Vakur ya da kasıntı Müslüman…
By Katrin Baskiotis on Ağu 16, 2011 in Basın günlüğü, Toplum
Cumhuriyet’in yetmiş yılı Müslümanlar için surat asmanın hak sayıldığı yıllardı. Efendilerin ve paryaların varlığı esasında bir vatandaş tanımı geliştiren ideolojinin yüzlerin gülücükler saçtığı bir hayat tarzı dilemesi ve sunması da beklenemez. Müslüman kitlelere öz yurdunda parya olduğunu duyurtarak modernleşme sorunsalını aşacağı zehabına kapılan bir siyasal sistemin yaşattığı medeniyet travmasının en sıradan sonuçlarından biri, imanı koruma kaygısının yol açtığı bir tür agorafobi.
Turhan Selçuk’un Abdülcanbaz tipi Yeşil Kuşak Projesi yıllarında Taliban formatında Olivier Roy’un “hınçlı Müslüman” kelamıyla allanıp pullanarak yeniden piyasaya sürüldü ya… Bu kez de kimi Müslümanlar, o formattan kendilerini uzak tutmak için kırk yama bir hoşgörü söylemiyle eğreti bir sevimlilik üretmeye çalıştılar. Belki burada vakar kaybından söz etmek gerekir. Vakar ki asla somurtmakla, kasıntı tavırlarla edinilemez bir nitelik. Dolayısıyla, Hayrettin Karaman Hoca’nın geçen hafta tartışılan “Tahammül mü hoş görmek mi?” başlıklı Yeni Şafak yazısında yer alan, Ayşe Sözen’in HerTaraf yazısında dile getirdiği ve Balçiçek Pamir’in de yazılarına konu ettiği “hayat tarzını onaylamadığın komşuyla tebessümümü esirgeyerek ayrışma” tasavvuruna dönük ifade, akla söz konusu vakar kaybıyla ilgili bir endişeyi de getiriyor. TAMAMI
… Bu konu ilginizi çekiyorsa…
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
“Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi. Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ? “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak” Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış
Kendi ülkesini işgal eden ordu
Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Beceriksiz ordular disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek KORKU PROPAGANDASI yaparlar. Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler. Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.