YAKINDA: Niteliksiz Adam / Robert Musil
By Editorden on Ağu 29, 2012 in edebiyat, Modernleşme, roman, Sanat
“… 16cı asra kadar Teknoloji ve Para İnsan’a aitti, insanlar bunları kullanırdı. İçinde yaşadığımız asra baktığımızda ise İnsan’ın Teknoloji ve Para’ya ait olduğunu, kullanıLdığını, insanî değerlerin alınıp satıldığını görüyoruz. İnsan kendi eliyle yaptığı makineleri, piyasa, devlet gibi sistemleri putlaştırıyor. Bu putlara tapmakla kalmıyor, insanlığını dahi onlara kurban ediyor …”
“… Köyün/şehrin en yüksek binası ya caminin minaresi ya da bir kilisenin çan kulesi olabilirdi. Bugün gökdelenler ve alış-veriş merkezleri ile şekillenen görsel hafıza çocuklara en “YÜKSEK” değer olarak PARA’yı ögretiyor. Para kazanmak veya harcamak için göğe küstahça, kibirle yükseliyor kuleler. Eğer 9cu asırda yaşasaydık tevazu, acz ve yakarış ile inşa edilen ibadethaneler şehirlerin silüetini şekillendirecekti. Bu binalar zengin ya da fakir herkesin girebileceği, içeride Yaratan ile başbaşa kalabileceği yerler olacaktı …”
“… Bazı romanlar vardır, onlarca felsefe kitabından daha etkilidir. Sanat’ın gücüdür bu. Açıklamaz, hissettirir. Zira hisler kavram kutucuklarına, kelime libaslarına ihtiyaç duymadan, kalpten kalbe akar. Arendt, Foucault, Freud gibi kıymetli yazarların modernite eleştirilerinde anlattıklarını bir çırpıda hissediverirsiniz. Sanatçı roman kahramanının gözünden bir devrin fotoğrafını çeker. Bir sahne, bir diyalog veya bir mırıldanış ile gözleriniz birden bire açılıverir.
Avusturyalı yazar Robert Musil’in ünlü eseri “Niteliksiz Adam” (alm. Der Mann ohne Eigenschaften) işte böyle bir roman. Hatta çok daha fazlası! Zira sadece bir devri anlatmakla yetinmiyor. Toplumdaki zihniyet değişimini ve manevî değerlerin maddiyat ile, kudret, para, bürokrasi ve askerî nizam ile yer değiştirme sürecini tahlil ediyor: Nazizmin toplama kampları, komünizmin gulagları ve insan yiyen kapitalizmin piyasaları… Bütün bunları mümkün kılan fikrî zeminin nasıl oluştuğunu anlıyorsunuz bir çırpıda. “Fildişi kulelerde yaşayan İslamcılar, solcular ve liberaller bu romanı okusaydı herşey daha farklı olabilirdi” demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Ulysse (Joyce) ve Kayıp zamanın peşinde (Proust) ile birlikte 20ci asrın en büyük üç romanından biri olduğunu söylüyor Thomas Mann. Ünlü yazar şöyle yazmış günlüğüne Niteliksiz Adam için:
[…]
“Işıltılar saçan bu kitap epik komedi ile deneme arasındaki hassas dengeyi çok iyi muhafaza ediyor. Tanrı’ya şükürler olsun ki bu artık bir roman değil alışılmış mânâda. Goethe’nin dediği gibi her mükemmel eser kendi türünü aşar ve mukayese kabul etmez yeni bir şey olur. Alaycı üslubu, zekâsı ve maneviyatı ile bu eser son derecede dini, çocuksu ve şiirsel”