Yunanistan: Dış borçlar demokrasinin ve ulusal egemenliğin sonu oldu
By Jonathan Kucukarabaci on Eki 1, 2012 in Demokrasi, Ekonomi, Liberal Totalitarizm, Yunanistan
Krizden çıkması için Yunanlara adalarını satmasını teklif eden Avrupalılar, Yunan siyasilerle gülerek çekilmiş resimlere şu tepkiyi veriyor artık: “Bu gülüş bize kaç paraya mal olacak?” Yakın tarihinin en büyük ekonomik kriziyle uğraşan Yunanistan’da gazetelerin ilk sayfalarında Avrupa liderlerini ve IMF Başkanı’nı görmek artık sıradanlaştı. Hemen her gün yayımlanan kriz haberlerinde Avrupalı liderlerin Yunanistan için sarf ettikleri acı sözleri duymak Yunanların hiç de hoşuna gitmiyor. Avrupalıların aşağılayıcı tutumuna karşı Yunan millî onuru da ayağa kalkmış durumda. […] Macaristan’ın kriz yaşayacağı söylentilerine Macar Başbakanı Viktor Orban’ın “Yunanistan’ın düştüğü duruma düşmek istemiyoruz.” ifadesi artık ‘iflasın ve batmanın’ Avrupa ekonomi literatüründeki karşılığının ‘Yunanistan’ kelimesi olduğunu ortaya koyuyor.
‘Avrupa’nın şımarık çocuğu’ olarak bilinen ve kişi başına gelirin 22 bin avroya varması ile ‘ekonomi mucizesi’ olarak tanıtılan ülke, bugünlerde protesto eylemleriyle çalkalanıyor. AB fonlarından milyarlarca avro ile kasasını dolduran komşumuz, bugün kendisine verilen her bir ‘cent’ için acı sözler işitmek zorunda kalıyor. Krize ilaç olsun diye ‘toprak satışını’ bile talep eden köşe yazarları ve politikacılar gazetelerin sayfalarını süslüyor. Örneğin Alman Bild gazetesi, “Adalarınızı satın sizi batak Yunanlar” başlığını attı. […]
Ünlü Alman firması Bosch’un tepe yöneticisi Franz Fehrenbach, Yunanistan’a ağır eleştirilerde bulunan bir diğer isim: “Yunanistan; çalışmayanların, hayalet emeklilerin (öldükleri hâlde emekli maaşları aile üyeleri tarafından alınanlar) ve zengin olduğu hâlde vergi ödemeyenlerin ülkesi. Böyle bir ülkenin AB içerisinde yeri yoktur.” Medeni tarihini Yunanlarla başlatan, demokrasi ve medeniyetin beşiği olarak Yunanistan’ı gören Avrupa, artık ‘para bataklığı’ adını verdiği bu ülkeden en az zararla nasıl kurtulacağını hesap ediyor.
(Seyit Arslan, Aksiyon)
Konuyla ilgili makaleler
- Avrupa Muz Cumhuriyeti
- Amerika’da Demokrasi / Alexis de Tocqueville
- Ekonomiyi ekonomistlere bırakmak aptallıktır!
- Bankaların iradesi bir halkın iradesini böyle ezdi…
- Liberalizme veda
- Sürdürülebilir Şerefsizlik: Çin ve Avrupa
- Avrupa Baharı yaşanır mı?
- Ekonomistler ekonomiden anlasalardı yatırımcı olurlardı
- Liberalizm : Adalet ve güvenlik mal gibi satılabilir mi?
- Kriz mi yoksa soygun mu?
- Yunanistan kumar masasında ütülürken…
- Kriz çıkarma özgürlüğü
- Çocukları sokağa atma özgürlüğü
- Yunanistan yeniden işgal altında!
- Avrupa Yunanistan’ı kurtarır mı?
- Liberal politikalar demokrasiyi ezdi…
… Bu konuda okumak için…
Liberalizm Demokrasiyi Susturunca
Halkın iradesi liberalizm ile çatışırsa ne olur? 2008′de başlayan ekonomik kriz sürmekte. Eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine ayrılan bütçeler kırpılırken batan bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Alın terinin finans kurumlarına peşkeş çekilmesini istemeyenler protesto ediyor. Ama batılı devletler polis copuyla finans sektörünü savunmaktalar. Ne oldu? Bütün nüfusun binde birini bile temsil etmeyen bankacıların çıkarları geri kalan %99.99′un önüne nasıl geçti? Alıp satma, üretip tüketme özgürlüğü nasıl oldu da halkı finans sektörünün kölesi yaptı? Mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı uğruna halkın iradesi çiğnenebilir mi? Okuyacağınız kitap demokrasi ile liberalizmin savaşı üzerinedir. Buradan indirebilirsiniz.
1930 model bir ulus-devletin, bir “devlet babanın” çocuklarıyız. Son derecede “Millî” bir eğitim gördük, öğrenim değil. Hayatta işimize yarayacak meslekî bilgileri ya da eleştirel bir bakışı öğrenmedik “millî” okullarda. “Varlığımızı Türk varlığına armağan etmek” için eğitildik, eğilip büküldük.
Liberallerin dilinden düşmeyen “Bireysel haklar ve özgürlükler” bizim gibi Kemalist çamaşırhanelerde yıkanmış beyinler için çok yeni. Türkiye’de yaşayan insanların ulus-devlet boyunduruğundan kurtulmasında önemli bir rol oynuyor liberaller. Biz de bu kitapta liberalizmin temel tezleriyle uyumlu, bu fikir akımına doğrudan ya da dolaylı destek veren makaleleri birleştirdik. Buradan indirin.
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.