Cumhuriyet Bayramı HatıЯası
By Dursun Kackar on Eki 31, 2012 in Aydınlanma, Basın Özgürlüğü, Türk Basını
Bir fotoğraf ulusalcıların photoshop oyunu ile Ankara’daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını provoke etmek amacıyla kullanıldı. Montajlı fotoğrafta, çevik kuvvet polisi elinde Türk bayrağı olan küçük bir çocuğu jopla kovalarken görülüyor. Facebook ve twitter’da binlerce kişi, bu fotoğrafı paylaşarak, “Cumhuriyet Bayramı Kutlu olsun” mesajıyla beraber hükümete ve polise hakaret etti.
Paylaşım rekoru kıran bu karenin çok geçmeden fotomontaj olduğu ortaya çıktı. Montajda dünkü olayla ilgisi olmayan iki fotoğraf kullanılmış. Birinci fotoğrafta yurtdışındaki bir eylemde yabancı polis memuru eylemcinin peşinden koşuyor. Diğer fotoğrafta ise yine yurtdışında boğa güreşi yapılan bir alanda boğa maketi ile bir çocuğun fotoğrafı yer alıyor. Ulusalcılar bu iki fotoğrafı fotomontaj ile birleştirmiş. Cumhuriyet bayramı mesajıyla beraber hükümete ve polise hakaret ediyor.
… Gazetecilik, habercilik, entellektüel sorumluluk üzerine…
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası
Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen, fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Eki 31, 2012 | Reply
“Bugünler yakındır” demek istemişlerdir. Jandarmaya Kuran öğrencisi kovalatmış bir zihniyetten geliyorlar.
Aynısı yakında kendilerine yapılacak demeye getiriyorlar.
Yalan-dolan her zamanki işleri.