Bankaların iradesi bir halkın iradesini böyle ezdi…
By Katrin Baskiotis on Haz 17, 2012 in Demokrasi, Ekonomi, Kapitalizm, Liberal Totalitarizm, Yunanistan
Sunuş: Demokrasi ile liberalizmin birbirine düşman olduğunu artık herkes anlamaya başladı. Bunun en feci örneklerinden biri Yunanistan. Ülkenin içinde bulunduğu durumun sorumlusu olan yatırım bankaları aradan çekildi. Devasa borç Avrupa Birliği’ne üye ulus-devletlerin üzerine yıkıldı.
Gereksiz yere, hatta hile hurda ile borçlandırılan Yunanlılar kadar bu borcu ödemek zorunda kalan Almanlar ve diğer Avrupa halkları da tuzağa düşürüldü. Halkların iradesi hiçe sayıldı ve sayılmakta. Bu seçimlerden çıkan sonuç para patronlarının hoşuna gitmezse Yunan halkı açlıkla cezalandırılacak. Bir kere daha halkın değil Sayın Piyasa Tanrısı’nın dediği olacak!
Hayret etmek mi gerek? Liberal düşünürler demokrasiye duydukları nefreti hiç bir zaman gizlemediler ki:
Friedrich A. Hayek:
“Piyasanın iç dengelerine ve özel mülkiyete saygı bireyi bağlayan yegâne kural olmalıdır. Piyasanın vatandaşlarca yapılacak kanunlarla düzenlendiği demokrasi bireysel özgürlükler için bir tehlikedir.”(Law, Legislation and Liberty, 1973)
Avusturya Ekolü’nün ünlü ismi Ludwig Von Mises:
“Halk yığınları, oy veren, demokrasilerde hakim olan şu milyonlar bilmeliler ki sahte doktrinlere alet oluyorlar. Sadece Piyasa üzerine kurulu bir toplum onlara arzuladıkları refahı verebilir. Ama halkı ikna etmek için önce elitleri, aydınları ve iş adamlarını ikna etmek gerek.” (12 haziran 1943′te Leonard Read yazdığı mektup)
Taraf”tan bir haber:
Bu pazar yapılacak seçimlerde sandıktan Syriza’nın galip çıkması durumunda Avro Bölgesi’nden ayrılmalarından korkan Yunan halkı, makarna ve konserve gibi bozulmayan yiyecekler depolamaya başladı.
Pazar günü yapılacak Yunanistan seçimleri sonrasında yaşanabilecek bir karmaşanın önüne geçmek için merkez bankaları tetikte bekliyor. Merkez bankaları, pazar günkü seçim sonrası karışıklık yaşanması halinde devreye girecek. Avrupalı liderler ve maliye bakanları sandıktan Alexis Tsipras’ın liderliğindeki Syriza partisinin çıkması halinde global piyasalarda yaşanabilecek çalkantıya hazırlanıyor. Olası bir likidite sıkışıklığının önüne geçmek için acil likidite enjekte edilmesini içeren çalışma planı finansal sistemde istikrarın oluşması için yapılacak. Özellikle, Yunan bankalarında çıkabileceği düşünülen büyük çaptaki mevduat sonrasında yaşanabilecek sıkışıklık düşüncesi merkez bankalarını harekete geçirecek. Pazar günü seçim sonuçlarını değerlendirilmek üzere Avrupa Birliği maliye bakanları da bir telekonferans gerçekleştirecek. Seçimlerin piyasalardaki yansımasına bağlı olarak, G-7 ülkeleri bakanlarının da pazartesi ve salı günü acil görüşme yapabileceği belirtiliyor.
… Bu konuda okumak için…
Önceki makaleler
- Avrupa batmayacak, çoktan battı çünkü…
- Sürdürülebilir Şerefsizlik: Çin ve Avrupa
- IMF neden Krizi körüklemek istiyor?
- Avrupa Muz Cumhuriyeti’nde darbe mevsimi…
- Piyasa Demokrasiyle Savaşırken
- Yunanistan kumar masasında ütülüyor…
… Bu konuda e-kitap …
Liberalizm Demokrasiyi Susturunca
Halkın iradesi liberalizm ile çatışırsa ne olur? 2008′de başlayan ekonomik kriz sürmekte. Eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine ayrılan bütçeler kırpılırken batan bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Alın terinin finans kurumlarına peşkeş çekilmesini istemeyenler protesto ediyor. Ama batılı devletler polis copuyla finans sektörünü savunmaktalar. Ne oldu? Bütün nüfusun binde birini bile temsil etmeyen bankacıların çıkarları geri kalan %99.99′un önüne nasıl geçti? Alıp satma, üretip tüketme özgürlüğü nasıl oldu da halkı finans sektörünün kölesi yaptı? Mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı uğruna halkın iradesi çiğnenebilir mi? Okuyacağınız kitap demokrasi ile liberalizmin savaşı üzerinedir. Buradan indirebilirsiniz.
1930 model bir ulus-devletin, bir “devlet babanın” çocuklarıyız. Son derecede “Millî” bir eğitim gördük, öğrenim değil. Hayatta işimize yarayacak meslekî bilgileri ya da eleştirel bir bakışı öğrenmedik “millî” okullarda. “Varlığımızı Türk varlığına armağan etmek” için eğitildik, eğilip büküldük.
Liberallerin dilinden düşmeyen “Bireysel haklar ve özgürlükler” bizim gibi Kemalist çamaşırhanelerde yıkanmış beyinler için çok yeni. Türkiye’de yaşayan insanların ulus-devlet boyunduruğundan kurtulmasında önemli bir rol oynuyor liberaller. Biz de bu kitapta liberalizmin temel tezleriyle uyumlu, bu fikir akımına doğrudan ya da dolaylı destek veren makaleleri birleştirdik. Buradan indirin.
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.
Ey Kapitalizm! Kara Sevdam! / Charles Allen Scarboro
Ne gariptir ki Türkiye’de hemen her kesimden insanı kolaylıkla birleştirebilen bir slogan var: “Kapitalizme Hayır!”. İslâmcı, komünist, ülkücü, Kemalist… Yürüyüşler yapıyorlar. Seminerler düzenliyorlar. “Küresel sermayeye geçit yok!” . İşçilerin sömürülmesinden Afrika’daki açlığa, ortadoğudaki petrol savaşlarından dünyanın kirlenmesine kadar her taşın altından çıkan bir düşman bu. İyi ile kötü arasında bir çizgi çekmek, kötüleri “öteki tarafta” bırakmak… O kadar kolay mı?
“Ah keşke her şey o kadar basit olsaydı. Bütün kötülükleri içi kararmış birileri yapsaydı ve bütün mesele onları bulup yok etmekten ibaret olsaydı. Ne var ki İyi ile Kötü arasındaki çizgi her insanın kalbinden geçiyor. Kim kendi kalbinin bir parçasını yok etmek ister?” (Soljenitsin)
Okuyacağınız bu kitap insanların para ile, tüketim ile kurdukları ilişkiye ışık tutuyor. Charles Allen Scarboro’nun Karl Marx ve Max Weber’in fikirlerinden de isitifade ederek hazırladığı özgün bir çalışma. Scarboro İstanbul’da yaşayan bir Amerikalı. Akademik birikiminin yanı sıra kapitalizmin anavatanından gelmesi, “içimizde yaşayan bir öteki” olması bu kitaba ayrı bir lezzet katıyor. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:sana ne Tarih: Haz 17, 2012 | Reply
“Ülkenin içinde bulunduğu durumun sorumlusu olan yatırım bankaları aradan çekildi. Devasa borç Avrupa Birliği’ne üye ulus-devletlerin üzerine yıkıldı.” demişsiniz..yanlış bilgi uzerine inşa etmişsiniz yazıyı. suclu olanlar yatırım bankaları degil yunanistan halkının kendisi ve politikacıları. evet bireyler sadece hayatlarını dusunduklerinden maksimum faydayı bu hayatta almaya bakar ve nesiller arası ilişkiyle pek ilgilenmezler. o yuzden demokrasi yaşlı nufusun cok oldugu memleketlerde yaşlıların emeklilik maaşı, bebdava 13.maaş gibi haklarını korur. yeni iş arayan gencin değil!