RSS Feed for This Post

Direnmek ve ‘Haklı şiddet’

“… yeşil bir filiz, taze bir başlangıç gibiydi, tarih sahnesine çıkan yoksul halklar. Son derece siyah-beyaz bir dünyaydı; kimi ve neyi desteklememiz gerektiği noktasında en küçük bir tereddüde yer yoktu. Azgelişmişler haklıydı, Bloksuzlar haklıydı; anti-emperyalizm haklıydı; silâhlı mücadeleler haklıydı; bütün “cephe”ler, FLN’ler, NFL’ler ve PLO’ların hepsi, toptan haklıydı (ve bir gün bölünüp birbirlerine düşebilecekleri, kimsenin aklına gelmezdi). Vietnam vardı bir kere; hak ve özgürlükten yana, zorbalığın galip gelememesini isteyen herkesin kalbi, 1936-39’da nasıl İspanya’da atmışsa, 1960’larda da Vietnam’da atıyordu. Üniversite yıllarımda, New York-İstanbul yolum Paris’ten geçtiğinde, Maspero’nun La Joie de Lire kitapçısından yeni çıkmış Althusser’leri, Fanon’ları, Paul Nizan’ları çantama doldurup, 18-20 yaşımın keyfiyle yürürdüm, duvarlarda US = SS yazan bulvarlarda. Sırf ezilmişlik ve kahramanlığı görürdük, Pontecorvo’nun Cezayir Savaşı filminde; Fransız gençlerinin gittiği kafelere konan bombaların patladığı dehşet sahnelerinden bile rahatsız olmaz, herhangi bir eleştiri algılamazdık. Arap ülkelerindeki darbelere de sevinirdik tabii. Ho, Mao ve Castro kadar olmasa bile, Nâsır’lar, Abdüsselâm Arif’ler, Ben Bella’lar, Kaddafi’ler, Bumedyen’ler de “doğru” saftaydılar enikonu. Emperyalizmin sömürü alanını daraltıyorlardı bir kere. Bu rejimlerin anti-demokratik olmasından değil, yeterince anti-demokratik olmayabileceğinden kaygılanırdık…” TAMAMI

… e-kitap okumak için…

 

Derin MAЯҖ

Etrafınızda “ben solcuyum” diyen kaç kişi var? Birgün Ya da Cumhuriyet Gazetesi, Türk Solu Dergisi okuyan? Yürüyüşlerde Marx, Lenin, Deniz Gezmiş ve Atatürk posterlerini yanyana taşıyan kişileri tanıyor musunuz? İşçi sendikalarında aktif rol oynayan dostlarınız var mı? Bu insanlar hasretle beklediğimiz sol muhalefeti kuramadılar bir türlü. Neden? 

 Marxist ve Marxçı (Marx’a dair ama marxist olmayan) miras ile yüzleşmedi Türk solcuları. Oysa Marx anlaşılmadan hiç bir sol projenin anlaşılmasına da imkân yok.  Leninist, Stalinist, Maoist… Hatta Kuzey Avrupa’nın sosyal demokrat modellerini de çözemezsiniz. Marx’ın bıraktığı yerden devam edenleri anlamak için de gerekli bu okuma; dünya soluna bugünkü şeklini veren düşünürleri anlamak için: Rosa Luxemburg, Ernst Thälmann, Georg Lukács, Max Adler, Karl Renner, Otto Bauer, Walter Benjamin, Jürgen Habermas,… Buradan indirebilirsiniz. 

Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin