamadığım zamanların buhranı gibi çöküyorsa üstünüze, kurtulmanın yolu belli… Sakın ola Berat’a yardımcı olduğunuzu düşünmeyin, bir yardım varsa o Berat’ın bize ettiği yardımdır.
Dünyanın telaşesi içinde, arınmanın ve temizlenmenin bir formülü arıyorsanız size bir yöntem önerebilirim, Berat’ın elinden tutmak, bir yetimin başını okşamak, belki biraz da ağlamak, verme hakkını kullanmak…
1 Yorum
Yazan:Don Kişot34 Tarih: May 11, 2011 | Reply
Cemile Hanım Berat için 12 tl yapı kredi bankasına havale yaptım. para sanırım yarın hesapta olur. paranın ulaşması konusunda bir aksilik olursa lütfen benimle iletişime geçiniz. umarım bir faydam dokunur.