BDP’li milletvekilleri yeni Anayasa çalışmalarına katılmalıdır
By Sevinc Gul on Tem 15, 2011 in BDP, Kürtler, şiddet, Yeni Anayasa
“Ben başından beri BDP’nin dışlanmaması gerektiğini, Türk siyaseti açısından önemli bir aktör olduğunu defalarca yazdım. Ben yine defalarca ‘BDP sahici bir siyasi aktör haline gelmeli, kendisi kendisine inanmazsa ve kendisini gerçek bir siyasi aktör gibi görmezse başkaları hiç görmez’ diye defalarca yazdım. BDP hep kötü polis oluyor, sürekli krizi tırmandıran, sert beyanatlar veren. İmralı ise farklı beyanatlar vererek durumu toparlamaya çalışıyor. BDP’nin kendisini gerçek bir aktör haline getirmesi gerekiyor.
Kürt meselesinin tarihinde atılmış çok önemli adımları biz sın dönemlerde attık. BDP bu süreçlerin hiçbirisine destek vermedi ya küçümseyen bir tavır içerisine girdi veya ‘bizim mücadelemizin neticesidir’ diye yine kendisine pay çıkartmaya çalıştı. Süreçleri sabote etmesine, germesine rağmen biz tek taraflı da olsa süreci devam ettirdik, BDP’yi sistemin içinde tutmaya çalıştık.
BDP, dayatma üslubunu, terörden medet uman, sıkıştığı zaman ‘yeri göğü yıkarım’ mesajları veren yaklaşımını bırakması gerekir. BDP’li milletvekilleri yemin ederek, yeni Anayasa çalışmalarına katılmalıdır. “ TAMAMI
1 Yorum
Yazan:ali duman Tarih: Tem 15, 2011 | Reply
1. Demokratik bir anayasa yapılsa,
2. Demokratik yerel özerklik uygulamasına geçilse,
ve bunların bir sonucu demokratik bir cumhuriyete dönüşümü sağlabilmiş olsa;
sizce BDP halktan ne kadar oy alabilir? bugünkü başarıyı yakalaması mümkün müdür? zira böyle bir başarıdan kuşkuluyum, BDP kürt halkından ziyade kendi geleceğinin derdine düşmüş durumdadır, pozisyonunu güvenceye alacak çözümlerin peşindedir, bakmayın onların “kürtlerin statükosu” dediklerine, aslında düşündükleri gelecekteki kendi statükolarıdır. Zira bağımsız bir Kürdistan kurulsa Saddam dönemi (veya barzani kurdistanı) Irak benzeri bir devlet olacağı aşikardır, kimsenin bundan kuşkusu olmasın, zira aklı başında kürtler zaten bunun farkındalar. Kendi halkından ziyade kendi statükolarını garantilemeye çalışan Kürt ittihatçılarına geçit yok.
“seçilmiş kürtlerin” yürüttüğü siyaset tam da “alevare-dalevare kürt mehmet nöbete” siyasetidir. kürtçülüğün rantıyla geçinen bu siyaset ve haysiyet sefilleri tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır, zira yeni bir “DEMOKRATİK ANAYASA” yı yapacak olan meclise -yapay- KRİZ yaratarak bigane kalmaları, çözümsüzlükten geçindiklerine en büyük dalalettir, müesses nizamın iki yüzlü sefil siyasetinin maskeli balosunda tüm maskeler birer birer düşerken, kürt ittihatçılığının maskesinin düşeceği günler yakındır.