Garaudy ve kadınlar
By Katrin Baskiotis on Ağu 7, 2012 in feminizm, Kadın
“… Hayatının bir döneminde kitapları ve cümleleriyle ufku açılan ya da kafasında soru işaretleri beliren herkes, vefatının ardından hakkında bir şeyler yazmak istedi. Kimisi eşi menendi bulunmaz bir dönek olarak tanımladı, kimisi de kafası karışık bir maceraperest. Kimisine göre hayatındaki kadınlara karşı vefasızlığından da belliydi, ideolojik ve dinî bağlamdaki vefasızlığı. Defalarca evlenmiş, bir taraftan da eski eşleriyle görüşmeyi sürdürmüştü. Böyle bir insanın din ve ideolojilere vefalı olması da beklenmemeliydi.
Dinler ve ideolojilerin tarihi gösteriyor ki davasına sıkı sıkı bağlı ya da bir misyon yüklenen erkekler öncelikle eşlerini ve evlatlarını ihmal etmeye zorunlu kalmışlardır. Yakın çarpıcı örnek, Yılmaz Güney‘in kızı Elif Güney Pütün‘ün, Bir Odadan Bir Odaya başlıklı kitabında dile geliyor. Mütedeyyin kişilikler açısından da, peygamber de olsa evlat ve eşle, hatta aşkla sınanmanın örnekleri çok sıradışı ve sınırlı değil. Nuh, Lut, Yusuf…
Türkiye ikliminde Garaudy‘yi kuşağı yazarlar arasında en çok Nurettin Topçu‘ya benzetiyorum. İki yazarın da edebiyatçı yönü, eylemi beslemeye dönük düşüncenin…” (Cihan Aktaş, Taraf)
… Kadın hakları konusunda e-kitap okumak için…
“Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi. Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ? “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak” Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış
Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları
Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor. Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.