ABD’de demokrasinin çöküşü(6): Krizin mimarları kim?
By my on Eki 31, 2012 in Amerika, Demokrasi, Kapitalizm, Kriz Çıkarma Özgürlüğü, Liberalizm
“Mülkiyetin adil biçimde dağıtılmasının mümkün olmadığını biliyorum. Ancak bu korkunç zulüm insan kitlelerini sefalete sürüklerken devletin bulduğu tek çare insanın nefsanî dürtülerine boyun eğmek, sonuçlarına göz yummaktan ibaret.” (Thomas Jefferson, ABD’nin 3cü başkanı)
Artık isim verme zamanı! Ama öncelikle tezimizi hatırlatalım: 2008 ekonomik krizi doğal bir felaket değildir. Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyondur. Bu operasyonu yöneten insanlar vardır ve Batı adaletinin üzerindedirler. Krizi frenleyecek yasal engelleri bir bir kaldıranlar, krizin küreselleşmesini sağlayanlar yaklaşık 40-50 kişilik bir ekiptir. Okuyacağınız bu yazının amacı söz konusu ekibin yöntemleri, ortak noktaları ve isimleri üzerine dikkat çekmektir.
Hükümetler gider, Bankalar kalır!
Amerika Birleşik Devletleri’nde kamu hizmeti veren memurların sorumluluk sahası ile özel şirketlerin çıkarları arasında net ayrımlar yok artık. Büyük yatırım bankalarının müdürleri, kurmayları ABD devlet mekanizmaları içine yerleşiyorlar. Yani rüşvet vs ile vakit kaybetmiyor bankalar. Kendi çıkarlarına uygun kararları ve yasaları çıkartmak için kritik yerleri alıyorlar. Devletin içine, başkan yardımcısı, hazine genel sekreteri, merkez bankası müdürü koltuğuna gelip kendileri oturuyorlar.
Bu Banka-Hükümet köprüsü garip bir biçimde işliyor: Bazen kilit noktalarda 1 veya 2 yıl kalıyor bankacılar. Ama ayrılırken koltuğu belli özelliklerdeki insanlara bırakıyorlar. Bu da devlet politikasında bir süreklilik oluşmasını sağlıyor. Yani hükümetler, siyasi partiler Beyaz Saray’a gelip gidiyor ama bankaların oradaki hakimiyeti gölgelenmiyor.
Krizi üreten ekibin üyeleri bazı ortak özellikler arz ediyorlar: Genellikle Amerikan vatandaşı, genellikle yobaz liberal, genellikle Goldman Sachs’ta çalışmış ve daha sonra finans sektörünü denetleyen federal kurumlardan birinin başına geçmiş, genellikle Yahudi, genellikle Harvard üniversitesiyle “ilişkili” insanlar bunlar.
Örnek? Beyaz Saray’da başkanın sağ kolu diyebileceğimiz White House Chief of Staff koltuğunda oturmuş olan bir kaç isim, FED ya da SEC gibi kurumları yönetmiş, denetlemiş diğer isimler, banka kurtarma ve batırma operasyonlarında aktif rol oynamış olanlar, krizin küreselleşmesini mümkün kılan finansal ürünleri tasarlayanlar, garanti verenler, satanlar, vs. Kim bu kravatlı haydutlar?
Kenneth Duberstein:
1988-1989 arasında başkan Ronald Reagan döneminde gelmiş Chief of Staff görevine. Duberstein dünyanın en büyük yatırım bankası olan Goldman Sachs’ın adamı. Rusya’da işkence ile insan öldürenlerin Amerika’daki mal varlıklarına el konulmasına karşı lobi faaliyeti yapmış. Amerikan adaletini satmak için küçük bir fiyat ödenmiş: sadece 100.000 $, belgesi burada. Kenneth Duberstein New Yorklu bir Yahudi.
Rahm Emanuel:
Barrack Obama döneminde Chief of Staff koltuğuna oturanlardan. Tabi o da yatırım bankası kökenli: Wasserstein Perella & Co. Clinton tarafından 2000 yılında acayip bir göreve getirilmiş, hükümet destekli bir emlâk kredi şirketinin genel müdürlüğü: Freddie Mac olarak da bilinen Federal Home Loan Mortgage Corporation. Bu görevde yolsuzluk yaptığı iddialarının soruşturulması Obama döneminde engellenmiş. Daha önemlisi Federal Home Loan Mortgage Corporation 2008 krizinde “zehirli” kredilerle fakir tuzaklarının kurulmasında önemli bir yer tutmuştu, krizi yakından takip edenler hatırlayacaklar. Rahm Emanuel Chichagolu bir Yahudi ailenin çocuğu. Babası Filistin’de Arapları katleden , Menahem Begin’in yönettiği terör örgütü Irgun’un üyesiymiş.
Joshua Bolten:
George W. Bush zamanında Chief of Staff oldu. Amerika’daki Yahudi cemaatinin aktif bir üyesi. Goldman Sachs’ta Kanun ve Hükümet İşleri bürosunda 3 yıl yönetici olarak çalıştı. Beyaz Saray’a girdikten sonra eski bankasından transferler yapılmasında kolaylaştırı rol oynadı: Henry Paulson, Joel Kaplan…
Henry Polson:
Church of Christ’ten, Norveç kökenli göçmen bir ailenin çocuğu. 1974’ten 2006’ya kadar Goldman Sachs’ta çalışıyor. Bu bankanın genel müdürü iken Oğul Bush (George W. Bush) tarafından hazine genel sekreterliğine atanıyor. Polson kariyerini yaptığı bankanın yani Goldman Sachs’ın en büyük rakibi olan Lehman Brothers’ın batışı esnasında para musluklarının başındaydı. Serbest piyasa kanunlarını öne sürerek Lehman Brothers’ı kamu parasıyla kurtarmayı reddetti. Ama çok kısa bir zaman sonra Amerikan sigorta şirketi AIG’yi yine kamu parasıyla kurtardı. Zira AIG’nin Goldman Sachs’a büyük bir borcu vardı!
Alan Greenspan:
New York’ta yaşayan Yahudi bir ailenin tek çocuğu. JP Morgan ve benzeri yatırım bankalarında üst kademe yöneticiliği yapmış, Wall Street kurtlarından. Ronald Reagan tarafından FED başkanlığına atanıyor. 1987’den 2006’ya kadar görev yapıyor, tam 19 sene! Baba Bush, Clinton, Oğul Bush… Hükümetler gidiyor, Goldman Sach kalıyor.
Robert Rubin:
New York’lu bir Yahudi ailenin çocuğu, 26 yıl Goldman Sachs’ta çalışmış. Bill Clinton tarafından Hazine Devlet Sekreterliği’ne atanıyor. Amerikan yasalarına aykırı bir iş olan CitiGroup merger operasyonu esnasında “kolaylaştırıcı” bir rol oynaması dikkat çekici. (Travelers ve Citicorp 1998’de birleştiler ve aktifleri 700 milyar doları bulan bu finans devini kurdular) Daha da acayibi Rubin’in bu birleşmeden sonra bankanın başına geçmesi, kısa bir süre sonra da 126 milyon dolar bonus ile ayrılması. Bundan da daha acayibi CitiGroup’un 2008 emlâk kredisi krizini borsa krizine dönüştürmede baş rol oynaması.
Larry Summers:
Connecticut’ta yaşayan Romanya Yahudisi bir ailenin çocuğu. 1991-1993 arasında Dünya Bankası’nda Chief Economist olarak görev yaptı, ekonomiye tabiatı korumak isteyenlere karşı takındığı düşmanca tavırla ünlendi. Bill Clinton zamanında Hazine Devlet Sekreteri (1999-2001). Daha sonra Obama’ya ve Hedge Fonlara danışmanlık yaptı.
Arthur Levitt, Jr. :
New York’lu bir Yahudi ailenin çocuğu, 1993-2001 arasında United States Securities and Exchange Commission (SEC) başkanıydı. Finansal krizleri önlemek için CFTC tarafından önerilen bütün tekliflere, kanunlara Robert Rubin, ve Alan Greenspan ile ağız birliği ederek şiddetle karşı çıktı. Muhasebe disiplini konusunda gösterdiği gevşeklik yüzünden ağır eleştiri aldı. 2001’den sonra Goldman Sachs’ın eskileri tarafîndan kurulan bir yatırım bankasına geçti: Carlyle Group. Goldman Sachs ve Bloomberg grubunda danışmanlık yaptı.
Hepsi bu kadar değil tabi. Dünya Bankası genel müdürü, NYSE (New York Borsası) genel müdürü, Goldman Sachs’ı denetlemesi gereken New York Federal Reserve’in son iki genel müdürü, Avrupa Merkez Bankası genel müdürü Mario Draghi, Mario Monti, Yunanistan başbakanı Lucas Papademos, Otmar Issing İtalya ve Kanada merkez bankalarının genel müdürleri,… Bunların dışında bir kaç kilit isim daha var, onlar da yukarıda saydığımız “ortak özelliklere” uygun tipler. Araştırmak isteyenler için tamamlayıcı bir liste sunuyorum:
- · Angelo Mozilo
- · Joel Kaplan
- · Richard S. Fuld
- · Ben Bernanke
- · Lloyd Blankfein
- · Jon Corzine
- · Stephen Friedman
- · Marcus Goldman
- · Vijay Karnani
- · Samuel Sachs
- · John Weinberg
- · Sidney Weinberg
- · John C. Whitehead
- · Karel van Miert
- · Petros Cristodoulou
- · Antonio Borges
Gelecek bölüm: Her ağacın kurdu özünden olur: Demokrasiyi yok edecek olan virüsü yine demokrasi üretti
… Bu konuda e-kitap…
Liberalizm Demokrasiyi Susturunca
Halkın iradesi liberalizm ile çatışırsa ne olur? 2008′de başlayan ekonomik kriz sürmekte. Eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine ayrılan bütçeler kırpılırken batan bankaları kurtarmak için yüz milyarlarca dolar harcanıyor. Alın terinin finans kurumlarına peşkeş çekilmesini istemeyenler protesto ediyor. Ama batılı devletler polis copuyla finans sektörünü savunmaktalar. Ne oldu? Bütün nüfusun binde birini bile temsil etmeyen bankacıların çıkarları geri kalan %99.99′un önüne nasıl geçti? Alıp satma, üretip tüketme özgürlüğü nasıl oldu da halkı finans sektörünün kölesi yaptı? Mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı uğruna halkın iradesi çiğnenebilir mi? Okuyacağınız kitap demokrasi ile liberalizmin savaşı üzerinedir. Buradan indirebilirsiniz.
Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.
Bayrak yakmanın ve Amerikan/İsrail mallarını protesto etmenin dışında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenler için yapılmış bu çalışmayı ilginize sunuyoruz.ABD desteği son bulmadan Ortadoğu’nun psikopatı İsrail’in saldırganlığı bitmeyecek ve Ortadoğu’ya huzur gelmeyecek gibi görünüyor. Vietnam’da ve Latin Amerika’da yaşanan katliamlar Ortadoğu’da devam ediyor. Buradan indirin.
1 Yorum
Yazan:ufuk tan Tarih: Eki 31, 2012 | Reply
Kapitalizm her zaman kriz üretir.Krizler aşırı üretimden çıkar.Tek çıkar yol sadece ihtiyaca göre üretimdir.