Şehit olmak serbest, şehitliğe gelmek yassah!
By Tahsin K. on Tem 11, 2011 in atatürkçülük, Başörtüsü Yasağı, Kemalizm, Laiklik, Yobaz Laikler
Çanakkale şehitliklerini gezmek için Aydın’dan gelen çarşaflı dört kadın, halka açık olan Çimenlik Kalesi’nden, askerler tarafından zorla çıkarıldı. İçinde Deniz Müzesi ve Nusrat Mayın Gemisi bulunan, askeriye kontrolündeki kaleyi gezmek isteyen Selimışıklı ailesinin beş ferdi, maruz kaldıkları davranış üzerine polise şikayetçi oldu. Tek amaçlarının, savaşlarda hayatını kaybeden şehit atalarının mezarlarını gezmek olduğunu belirten Serhat Selimışıklı, yönetmelik ve kanunlarda müze ve kalelere çarşaflı girilemeyeceği ibaresi olmamasına rağmen, sorumlu komutanın keyfi tutumu yüzünden hakarete uğradıklarını söyledi.
Diğer ziyaretçilerin yanında kendilerine terörist muamelesi yapıldığını söyleyen Selimışıklı, “Çimenlik Kalesi içindeki Deniz Müzesi’ne girdik. Oradaki görevli, ‘Buraya girmeyin, çıkın. Burada temizlik yapıyoruz.’ diye bizi sokmak istemedi. ‘İçerideki herkesi çıkarın, biz de çıkalım.’ dedik. Oradaki komutana da ‘Eğer bu kıyafetle müzeleri gezme yasak diye bir yönetmelik veya kanun varsa gösterin.’ dedik. Bunun üzerine komutan, iki silahlı ve iki silahsız asker çağırarak peşimize taktı. Biz de müzeye giremeden bahçede gezdik. Çıkarken aynı komutan, hakaret dolu sözler söyledi bize. Bunun üzerine, Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek şikâyetçi olduk.” dedi.
Vatandaşı oldukları ülkenin topraklarını gezme özgürlüklerinin, birileri tarafından hiçbir hakkı olmadan engellenmesine tepki gösteren çarşaflı hanımlardan Dilber Selimışıklı ise “Aydın’dan buraya, atalarımızın şehit olduğu yerleri görmek için geldik. Çimenlik Kalesi’ni de görmek istedik. Diğer vatandaşlar içeride geziyordu. Biz girdiğimizde askerler yanımıza gelerek durdurdu. Çok rencide olduk. Sadece bizim çıkmamız gerektiği ve üzerimizde bomba olabileceği söylendi. Biz de bayan görevli çağrırıp üzerimizi aratmalarını istedik. ‘Bu saatte size bayan memur bulamayız.’ dediler. Tutumumuzdan vazgeçmediğimizi görünce komutan, bizi müzeye sokmadan, silahlı askerler eşliğinde bahçede dolaşmamıza izin verdi. Çıkışta da hakaret etti.” şeklinde konuştu.
7 Yorum
Yazan:çuvaldız Tarih: Tem 11, 2011 | Reply
http://tr.wikisource.org/wiki/II._Abd%C3%BClhamit'in_siyah_%C3%A7ar%C5%9Faf_giyilmemesi_hakk%C4%B1nda_verilen_padi%C5%9Fah_emri
Yazan:çuvaldız Tarih: Tem 11, 2011 | Reply
doğru link;
http://tr.wikisource.org/wiki/Ki%C5%9Fi:II._Abd%C3%BClhamit
Yazan:Mehmet Bahadır(video) Tarih: Tem 11, 2011 | Reply
Mesele öyle değil sanki 🙂
Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Tem 12, 2011 | Reply
çarşaflı veye basiörtülü müslüman kardesler artik dogal haklarini aramali. Isi magdurluga vurup birakmak yeterli degil. TSK seni basinörtülü deye magdur ediyorsa o zaman oglunu gönderme askere.
Yazan:Efrayim Efe Tarih: Tem 15, 2011 | Reply
Sevgili Sözlük birkaç satırla içimi dökmek istiyorum.
Bugün yine 13 asker şehit oldu. Haberlerde dinledim. Çoğu da yanarak şehit olmuşlar. Sevgili sözlük… Şehit ne demektir şöyle bir baktım “sözlük”lere. Kimisinde din uğruna diyor, kimisi kutsal bir ülkü uğruna diyor. Sevgili sözlük… Kutsal nedir ? “Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes olan” diyorlar. Kutsallarımız nelerdir diye sordum: “toprak, bayrak, islamiyet, namusumuz,” dediler. Sevgili sözlük… Sonra baktım ki ölenlerin hiçbiri bunun için ölmüyor. Her biri diğeri için terörist. Her biri diğeri için öteki.
Ben bunları düşünürken, evimin önündeki cadden bir cenaze konvoyu geçti. Üzerinde Türk bayrakları ile… Ölen bir asker… Çarpışmada şehit olmuş. Az sonra bir başka cenaze konvoyu daha geçti. O konvoyda da yine ağlayanlar, fenalık geçirenler vardı. Daha sonra bir merakla düşündüm ki bu İki cenazeyi bizim eve pek de uzak olmayan mezarlığa götürmüş olabilirler mi? Kalktım… Yola koyuldum. Mezarlığa gittim. Yanılmamışım. İki cenaze de aynı mezarlığa getirilmiş. İlk cenazeyi biliyordum. Bir şehit cenazesiydi. Peki ya diğeri… Şehit cenazesini geçtikten sonra biraz daha aşağıdaki cenaze alayına doğru yöneldim. Orada da fazlaca kalabalık insanlar vardı. Konuşmaları farklıydı. Ne dediklerini ne konuştuklarını anlamıyordum. Mezara nispeten daha uzak duran, üstü başına bakınca mezar kazıcısı olduğunu anladığım bir adama sordum. “Bu kimin cenazesi? Neden bu kadar kalabalık var?” dedim. Mezarcı kulağıma yanaşarak fısıltıyla “PKK’lı bir teröristin”. dedi ve sağ elinin baş parmağı ile “hışşt” dedi. Şaşırmıştım. Tüylerim diken diken oldu. Fakat kısa bir süre sonra Kuran-ı Kerim sesi duydum. Ve şehit cenazesinin olduğu alaya doğru baktım. Yok hayır. Ses daha yakından geliyordu. Mezara biraz daha yaklaştım. Evet. Kuran sesi buradan geliyordu. Ağlama seslerini daha net duyulmaya başladı. Öyle bir sesti ki… Ne konuştuğunu anlamıyordum ama yürekleri parçalayıcı bir ses olduğunu kim duysa inkar edemezdi. Kafamı bir aşağı bir yukarı kalabalığın arasından sıyırarak ağlayan kadını görmeye çalışıyordum. Evet nihayet bir delik buldum. Ve kadını gördüm. Yaşlı bir kadın…. Ağlaya ağlaya gözleri kan çanağına dönmüş. Üstü başı toz toprak içindeydi. Eline avucuna toprakları doldurup doldurup başına vuruyor ve toprağı kafasına döküyordu. Anlamıştım ölen kişinin, teröristin annesiydi. Etkilenmemek mümkün değildi. Bir an kafamı çıkartarak o delikten şehit cenazesine doğru bakındım. Oradaki manzara da pek farklı değildi. Oradan uzaklaşarak şehit cenazesine doğru gitmeye karar verdim. Oradan uzaklaşırken yaşlı kadının ağıtları cılız bir iniltiye dönüyordu. Ancak Kuran-ı Kerim sesi hoparlörün de etkisiyle hala net bir şekilde duyuluyordu.
Boğazımda bir şeyler düğümlendi. Arkama bakmak bile istemiyordum. Bir defa arkamı dönüp bakarsam eğer boğazımdaki düğümler sanki gözlerimden fışkıracaktı. Adımlarımı daha hızlı atmaya başladım. Şehit cenazesine ulaşmam için yokuşu tırmanmam gerekiyordu. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki… Sigaranın da etkisiyle nefes nefese kalmıştım. Nihayet ulaştım. Önce Kuran-ı Kerim sesi duydum. Sonra cılızdan kuvvetlenerek gelen ağlama sesleri. Burada da kadın sesi ağır basıyordu. Sonra bir an askeri üniformasıyla kavak ağaçlarının dibinde birkaç subayı fark ettim. O donuk, sert komutan bakışları hafifte olsa yumuşamışa benziyordu. Kalabalığa iyice yaklaştım. Yine kafamı sokacak bir delik arıyordum. Sağımdaki adamın ayakta durmaktan dolayı ağırlığını sağ bacağına yatırmasıyla hemen bir delik buldum kendime. Yine yaşlıca bir kadın… Yine üzeri toz toprak olmuş ve ağlamaktan gözleri kan çanağı… Yüzü bir ölününki kadar beyaza kesmiş. Sonra hocanın hoparlöründen gelen tiz bir ses dikkatimi dağıttı. Ani bir refleks ile hocaya baktım. Tam da “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfünden kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.” ayetini okuyordu. Hemen ardından el-fatiha dedi ve herkes ellerine duaya kaldırdı. Ellerimi kaldırdım ve ben de Fatiha okudum. Amin deyip ellerimi yüzüme sürünce ellerimin ıslandığını hissettim. Parmaklarımla gözlerimi sildim. Farkında olmadan meğer ne çok gözyaşı dökmüşüm. Acaba diğer cenazede de ağlamış mıydım? Bilmiyorum. Hiç farkında değilim.
Bildiğim tek şey var şimdi.
İki kadın da anneydi.
İki kadının da feryadı ve ağıtındaki ses aynıydı her ne kadar sözcükler farklı olsa da.
İki kadının da gözyaşları aynıydı.
İki genç de aynı mezarlıkta yatıyor.
İki genç de ne için vurduklarını, ne için vurulduklarını bilmiyordu.
Bize ne oluyor sevgili sözlük?
Not: wwww.cenebaz.org’ta yayınlanmıştır.
Yazan:Tuğrul Paşa Tarih: Tem 16, 2011 | Reply
Aysel Tuğluk’un demecinden sonra soruşturma açan Sn Savcı bey, 13 (ki dün 14 oldu malesef) fidanın toprağa düşmesinde olası Görevi ihmal sebebiyle 7.Kolordu’nun başındaki Kolordu başkanı Korgeneral hakkında bir soruşturma açmayı düşünüyor mu?
14 tane fidanı aç,susuz ve yeterince teçhizatı olmadan donanımsız bir şekilde teröristlerin peşine yollayan,bu konuda gerekli önlemleri alamayan istihbarat ve koskocaman bir Kolordu ne işe yaramaktadır?
pkk telsizle anons geçiyor “şimdi saldırmak için en uygun zaman, asker yorgun ve teçhisatsız ” diye bizim istihbarat ve Kolordu herhalde Temmuz tatiline çıkmış!
Sn Savcı uyuma,Mehmedçiğe sahip çık!
Kolordu ve Mit sahip çıkamamış anlaşılan!
Yazan:Orhan Kınık Tarih: Tem 18, 2011 | Reply
Şehidlik kavramı o kadar sulandırıldı ki. Pavyon fedasinin bıcaklamasıyla hayatını kaybeden genelev bekcisi ”Görev şehidi” olarak kayıtlara geçmeye başladı. Allah yolunda ölen ve öldürülenlere şehid diyebiliyoruz. Şehidlik bir makamdır, o makama kimlerin dahil olacağı Kur’an’da açık ve net olarak yazmaktadır. Acılı aileleri teskin etmek için dahi olsa Kur’an-i kavramları yanlış yerde kullanmamalıyız.