PKK ve Ergenekon: Bitmeyen gölge oyunu
By Tahsin K. on Oca 18, 2012 in BDP, Devlet Terörü, Ergenekon Nedir?, KCK, Kürtler, PKK, şiddet, Ulusalcılık
PKK’nın 1980 yılından 1999’a kadar Suriye’nin kontrolünde olduğunu belirten Burkay, Öcalan’ın kendisine Hafız Esed’ın kardeşine bağlı olduklarını söylediğini, bu kişiyle iki kez birlikte görüştüklerini anlattı. 1999’da yakalanan Öcalan’ı 12 yıl boyunca Ergenekon’a bağlı paşaların yönlendirildiğini kaydeden Burkay, teröristbaşının tutuklandıktan sonra PKK güçlerini sınırın güneyine çekmek istediğini ancak bir komutanın, “En azından 500’ü içeride kalsın, belki bize lazım olur.” diyerek karşı çıktığını kaydetti. Burkay, 2004 yılına kadar neredeyse silah bırakma durumuna gelen örgütün, darbe planlarının yapıldığı bu dönemde yeniden eylemlerine başladığını kaydetti. Kemal Burkay, PKK’nın Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’da da Kürtlere karşı suç işlediğini vurgularken, “Birçok Kürt siyasetçi ve aydın Avrupa’da PKK tarafından öldürüldü. O yıllarda Avrupa’daki Türkiye karşıtı muhaliflere PKK’nın yanı sıra Abdullah Çatlı tarafından da suikastlar oluyordu.” diye konuştu. PKK ile uzlaşmanın bugün bile çok zor olduğuna vurgu yapan Kürt siyasetçi, Öcalan’ın tutuklandıktan sonra Ergenekon’un kontrolünde olduğunu, bu süreçte silahları bırakmayı çok düşündüğünü ancak Ergenekon’un buna izin vermediğini savundu. Burkay, “Şimdi birileri bizi devlet siyaseti yapmakla suçluyor. PKK ile Ergenekon arasındaki ilişkiyi gizlemeye çalışıyorlar. Silahlı mücadelenin faydası yok. BDP dışındaki Kürt siyasi hareketlerine de olanak verilmeli” dedi. TAMAMI
… Bu konuda okumak için…
Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler
Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişle IZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz.
“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız. “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin” demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*) İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.