Ressam Fehime Salihi Firuz ile söyleşi
By Ayla Chignardet on Ağu 5, 2011 in Resim Sanatı, Röportaj, Sanat
Resimleriniz İran resim geleneği kadar Avrupa resmini de özümsediğinizi gösteriyor. Avrupalı ressamlar arasında kendinize hangilerini daha yakın buluyorsunuz?
Tartışmasız Rothko. Dali de elbet önemli, ama çok çılgın bana göre. Sürrealizm ona çok şey borçlu. Gerçeküstü çalışmalar yapmak isteyen ressamın önünde aşılmaz bir dağ gibidir Dali. İran Davudi’nin , Farah tarafından çok desteklenen bu ressamımızın resimlerinin Dali’den kopyalanmış olduğu düşünen eleştirmenler var. Ben kendim sade bir şekilde Mark Rothko’yu seviyorum, onun renklerle oynaması çok hoşuma gidiyor. Renklerin kutsal bir yönü olduğunu hissettiriyor. Renklere bu tür bir hakimiyeti nedeniyle kiliselere de resim yapmış. Onu seviyorum, ama etki yaratacak ölçüde ilgimi çeken başka özel herhangi bir isim gelmiyor aklıma Avrupalı ressamlar arasında.
Resimlerinizde Siyahkalem ve kısmen Ferçiyan kadar Goya etkisi de algılamıştım ben ilk gördüğümde.
Bu ressamların hepsi ilginç, ama kendi dönemleri açısından, kendi kültür bağlamları kapsamında… Ben daha kendime özgü, kendi kültürümü yansıtan resimler yapayım istedim. Öyle ki akademide hocalarım bana, ” İranlı olduğunu bu kadar mı göstermek istiyorsun?” derlerdi. Çünkü benim resimlerimi gören, ressamının İranlı olduğunu anlar, bir birikimi o kadar yansıtıyor yani. Bir sergi sırasında resimlerimi inceleyen bir adam yanıma geldi ve bana feminist olup olmadığımı sordu. Tablolarımda neredeyse hiç erkek siması yok. Adam söylemeden önce bunu hiç farketmemiştim. Kendiliğinden oluyor bir şeyler. Aslında İran resminde cinsiyet öne çıkmaz adeta, erkek ve kadın suretleri çok aynılaşır. Bazen bir ressam çıkıp kadını cinsiyetini belli edecek şekilde bir özelliğiyle belirginleştirebilir ama yüz değişmez. TAMAMI