Seçim Sonuçları
By Mehmet Yılmaz on Haz 11, 2011 in Demokrasi, Politika
Açılan sandık oranı %70’i geçti. Sonuçların 6 ay önceki anketlerdeki gibi olması dikkat çekici. Görünen o ki kaset skandalları ve diğer olaylar seçmenleri çok fazla etkilemedi. AKP’nin 330 civarında milletvekili çıkarması hayırlı olacak. Ne fazla güçlü, ne de fazla zayıf bir AKP. Yeni anayasa için faydalı ama yine de « ötekilerle » dans etmek zorunda kalacaklar.
CHP %20 sularında gözüküyor. İzmir ve İstanbul’daki sayımlar bitince bu oran yükselir ama %30’ları yakalar mı? Sanmıyorum. Kılıçdaroğlu’nun Baykal gibi bir karne getirmesini nasıl yorumlamak gerek? Gandhi Kemal’in vaadlerine seçmen inanmadı mı? Yoksa Ergenekoncu adaylar mı rahatsız etti seçmenleri?
MHP barajın altında kalmadı. Demokrasi adına iyi bir şey. O kadar seçmenin TBMM’de temsil edilMEmesi çok iyi olmazdı. Ayrıca baraj altında kalsalardı CHP’nin daha fazla Ergekoncuyu meclise sokmasına kapı açılacaktı. Ammaaa… Referanduma “HAYIR” diyen, Ergenekonculara, darbecilere, işkencecilere sahip çıkan bir bir MHP yönetimi ile Ülkücü taban arasındaki ilişki yeni dönemde nasıl olacak? MHP yönetimindekiler sanırım iktidara hiç bir zaman talip olmadılar ve olmayacaklar. Sandalyelerini garantilemekle yetindiler galiba.
Bağımsızların oyu %7 sularındaydı. Sandıklar açıldıkça %6’ya indi. İhtimal %5 sularında olacak, anketlerdeki gibi. Kürt milliyetçiliği tıpkı Türk Milliyetçiliği gibi bir açmazda görünüyor. Umud ediyorum artık sözel ve fiziksel şiddeti, molotof koktellerini ve taşları kenara bırakıp demokrasiyi kurallarına göre yaşamaya başlayacaklar.
Hayırlı olsun memleketimize…
27 Yorum
Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Cok üzgünüm adi kemalistler oyumu yine gasp ettiler.
Yazan:Berivan Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Dersimlileri ayipliyorum dogrusu, CHPye oy verdikten sonra kimse çikip kurdum demesin. dersimde kurd yokmus. bunu ogrendik bu secimde.
Yazan:Arzuhan Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde Kürtçü adaylar gerilemiş galiba. AKP ile eşit sayıda oy çıkarmalarına hayret ettim. Hâlâ ne hakla statü istiyorlar?
Yazan:Bulent Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Keşke 330 milletvekili olsaydı AKP’de. Anayasa değişikliği bir başka bahara mı kaldı? Bağımsızlardan 3 destek oyu gelir mi acaba?
Yazan:enternasyonal Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
@Arzuhan
Bdp, kürt halkının temsilcisi olduğunu kanıtladı. Bağımsız adaylarla seçime girmek zor. Akp parti olarak değil de bağımsızlarla girsin bakalım kolay mı?
30 küsur vekil gönderecek meclise Bdp. Bir çok şehirde tüm partileri geçti bağımsız adaylar. Hala neyi hazmedemiyorsunuz anlamıyorum.
@Bülent
Samimi olurlarsa değil 3, 30 oy da gelir.
…
Bdp’yi Mhp’yle bir tutmak aymazlıktır. Bdp evet kürt milliyetçisidir ancak kürt milliyetçiliği ile türk milliyetçiliği birbirinden çok farklı şeyler asla aynı şeyin laciverti değil. Birisi hak vermeme milliyetçisi diğeri hak alma milliyetçisi.
Bdp’li bağımsızlar hakkında bir sürü iftira atıldı, hatta Sırrı Süreyya Önder gibi bir adamın seçim bürosunda molotof bulunduğu iddia edildi. Başbakan utanmadan arlanmadan çocuk mu yakacaksın bunlarla dedi. Halbuki Sırrı abi haberinin bile olmadığını söyledi. Emniyet müdürünün bile haberi yokmuş. Olay nedir ne değildir çözülemedi anlaşılamadı bile. Anca çamur at izi kalsın.
Akp’ye oy verenler hakkında Aziz Nesin’in sözünü hatırlatanlara kızıyorsanız kürtlere de aynı elitist bakış açısıyla bakmayacaksınız.
Kürtlerin özgür iradeleri ile oy verdikleri vekillerine saygı duyacaksınız.
Yazan:Arzuhan Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
“Bdp, kürt halkının temsilcisi olduğunu kanıtladı.”
%6 oy ile Kürtlerin temsilcisi oldu öyle mi? Yani 50 milyon seçmenin sadece %5’i mi Kürt? Demek ki 70 milyonluk Türkiye’de 3.5 milyon Kürt var. O zaman 10 veya 20 milyon Kürtten bahsedenler yalan söylüyor. Lazlar veya çerkezler kadar Kürt var. Bütün bu gürültü niye?
Yazan:Ergenekon sanıkları ne oldu? Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Adaylıklarıyla çok tartışılan Ergenekon ve Balyoz sanıkları yada ismi kamuoyunda konuşulan isimler Meclis’e girecek mi? İşte sonuçlar.MUSTAFA BALBAY CHP İZMİR – 2 Kazandı
MEHMET HABERAL CHP ZONGULDAK Kazandı
ÇETİN DOĞAN BĞMSZ İSTANBUL – 2 Kaybetti
SIRRI SÜREYYA ÖNDER BĞMSZ İSTANBUL – 2 Kazandı
SAFFET SANCAKLI MHP İSTANBUL – 2 Kaybetti
FERHAT TUNÇ YOSLUN BĞMSZ TUNCELİ Kaybetti
KENAN BIYIK CHP RİZE Kaybetti
AHMET ERSİN BUCAK BĞMSZ ŞANLIURFA Kaybetti
ZÜLFÜKAR İZOL BĞMSZ ŞANLIURFA Kaybetti
MURAT BOZLAK BĞMSZ ADANA Kaybetti
İHSAN BARUTÇU MHP İSTANBUL 3 Kazandı
İLHAN CİHANER CHP DENİZLİ Kazandı
ENGİN ALAN MHPİ STANBUL – 1 Kazandı
ÜMİT ÖZDAĞ MHP İSTANBUL – 2 Kaybetti
SÜLEYMAN ÇELEBİ CHP İSTANBUL – 3 Kazandı
AHMET KUTALMIŞ TÜRKEŞ AKP İSTANBUL – 2 Kazandı
EMİNE ÜLKER TARHAN CHP ANKARA – 1 Kazandı
SİNAN AYDIN AYGÜN CHP ANKARA – 2 Kazandı
ABDÜLLATİF ŞENER BĞMSZ SİVAS Kaybetti
HATİP DİCLE DİYARBAKIR BAĞIMSIZ Kazandı
YAŞAR OKUYAN YALOVA BAĞIMSIZ Kaybetti
http://secim.zaman.com.tr:8080/haber.do?haberno=1146158&title=merak-edilen-adaylar-meclise-girecek-mi
Yazan:MY Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Arzuhan Hanim, bu soruyu sormakta haklisiniz.
Tabi Enternasyonal’in (hatali) yaklasimi ile MHP de Türklerin temsilcisidir. Yani Türkiye’de yasayan insanlarin sadece %13’ü Türktür(!)
Bu elbette yanlis. MHP Türk irkçilarinin temsilcisidir. BDP de Kürt irkçilarinin temsilcisidir.
Kürt meselesi aslinda biraz daha karisik:
Bir kere Kürtlerin temsilcisi olmaktan önce Kürt kimdir? Bunun adam gibi tarif edilmesi gerek. Kanaatimce anne ya da babasi Kürt olan herkesi Kürt asilli kabul edebiliriz. Yani en zindan potansiyel olarak Kürtçe egitim, yayin vb talebinde olabilecek insanlarimiz. Bu insanlar yaklasik 10 veya 20 milyon olabilir. Tabi bu insanlar ayni zamanda Ermeni, Türk ya da Arap olabilirler.¨Yoksa Kürt anne, Arap babadan dogmus bir çocugu hangi kategoriye koyarsiniz?
Zaten bu sebeple BDP’nin “STATÜKO” saplantisina karsi çikiyoruz. Kürtlerin statükoya degil adalete ihtiyaçlari var. Herkes gibi.
Ayrica Zaza, Kirmançi ya da Soranilere ayri statüler mi verecekler? Zazalar ile diger iki grup birbirlerinin dilini bile anlamiyor. Hatta Zazalarin çogunlugu kendilerine “Kürd” denilmesinden hoslanmiyor. Eee? 3 statü mü getirecegiz? Bir de melez?
Kürtleri gerçekten seven, onlarin iyiligini isteyen biri onlari kendi mali gibi isaretlemek ister mi? Sadece bu “statüko” talebi dahi Kürtleri uyandirmalidir.
Zaten BDP kökenli bagimsizlarin aldiklari oylarin bu kadar az olusu da Kürtlerin çogunun irkçi olMAdigini gösteriyor. Tïpki Türkler gibi.
Yazan:Arzuhan Tarih: Haz 12, 2011 | Reply
Sayın MY, tesşekkür ediyorum bu açıklamalar için. Gerçekten Güney Afrika’daki gibi bir Apartheid rejimi kurmak istiyor bu BDP’liler. Türkler ve Kürtlerin ayrı okullara, hastahanelere gittiği kâbus gibi bir yerde yaşamak kim ister? Ellerinden gelse Güney Doğu Anadolu Bölgesi’ni gettolara, kurtarılmış bölgelere ayıracaklar.
Yazan:enternasyonal Tarih: Haz 13, 2011 | Reply
Tek bir partinin bir halkın temsilcisi olamayacağı çok açık. Akp %50 oy aldı ama Türkiye halkının tek temsilcisidir diyemeyiz. 2002 seçimlerinde de %34 almıştı ama tek başına iktidar olmasında bir sorun görmüyorsunuz.
Bdp’ye gelince neden bu kadar ikiyüzlüce davranıyorsunuz. Bağımsız adaylarla seçime girmek kolay değil. Ama buna rağmen bazı illerdeki sonuçlara bakın. Hakkari %80, Şırnak %73 vs.vs. Bakın işte sonuçlar ortada. Bdp kürt halkı açısından marjinal kıyıda köşede kalmış bir parti değildir. Bdp kürt halkının bir temsilcisidir. %100 oy alması gerekmiyor kürtlerden. Dediğim gibi, Akp %34 oy alıyor tek başına iktidar oluyor. Bdp tüm türkiye’den %6 küsur oy alıyor, üstelik bağımsız adaylarla.. Kürtler 10 milyon olsa Türkiye’deki tüm nüfusa oranla %14 eder. %14’ün oyundan %6 alan, kürtler içinde %43 oy almış demektir.
%43 oy bir şey ifade etmiyor mu sizin için? %34 oyla tek başına iktidar olunabiliyor bu ülkede. Neden ifade etmesin?
BDP’ye çok büyük haksızlık yapıyorsunuz. BDP kürt ırkçılığının partisi değildir. Sadece tek bir örnek üzerinden Akp mi daha fazla türk milliyetçisi yoksa BDP mi kürt milliyetçisi gelin kıyaslayalım.
Bildiğiniz gibi AKP kürtçe eğitime karşı olduğunu belirtti. Yani kürtler kendi anadillerinde eğitim almasınlar dedi.
BDP de bunun simetriği olarak türkçe eğitim olmasın türkler ille de bizim dilimizde eğitim alsın demeleri gerekirdi.
Neyle neyi kıyasladığınızın farkına varın. Değil MHP milliyetçiliği, BDP Akp’nin türk milliyetçiliğinin bile simetriği değildir.
Hele BDP’yi MHP ile kıyaslamak çok derin bir yanılgıdır. MHP kürt diye bir şey yok diyor ama ben BDP’den henüz türk diye bir şey yok lafını duymadım.
Sırrı Süreyya Önder, A. Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, BDP’nin seçilen türk adayları. Türk kimliğine sahip türk adayları.
Ayrıca BDP’nin bir süryani adayı da vardı o da seçilmiş.
Nasıl MHP ile bir tutarsınız?
BDP’yi bu şekilde dışlayarak kürtleri tektipleştirmiş olursunuz. İyi kötü kürtlerin içinde BDP’nin bir oyu var, sempatizanları var. Hangi hakla halkın tercihini yok sayıyorsunuz anlamıyorum.
Yazan:mrtnrn Tarih: Haz 13, 2011 | Reply
seçimin kazananları : AKP ve BDP
kaybedenleri: CHP ve MHP
AKP için iyi: %50 oy alması ve kıyı bölgelerinde oyunu arttırması
AKP için kötü: 330’un altında kalması ve diyarbakır, hakkari, mardin ve şırnak hezimete uğraması…
bu seçimden sonra kanaatimce en büyük tehlike AKP ve BDP’nin zafer sarhoşluğu ile hareket etmesi. aldıkları oy oranlarına güvenip başta demokratik mevzular olmak üzere hoyratça davranmaları… bu noktada AKP’nin 330’un altında kalması bu muhtemel hoyratlığı bir nebze engelleyebilir. belkide şer dediğimiz durumda hayır vardır. ancak %50 oy alması da başta YAŞ olmak üzere askeri vesayet açısından elini güçlendirir.
diğer taraftan seçimin diğer galibi BDP eğer zafer sarhoşluğuna girip “şahin” söylemini sürdürürse yine sıkıntı… bu noktada umut BDP saflarına katılıp şahsen beni şaşırtan Süreyya ÖNDER, Altan TAN gibilerin tavırları… özellikle anayasa konusunda… kendilerinde Ufuk URAS’ın sahip olduğu “aydın namusu”nun olup olmadığını göreceğiz…
son olarak AKP Kürt Sorunu konusunda başarısız ve yavaş olduğunu inşallah fark edebilir…
herşeye rağmen demokrasi güzel şey…
Yazan:sevim Tarih: Haz 13, 2011 | Reply
sorulmasına hak verilen soru:“%6 oy ile Kürtlerin temsilcisi oldu öyle mi? Yani 50 milyon seçmenin sadece %5′i mi Kürt? Demek ki 70 milyonluk Türkiye’de 3.5 milyon Kürt var. O zaman 10 veya 20 milyon Kürtten bahsedenler yalan söylüyor. Lazlar veya çerkezler kadar Kürt var. Bütün bu gürültü niye?”
tamam, herkes düşüncesini söylemekte özgür.buna itirazım yok.yalnız bu kadar kışkırtıcı,bu kadar kürdofobik bir dille olması da gerekmiyor sanırım.
bir kere şunun temsilcisi bunun temsilcisi gibi tanımlamalar hatalı.bdp %6-7’lik oy ile neticede kendisine oy verenleri temsil etmiş oluyor.aynı şekilde mhp de %14 ile kendisine gönül vermiş bir kitleyi temsil ediyor.sp,hasparti barajı geçemediler örneğin, peki bu türkiyede hiç müslüman olmadığı anlamına mı gelmeli?arzuhan hanımın mantığıyla olursa,bu iki partinin aldığı oy oranına göre,türkiyede müslümanların sayısı gayrimüslimlerden fazla değil ve tabi boşuna “gürültü”koparmış oluyorlar.bu mudur?
yani kısacası kim kime oy vermiş bence bunu biraz hazmetmek lazım.ayrıca bdp’nin bütün kürtlerden oy almamış olması ne kürtlerin sanıldığınan daha az oldukları,ne de “yüzleri olmayacak”şekilde haklarından vazgeçmeleri gerektiği anlamı çıkarılmamalı.bu bir demokratik hak,bir demokratik yarış.dolayısıyla makul olanı bu çok renkliliğin sindirilebilmesidir.
bu bağlamda bana göre güzel bir tablo çıkmıştır ve hepimiz sonuçlara saygı göstermeliyiz.kısacası seçim sonuçları üzerinden(ve bdp’ye duyulan antipatiyle)satır aralarında kürtlere -yalan söylüyorlar vs gibi şık durmayan ithamlarla-giydirilmesi nasıl bir haklılıktır yorumcuların takdirne bırakıyorum.lütfen bekir çoşkun sendromunun yeni versiyonlarına itibar etmeyelim.kürdü-türkü,alevisi sünnisiyle bu coğrafyanın insanlarıyız.bu seçim pekala yepyeni bir beyaz sayfanın başlangıcı olmalı,çababız bu yönde olmalı.hedefimizde yeni,demokrtatik sivil bir anayasa olmalı.kısır çekişmelerle seçim sonuçları üzerinden kavgaya tutuşacağımıza,olmayacak matematiksel hesaplara mesai harcayıp birbirimizi negatif sözlerle yaralacağımıza, geleceğimiz için,barış huzur için ne yapabiliriz’e odaklanmalıyız.
hepimize ve tüm türkiyeye hayırlı olsun.
Yazan:MY Tarih: Haz 13, 2011 | Reply
Eger ikinci bir parti daha %30’larda olsaydi koalisyon olurdu. Nispî temsil ile isleyen seçim kanunlari böyledir. Avrupa’da bir çok parti bu kadar oyla iktidar olur. Türkiye’nin ve Avrupa’nin seçimlerini biaz takip edin, %35 veya %40 ile iktidar olmus bir sürü parti göreceksiniz.
Etmez olur mu? diyor tabi. Zaten BDP’nin kapatilmasina karsi idik. %10 baraj ile böyle ayak oyunlarina da karsiyiz. Baraj çok yüksek. %2 veya %3 gibi bir sey konabilir. Bu da çogu ülkede uygulaniyor. Ciddi olmayan “dogum günü partisi” gibi gruplari engellemek için 🙂
BDP’nin irkçiligi EZiLEN bir irkçilik. MHP ve AKP içindeki fanatikler ise EZEN irkçi gruptan. ikisi farkli. Meselâ ABD’de bazi zenci gruplar beyazlarin irklarindan ötürü aptal, saldirgan filan oldugunu savunur. TEK BiR ZENCi KiMLiGi olusturmaya çalisir. ZENCiLERiN MUTLAK VE ÖNLENEMEZ(!) zaferi için çalisirlar.
BDP de bireysel özgürlüklerden çok SOYUT BiR KÜRT IRKI ve KÜRT ZAFERi için çalisiyor. Kürtlerin günlük hayatlarini iyilestirecek talepler yerine özerklik ve statüko gibi isteklerde bulunuyorlar. Oysa bir Kürt ile bir Türk ne ister? Karni doysun, çocuklari okusun, evine yakin bir hastahane olsun ister. Tabi ki Kürtçe egitim ve yayin özgürlügü sinirsiz olmali. Bunu AKP’ye ve bütün Türkiye’ye kabul ettirmek için elimden geleni yapmaya hazirim.
Ama BDP’liler gidip milletin evine, dükkanina molotof kokteyli atiyor, PKK’yi kinamiyor, Kur’an kursunu, ögrenci yurdunu yakmaya kalkiyor. Bu ancak Kürtlere karsi nefret toplar. Bu NEFRET BDP içiN FAYDALI bir nefretttir. çünkü Kürtleri Türklerden izole etmek ve bu suretle SOYUT BiR KÜRT KiMLiGi icad etmeye çalisiyorlar. Soraniler, kirmançiler ve Zazalar için müspet talepleri yok BDP’nin.
Ezilenlerin irkçiligi böyledir. Ama BDP eger bir gün özerklik elde ederse o zaman o bölgede Araplari ve Türkleri ezecek. Hatta Kirmançi, Sorani ve Zazalari da ezcek, tek bir potada eritmeye çalisacak. Zazacayi yasaklarlarsa hiç sasmam. Eskiden AKP’de rol almis, sonradan DTP’ye geçmis bir Zaza dostum söyledi, “biz Zazayiz” deyince azar isitiyorlarmis. “Biz Kürdüz” diyeceksiniz diye baski yapiyorlarmis. BDP de DTP de ayni renkte. Siddet, EZiLEN IRKçILIK…
AKP’den de bir kaç tane Hristiyan, Yahudi aday vardi. Türkçülerin ve Hristofoblarin AKP’den gittigi anlamina gelir mi bu? Türk Irkçiligi bize kemalizmin zehirli bir hediyesidir. Hemen her siyasî harekette bunun belirtileri mevcut. BDP ister istemez bunun TAM TERSi olan KÜRT IrkçILIGINI yapiyor. Oysa Türkçülügün panzehiri Kürtçülük olamaz. irkçiligin panzehiri adalettir.
Yazan:Selim Tarih: Haz 14, 2011 | Reply
Kılıçdaroğlu:
‘Meclis’te uzlaşma komisyonu kurulur. Her parti eşit temsilci verir.’ der, BDP bizim istediğimiz önkoşulsuz olacak der. Biri, kendinden 2 kat fazla oy almış bir partiyle aynı etkiye sahip olmak istiyor, biri de %100 oy almış bir parti gibi kendi istediğini dayatıyor, istediklerimiz olmazsa terör estiririz diye de tehdit etmekten geri kalmıyor. Peki ya %50’yle iktidara gelmiş bir partinin tabanı neden bu kadar zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmıyor?
Pek tabi ki de AKP’nin anayasa değişikliği önerisi öncelikli olacaktır. İktidar partisidir ve normaldir. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde de böyledir. Seçimin anlamı budur. Ortada bir anlaşmazlık varsa halkın hakemliği geçerlidir. Ülkenin %50’si AKP’nin politikalarını doğru bulmuş ki böylesine büyük bir oy oranıyla iktidara getirmiş. Elbette ki ülkenin politikalarını onlar belirleyecek. Tabi ki de diğer partiler de aldıkları oy oranına göre değişiklik paketine katkıda bulunmalılar, üzerinde değişiklikler talep etmeliler.
Zaten AKP’nin getirmek istediği anayasa değişikliği bir grubun diğerine tahakkümünü getirmiyor. Aksine bireysel özgürlükleri güçlendiriyor. Diğer partiler de bu özgürlüklerin artırılması için bu yönde katkı vermeliler. Süreci tıkamamalılar. Ben CHP ve BDP’nin tutumlarını, söylemlerini kınıyorum.
Yazan:Mustafa ESER Tarih: Haz 14, 2011 | Reply
Bu seçimin mağlubu istisnasız MHP.Seçmeniyle diyalog kuramayan SEÇMENİNE,SEÇMENİNİN DEĞERLERİNE,ÖNCELİKLERİNE RAĞMEN siyaset yapmaya uğraşın MHP kaybetti.CHP nin dümen suyunda bu kadar ancak olurdu.Bundan sonraki seçimlerde bakalım CHP ve MHP aynı tabandan oy alabileceklermi?Başka bir açıdan bakılacak olursa aslında CH çok başarılı sayılabilir.26+13:40 seçimin galibi solcular.
Umarım Devlet Bahçeli ÜLKÜCÜ camiaya rağmen siyaset yapmanın dayanımaz başarısızlığını iyi tahlil eder ve MHP yi başarıya götürmek için bir şeyler yapar.Yoksa gelecek seçimde MHP baraj altında kalacak.Benim gibi binlerce ÜLKÜCÜ boynu bükük kalmaz.
Yazan:sevim Tarih: Haz 14, 2011 | Reply
Sayın MY,
bir şeyi anlamakta güçlük çekiyorum.neden ısrarla belirli bir görüş ikna edilmeye çalışılıyor?mesela arzuhan hanımın “oy’un kadar konuş”anlamına çıkan metematiksel analazine “nispi temsil”yöntemi hatırlatılmıyor da bu yönde farklı bir görüşe anında savunmaya geçiliyor?
doğru,yukarıda alıntılanan paragrafta geçtiği gibi, ‘nispi temsil’de, oy oranıyla orantılı olmayan bir temsiliyet doğuyor.misal akp oylarını arttırmasına karşın bu seçimde daha az sandelye elde etmiş.bdp de ise fazla bir oy artışı olmamasına karşın sandeleye sayısı bir hayli artmış.tv.den bu konuda uzman olan gözlemciler bu değişiklikleri göçlere falan bağlıyor.tabi muhtemelen nispi temsil’le de doğrudan ilintili olabilir.
dolayısıyla sistem akp için de bdp için de böyle işliyor-baraj engelini saymazsak. dolayısla konu bu boyutuyla tartışılacaksa sistemin yarattığı bu sonuçlar bir bütün içinde irdelenmeli.doğru bir yöntem midir değil midir?tartışılması gereken budur eğer gerçekten seçim kanunlarını tartışıyorsak.ancak gördüğüm kadarıyla tartışma başka bir mecraya kayıyor.enternasyonal rumuzuyla yazan katılımcı,bu yönde başarı/başarısızlık veya temsil ediyor/etmiyor merkezli sübjektif yargılara cevap vermiş.bana göre de seçim sonuçları üzerinden tek yanlı ve çifte standartlı öngörüler var.bdp’nin %6 küsürluk oyunun kürtleri temsil etmediği düşünülüyorsa pekale akp’nin %34’lerle iktidar oluşu da tartışmaya dahil edilebilir.ha,bu sonuçlar seçim sisteminden kaynaklanıyorsa-ki öyledir-o zaman bdp’nin ulaştığı temsiliyet oranı üzerinden başarısızlık,marjinallik gibi değersizleştirici imalar yerine sistemin kendisi tartışılmalı.bilemiyorum “benim partim seninkini döver”mantığıyla-şahsınıza değil bu eleştiri-nereye varılabilir.sonuçta bir seçim yapılmış,her parti,her görüş kendi çabasıyla bir noktaya gelmiş.bu meclis tablosuyla demokrasi çıtasını yükseltecek ufuk açıcı projeleri nasıl hayata geçirilebilir gibi somut öneri ve sorumluklar dururken,kısır çekişmelerle vakit kaybedilmesi bence çok da anlamlı değil.
seçim yasasının temsiliyette adaletsizlikler yarattığı noktasında DD gerekli duyarlılığı göstermiş,dtp’nin kapatılmasına,yasaklara ve her türlü antidemokratik uygulamalara karşı tavrını net olarak ortaya koymuştur.bunun hakkını teslim edelim.
ne var ki bu uygulamalar devam ediyor.ayrıca %10 barajındaki ısrar, ciddi olmayan “doğum günü partisi”gibi grupların engellenmesi için değil akp’nin işine yaradığı içindir.keyfi ve adaletsizdir,kürt partilerininin önünü kesme amacıyladır.çünkü avrupadakine benzer öyle her grubun parlamento talebi falan henüz yok.
dolayısıyla bir partinin mecliste grup oluşturmak adına bağımsız adaylar üzerinden katılmaya zorlanması avrupadaki gerekçeyle hiç örtüşmüyor.tersine işi yokuşa sürmektir ve büyük bir demokrasi zaafiyetidir.buna ek olarak -şahsi görüşüm-her “grubun” kendi gücü ölçüsünde özgürce siyasete katılması önünde hiçbir engelin olmadığı çoğulcu,katılımcı bir seçim yasasının daha adil ve demokatik olacağıdır.avrupanın böyle bir tercihte bulunması bu uygulamayı doğru/vageçilmez bir kriter kılmaz sanırım.
yorumunuzun bu kısmına itiraz edeceğim fazla bir nokta yok.genel olarak katılıyorum.bdp,gerçekten de kürt halkının öncelikli taleplerinden çok,tepeden inmeci elitist bir yaklaşım sergiliyor.bu anlamda-savunduğunu iddia ettiği- tabanla arasında ciddi bir kopukluk olduğu kuşku götürmüyor.şiddet konusunda da maalesef gerekli sağduyu ve duyarlılığı gösterecek bir siyasi olgunluğun işaretleri henüz bulunmuyor.açıkçası bu konuda sınıfta kaldığını düşünüyorum.ancak zaza/arap/kırmanç/soran vd.olarak nitelendirdiğiniz unsarlara dair kötü emeller besledikleri noktasında özel bir politika içerisinde olduklarını düşünmüyorum.daha ziyade kendi ideolojileri hakim kılmak gibi despotça bir tutum içindedir.dolayısıyla bu baskı sandığınız gibi,sadece kürtlerin dışında kalan farklı kimliklere yönelik değildir.daha açık bir ifadeyle aynı baskıyı kendi gibi düşünmeyen kürtler üzerinde de sürdürüyor bdp.zulüm zulümdür elbet,ancak (dikkatinizden kaçtığını düşündüğüm) bu ince nüans farkı gözden kaçmamalı diye düşünüyorum.
bir de şu statüko meselesi var.statü ve statüko farklı kavramlardır.bilgiçlik olarak almazsanız,bdp “statü”derken bundan kendi teksesliğinin sürdürülebilirliği yönünde statükoyu/statükocu anlayışını… korumayı amaçlıyor olabilir.bunu farklı başlıklar altında diğer okurlarla da tartıştık.yine de bdp’nin “statüden” statükoyu anlaması bu iki kavramı eş anlamlı kılmamalı diye düşünüyorum.
katılıyorum,”ezilenlerin ırkçılığı”yerine keşke “ezilenlerin hak arayışı”esas alınabilse.bdp,soyut kimlik algılarına yaslanarak kendisiyle beraber karşı milliyetçi bir dalga yaratmasını başarmış.anacak bu psikoloji süreçle beraber işliyor.yani çözüm hızına göre şekillenir;çözüm üretildikçe azalır,ertelenip tıkandıkça da yükselişe geçer.genel seyir budur.
fakat bu gerçeği değerlendirirken hatalı bir noktaya savruluyorsunuz.”modernlerin endişesi”ni andıran bir kaygıyla “ya şöyle olursa,ya böyle olursa”türü gelecek üzerine öngürlerde bulunmayı abartılı ve yersiz buluyorum.son yazılarınızda bu kaygılara endeksli bir bakış sergilediğiniz kanatindeyim.tamam kaygılarınızı anlıyorum da,acaba bdp’nin zazacayı yasaklayacağı görüşüne nereden varıyorsunuz?
bakın demin de belirttim, bdp’nin baskı menzilinin hedefinde olanlar bdp’nin ideolojisine ve yöntemlerine muhalefet eden ve katılmayanlardır.kürt,arap,zaza…farketmiyor,fikir hegamonyaları önünde engel gördüklerine karşıdırlar…dille,dinle vs.le sandığınız gibi bir problemleri olduğunu sanmıyorum.bu bakımdan bölgede cereyan eden toplumsal hareketliliği,etkileşimleri,öbekleşmeleri daha derinden takip etmenizi öneririm.
özetle haklı ve doğru tespitleriniz olmakla beraber,belirttiğim hususlarda kısmen yanılgılar var diye düşünüyorum.
Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 15, 2011 | Reply
Kemalciler için üzücü bir durum.
Ama belki de sevindirici.
Belki “Bizim yanlışımız ne?” diye düşünmelerini sağlar.
Burunlarının dikine gitmek yerine belki “acaba …, yoksa …” vb. ile başlayan düşünceler başlayabilir zihinlerinde.
Taptıkları şeyin tapmaya değer olup olmadığını sorgulamayı deneyebilirler.
Hepimiz “gafil kafaya tokmak” ihtiyacı olan hatalı kullarız.
Bu da kemalcilere bir “tokmak” olsun.
Yazan:MY Tarih: Haz 15, 2011 | Reply
Sevim Hanim Selam,
Sanirim bi karisiklik olmus, “BDP kimseyi temsil etmiyor” demedim. Bütün Kürtler BDP tarafindan temsil EDiLiYORMUS gibi konusulmasina karsiyim. Bunu söyledim. AKP, CHP ya da MHP, BBP her ne ise bütün Türkleri ya da bütün Müslümanlari, Alevîleri temsil etme iddiasinda olMAmali.
BDP kendi seçmenlerini temsil eder. Sçimden önce iki ilçede MHP teskilati istifa edip BDP’ye geçmisti. Demek ki BDP tarafindan temsil edilen Türk Irkçilari bile var. Demokrasi güzel sey 🙂
Yazan:sevim Tarih: Haz 15, 2011 | Reply
Sevgili Mehmet abi,
size böyle hitap etmek geçti içimden.çünkü fikirlerinize değer veriyor ve sizi seviyorum.abi dememe açıklık getireyim biraz,40’lı yaşlardasınız zaman zaman yazılarınızdan okuduğum kadarıyla.yani sizden yaşça küçük olmam hasebiyle bu hakkı tanıdım kendime.ancak sadece bu değil,insanı merkeze alan,erdemliliğe,insan hasletlerine önem veren,olaylara vicdanıyla bakmasını başaran güzel insanları seviyor ve saygı duyuyorum.makelerinizde hep bu güzel çabayı buldum.babam sayesinde tanıştım her biri bir klasik değerinde olan geniş kapsamlı makalelerinizle.babamın ismini vermeyeyim az çok tanıyacağınızı tahmin ediyorum.kendisi gibi ben de sıkı bir müdavimi oldum güzel yazı ve yorumlarınızın anlayacağınız.ancak son yorumunuzdan biraz sitemliyim.son paragrafta beni tam olarak anlayamadığınızı düşünüyorum kendinize tanıdığınız ince kinaye nenediyle.keşke o kinayeli sözlerinize neden olacak sözler yerine asıl ifade etmek istediğimi anlatacak dilim ve sözcüklerim olsaydı diyeceğim.yine de size kırgın değilim canınız sağolsun.
izninizle şimdi yorumunuza geçelim.
“BDP kimseyi temsil etmiyor” demedim.
böyle bir şey söylediniz demedim.yanlış anlaşılmadan ötürü bir karışıklık olduğunu düşünüyorsanız, karışıklık buradan kaynaklanmıyor.üçüncü şahıs olarak görüşlere hakemlik yapıldığında tarafsız olunmalı dedim.isimlerini sık sık tekrarlamam doğru değil,iki yorumcu arasında geçen tatışmada taraf olduğunuz yönünde eleştirim oldu.”nerede bu kürtler,demek ki yalandan sayıları abartılıyor”gibi bir soru “haklı bir soru”değil.seçim sonuçları üzerinden bu tür çıkarımlara varılmasını doğru bulmuyorum açıkçası.
Bütün Kürtler BDP tarafindan temsil EDiLiYORMUS gibi konusulmasina karsiyim. Bunu söyledim. AKP, CHP ya da MHP, BBP her ne ise bütün Türkleri ya da bütün Müslümanlari, Alevîleri temsil etme iddiasinda olMAmali.
bu tespitinize katılıyorum.siyasi partiler kimlik/inanç/bölge…vesair üzerinden siyaset yapmamalı.elbet toplumun bütün katmanlarını ayırmaksızın hizmet çıtasını yükseltildiği bir siyasi vizyon öncelenmeli.misal, milliyetçilik iddiasında olan mhp’nin türkiyenin dünya ile her alanda(ekonomik,kültürel,siyasi,diplomatik)rekabet edebilecek kalkınmacı bir “milliyetçiliği” şiar edinmesi,keza bdp’nin kürt insanını bu rekabetin içine dahil edecek,bölge insanının öncelikli sorunlarını türkiye gündemine taşıyacak geniş ufuklu bir siyaset çok daha anlamlı ve isabetli olurdu.oysa mhp ve ülkücü olarak bilinen camia kurt ulumasıyla,urgan sallamakla,miadı çoktan geçmiş ırkçı söylemlerle varolmayı seçiyor.bdp ise pkk şiddetine yaslanarak,çocuk ve gençlerin molotoflarla sokaklara dökülmesinden medet umar hale gelmiş.
bugün kısmen de olsa akp bu anlamda her iki partiden de daha ileri bir vizyona sahip ve daha ileri bir noktadadır.en azından dönüşüm adına bir şeylere çabalıyor.ancak yeterli değildir.olmamaktadır.zira toplum olarak kuşatıldığımız bu aayrımcı zihniyet akp önünde de aşılmaz bir engel oluşturuyor.alevelilerin,kürtlerin sorunlarını da kapsayacak olan demokratik açılımlar başlatan akp,kök salmış veya kabul görmüş milliyetçi refleksler nedeniyle başlatmak istediği demokratik hamleden geri dönüş yapmıştır.hatta daha da ileri giderek milliyetçi ve ulusalcı söylemlere sarılmıştır.neden?çünkü çözüm odaklı projeler üretme,yerini iktidarı koruma telaşına bırakmıştır.dolayısıyla hem uluslacıların direnci hem de seçmen tababanını kaybetme endişesiyle denge siyasetine yönelmiş, bildiğimiz klasik zihniyetle uzlaşmayı seçmiştir.düşünün alevi sorunu bir türlü çözülemiyor.oysa alevi açılımını,alevilerin çok da dayattığı bir dönemde değil akp’nin teşvikiyle gündeme gelmiş,alevi temsilcileri yemekli toplantılara davet edilmişlerdi.peki neyi çözmek amacındaydı akp ve ne tür bir çözüm getirebildi?Neden mesela Cem Evlerinin yasal statüye kavuşturulması yılan hikayesine dönüyor?
keza kürt açılımı…aydın,hukukçu,kanaat önderi ,akademisyen ve sanatçılarla yapılan onca toplantının ardından somut bir reform örneği çıkabildi mi?
şuraya getireceğim,türkiyenin sorunları öyle göstermelik şowlarla çözülemiyor.akp muhtemelen devletele küskünlük yaşayan çevreleri kazanmak istedi-ki bu da olumlu bir gelişme-ancak dediğim gibi bazı hassasiyetler ve özel nedenlerden ötürü bu projeler yarıda kaldı.
bunları niçin söylüyorum?türkiyede gerçek manada demokratik reformlar hayata geçmediği sürece bu sorunlar yumağı içinde,bu alabildiğine kafa karışıklığı doğuran hengame içinde mhp’ye umut bağlayanlar da olacak,bdp’ye,chp’ye de.velev ki bu partilerin kendilerini destekleyen seçmen kesimi üzerinden siyaset yapmış olduğu düşünülse dahi.yani yömtem ve icraatlarını beğenmesek de bu partilere belirli bir seçmen desteği olması çok da garipsenmemeli.demek ki bir şekilde ikna olmamışlar.olmadıkları için de doğal olarak beklentilerinin karşılığını şu veya bu partide arıyorlar hepsi o kadar.
toparlıyorum,eğer yorumlarımı dikkatle okursanız şunu söylüyorum.kışkırtıcı yorumlarla iş, “siz-biz” çkişmesine gitmemeli.enerjsini buna harcayan yorumcular var maalesef.tamam onların da görüşlerine saygı duyalım ama ihtiyacımız bu değil.gerektiğinde müspet getirisi olmayan bu tür ayrıştırıcı dili düzeltme sorumluluğumuz var ve olmalı.dolayısıyla bu tür kısır çekişmelerle yeni kutuplaşamalara yol açmak yerine,12 haziranda sandıktan çıkan tabloyla yeni sivil bir anayasa,hukuk devletine yakışır reformlar yapılabilecek mi ona odaklanalım diyorum.zira türkiyenin, seçmen profili üzerinden yeni kutuplaşmalara zemin doğuracak çekişmelerle vakit kaybetmek yerine uzlaşmaya ve bunu sağlayacak uzlaşı kültürüne ihtiyacı vardır.pusulamız bu olmalı.yoksa bu tarışmaların sonu gelmez fakat bir arpa boyu da yol alınmaz.
BDP kendi seçmenlerini temsil eder. Sçimden önce iki ilçede MHP teskilati istifa edip BDP’ye geçmisti. Demek ki BDP tarafindan temsil edilen Türk Irkçilari bile var. Demokrasi güzel sey
evet demokrasi güzel şey, hele de bütün aykırıkları,farklı tonları ve renlilikleriyle içselleştirildiğinde.ancak bu güzel tespitinizin altında küçük bir kinaye seziliyor gibi.”mhp’den bdp’ye geçen ırkçılar” dedikleriniz akp’ye ya da bir başka partiye de geçebilirdi.peki bu geçişleri kabul eden partiyi “ırkçıları temsil eden parti”mi yapar sizce?alındığım nokta budur,yazdıklarımdan böyle bir anlam çıkarmanıza şaşırdım açıkçası.
saygı ve selamlar.
Yazan:MY Tarih: Haz 16, 2011 | Reply
Sevim Kardesim Selam,
Bababizin kim oldugunu galiba tahmin edebiliyorum, artik aile sitesi olduk 🙂
“abi” demeniz elbette daha güzel, üstelik ben size bir sey itiraf edeyim, sizin son bir kaç yorumunuzda gösterdiginiz hassasiyet ve tarafsizlik özlemi aslinda DD’de yapmaya çalistigimiz ise daha uygun. Yani siz MY’den daha iyi bir DDci oldunuz bu sayfada 🙂
Neden? hakkim yok belki ama MHP ve BDP’den biktim biraz. AKP elbette kusursuz bir parti degil ama muhalefetin bu kadar kalitesiz yapilmasindan bikkinlik geldi galiba. Kaset skandallari filan ile MHP’nin barajin altinda kalsaydi hani neredeyse sevinecektim.
Tabi ki iyi olmazdi bu, sanirim %12 ile 5-6 milyon oy aldilar. Bu kadar insani da temsilen TBMM’den atmis olurduk. BDP için de ayni sey. Açikça PKK’yi övseler bile TBMM’de yerleri var. çünkü seçmenleri var. Silahli çatismalarin yerine fikrî “çatisma” istiyorsak buna razi olmaliyiz.
Her konu TBMM çatisi altinda konusulmali. Belki disarida konusaMAdigimiz konular olabilir. Ama kimse TBMM çatisi altinda söyledigi ya da söyleMEdigi sözler yüzünden ceza görMEmeli. Siddeti, çekismeyi, çatismayi bu sekilde kanalize etmek, ilmî alis-veris, olmazsa referandum gibi yollarla halletmek lazim. Aksi takdirde fikir farkliliklari yine kan dökülmesine sebep olur.
Babaniz gibi soguk kanli ve sabirli oldugunuz için tesekkür ediyorum.
Selam ve saygi ile
Yazan:ufuk tan Tarih: Haz 16, 2011 | Reply
Bu seçimin tek galibi Bdp ve sosyalistlerin desteklediği bağımsız adaylardır.Gerisi hikaye.Akp Türk sünni müslümanların oylarının tamamını almıştır.Sp,Has parti,Dp,Bbp,Tp ve bu cenahta oynayan diğer partiler silinmiştir.Chp’de kemalistlerin ve laik-ulusalcıların oylarını almıştır.
Bdp ısrarla Türk partileri ile kıyaslanıyor,ırkçılıklada suçlanıyor.buna sadece gülünür.Burjuva ve küçük burjuvaların ufku buraya kadar ne yapalım.Bdp Kürt partisidir,Kürt sorunu çözülene kadarda öyle kalacaktır.Özgürlük isteyen onurlu Kürtler ve Türkler ve diğer azınlıkların temsilcisidir.İçiniz sızlasada otuz altı millet vekilini hazmedemesenizde katlanmak zorundasınız.
Yazan:Selim Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
İçiniz sızlasada otuz altı millet vekilini hazmedemesenizde katlanmak zorundasınız.Evet, MHP’nin 50’den fazla ırkçı/milliyetçi milletvekiline yıllardır nasıl katlandıysak buna da mecbur katlanacağız. Mecliste ırkçıların sayısı giderek artıyor.
Bdp ısrarla Türk partileri ile kıyaslanıyor,ırkçılıklada suçlanıyor.buna sadece gülünür.Burjuva ve küçük burjuvaların ufku buraya kadar ne yapalım.Ah keşke bir de BDP’nin neden ırkçı olmadığını birkaç örnekle, düzgün bir şekilde anlatsaydınız. Türkiye’de ne kadar çok alt ve orta gelir düzeyine sahip “burjuva” var bir bilseniz şaşırırsınız. Siz ve sizin gibilere göre hep “Türkler zengin, Kürtler fakir”. Kimi ırkçı Türkler de Kürtlerin bu ülkede ayrıcalıklı olduğunu, AB’nin ve hükümetin özel koruması altında olduğunu, oy için şımartıldığını, pohpohlandığını, terör ve tehditle istediklerini elde ettiklerini, Türklerden daha zengin ve güçlü bir konumda olduklarını düşünüyorlar. Tabi ki onlar ırkçı, siz hak ve adalet arayanlarsınız, tabi ki de siz haklısınız. PKK’nın Kürtçü anayasasına göre aksi düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez zaten. Yoksa, “Kürt halkına ihanet edip, işgalci Türklerle işbirliği yapan dahili bedhah” olunabilir. Bakınız, gittiğiniz yol bir asır önce Türklerin gittiği yanlış yola ne kadar benziyor? BDP’liler MHP’lilerle farklı yollardan bu noktaya gelmiş olabilir. Ancak, şu anda aynı kavşakta yolları kesişmiş durumda ve iki parti de aynı konumda ve halkın gözünde ikisi de aynı şekilde algılanıyor şu anda.
Yazan:filiz Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
nereye yazacağımı bilemedim seçim sonuçlarının konuşulduğu başlık altında belki bir cevap bulabilirim diye düşündüm. sürekli özgürlüklerden (başörtüsü en başta olmak üzere) dem vuran varsa liberal arkadaşlara nacizene bir sorum olacak. neden kız çocuklarının etek boyuyla ilgili genelgeler yayınlanırken, eğlence mekanlarında gece 12’de sesin kapatılması (bakın kısılması değil kapatılması) yönünde ülke genelinde kurallar uygulanırken, ki şahsen yakın bir arkadaşımın nişanında yaşadım, kimse neden çıkıp tek kelime etmiyor. baş örtüsü ibadet hakkı düşünce özgürlüğü ifade özgürlüğü hepsinin savunucusuyum. lakin bir kesimin yaşam tarzının şiddetli savunuculuğunu yaparken diğer kesimlerin yaşam tarzlarına yönelik sınırlamaları aşağılama hatta daha da kötüsü görmezden gelme eğilimde olan özgürlük savunucularını anlamakta hakkaten güçlük çekiyorum
Yazan:Selim Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
Bdp Kürt partisidirSadece bu cümle BDP’nin ırkçı olduğunu ispatlamaya yeterlidir.
Kürt sorunu çözülene kadarda öyle kalacaktır.Bu anlayışla bu sorun (Kürt ya da Türk sorunu değil, ırkçılık sorunu) hiçbir zaman çözülemez.
Yazan:Selim Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
Filiz Hanım,
Gece 12’de (hatta hafta içi gece 10’da) sesin kapatılması ABD de dahil birçok batılı ülkede uygulanan bir kural. O saatlerde uyumaya çalışan insanlar var. Aslında kamuya açık alanlarda hiç gürültü yapılmasa daha da iyi. Gece çalışan insanlar da var. Mahalle düğünleri vb. olayların da bu şekilde kısıtlanması gerekir. Başkalarının hürriyetlerini kısıtlamadan hür olunmalı. Kimsenin uyuma hürriyetine, gürültüsüz, huzurlu bir ortamda çalışma, oturma, kitap okuma hakkı gasp edilmemeli. Kaldı ki, batılı ülkelerde eğlence mekanları yerleşim yerlerinde, meskenlerin dibinde olmuyor. Bazen yer altında, bodrum katında oluyor, böylece dışarıya ses çıkmıyor.
Etek boyu konusunda haklısınız. Ancak, bu etek boyu mevzusu sandığınız kesim tarafından değil, toplumu tek tipleştirmeye çalışan başka birileri tarafından dayatılıyor olabilir. Spesifik olarak kimin fikriymiş bu? Hangi kurumda, hangi yönetimin kararıyla böyle bir kural konmuş, kesin bir bilgi verirseniz daha sağlıklı bir yorum yapabiliriz. Tam bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak gerekir.
Yazan:filiz Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
selim bey insanları rahatsız etmeme konusunda elbette sizinle hemfikirim. fakat mesele küçük bir kıyı kasabasının genelde tatile gelmiş insanlarla dolu bir yerinde, bir gece klubünde yaşanınca durum biraz irrite edici bir hal alabiliyor. takdir edersiniz ki tatilde insanlar 12 de eğleniyor olabilirler. garip bir saat değildir bir tatil kasabası için. barlar sokağı denen yerler zaten yerleşim yerlerinin biraz uzağında kurulan ve topluca mevkilenen mekanlardan oluşur benim sözünü ettiğim olay da böyle bir yerde gerçekleşti. aynı kıyı kasabasında 15 yılımın yaz aylarını geçirdim. bir kere bile jandarmanın deniz kenarında gitarını alan sohbete gelen içkisini çekirdeğini yayına alıp vakit geçiren insaları kontrol ettiğini görmemiştim. hoş ben içki kullanmıyorum fakat yanımdaki insanların içkilerini saklama ihtiyaçları duymaları beni rahatsız etti. hele bu uygulamanın 15 yıl sonra genelde asayişler ilgili büyük sorunlar yaşanmayan küçük bir kasabada yaşanması oldukça dikkat çekici ve üzerinde kafa yorulması gereken bir mevzu bence.
şimdi sorunuza cevap vermek gerekirse, bahsettiğim olayı ilk önce facebook hesabımda çılgınca statükoyu savunan ezberlenmiş kelimelerle atam sen kalk şu halime bak feryatlaı savuran insanların profilllerinde gördüm ve hiç üstüne durmadım. sonra ise bir haber bülteninde denk geldi. siz de ulaşabilirsiniz internetten. giresun valisi bir genelde yayınlamış, ve bu genelgede ilk öğretim çağındaki öğrencilerin mezuniyet törenlerinde kollarını açık brakan dizin üstüne çıkmayan kısacası usturuplu – bunu kim tayin ediyorsa artık- giyinmeleri gerektiğinden bahsediliyor. konuyla ilgili valimiz açıklamasında milli eğitimin kılık kıyafet kanunu baz alınarak hazırladık diyor. durum budur. ve bence üzerinde konulması gerekir, karşı çıkılması gerekir ve hatta had sınırlarının da belirlenmesi elzemdir.
Yazan:sevim Tarih: Haz 17, 2011 | Reply
Sayın Selim Bey,
kişisel almazsanız daha önce sıkça yorumlaştığım bir yorumcuyu hatırlatıyorsunuz bana.yanılıyor olabilirim kadın sezgisi işte.neyse bu faslı geçelim.o kişi değilseniz dikkate almayın bu ayrıntıyı.
hemen konuya geçiyorum.
zeytinyağı gibi üste çıkmak ne demek sizce?
misal,
akp dışında meclise girmeyi başarmış diğer vekillere “ırkçı”yaftası vurarak “ötekileştirmek”,sayıları mevcut meclis üye kontenjanından bir hayli az olan bu gruplara tahammül göster(e)memek,bu rahatsızlığı her fırsatta dışa vurmak,
şu sözlerde olduğu gibi örneğin:
Evet, MHP’nin 50′den fazla ırkçı/milliyetçi milletvekiline yıllardır nasıl katlandıysak buna da mecbur katlanacağız. Mecliste ırkçıların sayısı giderek artıyor.(selim)
her türlü bireysel hakkı ve bunun ifade edilmesini gölgelemek adına karşıdakini ırkçı/faşist vesair gibi ucuz ve kolaycı tanımlamalarla suçlamak/itham etmek,bu yolla konuyu saptırıp değersizleştirmek,
insanların fikirlerine dahi katlanamamak,her görüş belirteni peşinen “şunun tabanı,bunun tabanı” gibi ayrımcı algılarla bölmek,görüş belirtildiğinde sanki bir partinin PM üyesiyle konuşuyormuş gibi meydanlardaki siyaset sığlığını,çekişmci dili ta buralara kadar taşımak,bunun dışında hiçbir fikir üretememek,
daha bitmedi,
bdp etnik kürt milliyetçiliği yapıyor,kimlik siyaseti yapıyor klişesini dillendirmek,ama vatandaşın biri “bdp kürt partisidir”dediğinde bundan -“bu bile bdp’nin ırkçılığını kanıtlıyor”gibi-absürd çıkarımlara varmak, bu tür sözlerde teselli aramak,
daha çok örnek var ama şimdilik aklıma gelenler bunlar.
selim bey,insanlara “zeytinyağı gibi üste çıkıyorsunuz” diye çıkışacağınıza bence sorgulamaya kendinizle başlayın derim.bakın, sağa sola laf yetiştiren sizsiniz.zeytinyağı metaforunuz kusura bakmayın, itibar ettiğiniz bu demogoji diliyle daha çok örtüşüyor.
bilemiyorum bu ötekileştirici dille nereye varılabilir,topluma,ülkeye ne kazandırabilir?
hem ileri batı demokrasilerinden örnekler veriyorsunuz(filiz hanıma verdiğiniz cevabi yorum ki, gayet de harika bir yorum olmuş)hem de bu kadar tektipleştirici,farklılıkları dışlayan bir dil kullanıyorsunuz.demorasi yanlısıysanız her türlü farklı din,inanç, siyasi ve felsefi görüşe daha toleranslı olacaksınız.bakın,benimseme zorunluluğunuz yok,sadece uzlaşabilecek noktalar bulmaya çabalayalım diyorum.sonuçta türkü,kürdü,arabı ve çerkeziyle…islamcısı,kemalisti,laik’i,muhafazakarı;solcusu sağcısı,ülkücüsü ve liberaliyle bu ülkenin insanlarıyız.sürekli birbirimizi yemekle elimize ne geçecek?
ama maalesef yorumlarınızda bu yapıcılıktan eser bulunmuyor-ya da ben böyle okudum.
daha akp’den artan bir kaç meclis sandalyasini kabullenemiyorsunuz.
peki hangi demokrasiden bahsediyorsunuz?
100-150 meclis sandalyesi bu kadar içinize dert olmuşsa,oldu olacak seçim meçim yapmayıverelim deyin gitsin.tamamı akp’den oluşan bir liste yapılsın,sandığa gitmeden yekpare bunlardan oluşsun meclis,olsun bitsin.
yalnız hatırlatırım,öve öve bitiremediğiniz batı demokrasisi bu değildir.