RSS Feed for This Post

Bağdat Fragmanı / Yıldız Ramazanoğlu

“… Küçük dev adamlar konuştukça içimize tercüme ediyoruz şimdi. “Saldırı hür-demokratik dünyaya”. Demek bir de hür olmayan, hürriyetleri hakları ellerinden alınmış bir dünya var. Özgür iradelerini ortaya koymalarına izin verilmeyen, başlarına hep zalim krallr tayin edilen toplumlar. “Haçlı seferine hazır olun”. Faili tespit etme gereği duymadan aceleyle durumu bilinçaltının yönlendirmesine göre değerlendirmeyi akıllılık olarak görmek. “İnsanlar neden Amerikalılardan nefret ediyor!” Böyle bir nefret olduğunu sanmıyorum. Dünyanın geri kalan bütün ülkelerinin genç kuşakları orada yaşamak istiyordu. Kaybettikleri yeraltı-yerüstü zenginliklerini, yurtlarında çok görülen özgürlük ve huzurlarını oralarda bulacaklarını sanıyorlardı. Hâkim medeniyeti yakından tanımak, düşünce ve felsefenin yeryüzündeki Doğu-Batı serüvenine katılmak istiyorlar. Susan Sontag geçtiğimiz günlerdeki bir makalesinde Amerikan toplumunun medya manipülasyonu yüzünden Irak’ta Körfez Savaşı’nda sadece askerî hedeflerin zarar gördüğünü sandıklarını, yüz elli bin sivilin öldürüldüğünden haberleri bile olmadığını yazıyor. Yani nefret etmeyin bizden diyor …”

 

… E-kitap okumak için …

İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında

Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Müslüman’ın Zaman’la imtihanı

Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından SADECE Almanya kadar bir ekonomik güç oluşturacaklardı. Bu bölünmüşlüğü ve en sonda, en altta kalmayı tevekkülle(!) kabul etmenin bedeli çok ağır: Bosna’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da ve daha bir çok yerde zulüm kol geziyor. Müslümanlar ağır bir imtihan geçiyorlar. Yaşamlarını şekillendiren şeylerle ilişkilerini gözden geçirmekle başlıyor bu imtihan. Teknolojiyle, lüks tüketimle, savaşla, kapitalizmle, demokrasiyle , “ötekiler” ile ve İslâm ile olan ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilecekler mi? Müslüman’ın Zaman’la imtihanı adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren makalelerden oluşuyor.

Amerika Tedavi Edilebilir mi?

Amerikalılar neden bu kadar gaddar? Dünyanın geri kalan kısmında yaşayan insanlara karşı niçin bu denli acımasız?
Bayrak yakmanın ve Amerikan/İsrail mallarını protesto etmenin dışında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenler için yapılmış bu çalışmayı ilginize sunuyoruz.ABD desteği son bulmadan Ortadoğu’nun psikopatı İsrail’in saldırganlığı bitmeyecek ve Ortadoğu’ya huzur gelmeyecek gibi görünüyor. Vietnam’da ve Latin Amerika’da yaşanan katliamlar Ortadoğu’da devam ediyor.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Kas 5, 2012 | Reply

    Bağdat Fragmanı / Yıldız Ramazanoğlu: http://t.co/VKqdMHz2

  3. Yazan:Zozan93 Tarih: Kas 6, 2012 | Reply

    Sayın Yıldız Ramazanoğlu hanımefendiyi çok seviyoruz ve ilgiyle takip ediyoruz. Bu paylaşım için teşekkür ederim. Kendisi yazar veya düşünür olmaktan önce vicdan sahibi bir insandır ve her yazdığı yazıda, konuştuğu seminerde bu hissedilmektedir.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin