Temelkuran’ın ‘The Guardian’daki makalesi
By Katrin Baskiotis on Şub 10, 2012 in ahlak, Türk Basını
“… Şu kurgunun ikna ediciliğine bakın: ‘Türk gazeteciler çok korkuyorlar’ başlığıyla, yazı gövdesi arasında yer alan fotoğrafta Hrant Dink’in, üzeri kâğıtlarla kaplanmış ölü bedeni kaldırımda boylu boyunca yatıyor. Fotoğrafaltında ise şu ibare yer alıyor: ‘Türk-Ermeni gazeteci Hrant Dink İstanbul’da ofisinin önünde vurularak öldürüldü.’ … “Bu bileşime biraz daha yakından bakalım… Türk gazeteciler kimden korkuyorlar? Elbette, başlığın gizli öznesi olan ‘İslamcı iktidar’dan korkuyorlar. Şimdi bu bilgiyi haberin fotoğrafıyla ve fotoğrafaltıyla birleştirin…”
… Bu konuda okumak için…
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…