Bağdat Fragmanı / Yıldız Ramazanoğlu
By Şivan Taşkıran on Kas 19, 2012 in Barış, islamcilik, Kitap Alıntısı, Ortadoğu
Mayıs 2003’te ilk ziyaret yerimiz olan Şam’da Yazarlar Birliği’ne konuk olmuştuk. Aziz Nesin’den başka hemen hiçbir Türk yazarı çevirilmemişti Arapçaya. Biz de onları ancak İngilizce ya da Fransızcaya çevirildiklerinde görebiliyorduk. Avrupalı yazarlarla Londra’da Paris’te buluşuyorlardı zaman zaman. İstanbul’a fazla yolları düşmüyordu. Bizim gruptan birçok kişinin ilk kez Şam’a adım atmış olması gibi.
Kahire’de de durum aynıydı. Hasaneyn Heykel gibi ünlü bir gazetecinin ve daha bir çok entelektüelin Londra’yı sokaklarına kadar bildikleri ama yollarının Türkiye’ye pek düşmediği söylenmişti. Ülkemizde ise Tahran’a bir kez adım atma gereği görmeden yıllardır İran’da olup bitenler hakkında söz söyleyen, yazan sayısız yazar vardı. Bölgeyi birilerinin on onbeş saat havada uçarak gelip projelendirmesine hepimize rol dağıtmasına, her biri ana gövdenin parçaları olan halkların arasına kuşku ve ihanet tohumları ekmelerine soğukluk büyüleri yapmalarına izin verecek miyiz? Yoksa bir otobüse ya da uçağa atlayıp İsfahan’da, İskenderiye’de, Tebriz’de, Fas’ta buluşacak mıyız ortak kaderin ve tarihin çağıldadığı “bereketli topraklar üzerinde”.
… E-kitap okumak için …
İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında
Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından SADECE Almanya kadar bir ekonomik güç oluşturacaklardı. Bu bölünmüşlüğü ve en sonda, en altta kalmayı tevekkülle(!) kabul etmenin bedeli çok ağır: Bosna’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da ve daha bir çok yerde zulüm kol geziyor. Müslümanlar ağır bir imtihan geçiyorlar. Yaşamlarını şekillendiren şeylerle ilişkilerini gözden geçirmekle başlıyor bu imtihan. Teknolojiyle, lüks tüketimle, savaşla, kapitalizmle, demokrasiyle , “ötekiler” ile ve İslâm ile olan ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilecekler mi? Müslüman’ın Zaman’la imtihanı adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren makalelerden oluşuyor.
1 Yorum
Yazan:@aysebohurler Tarih: Kas 19, 2012 | Reply
RT @jamilabayraktar: Bağdat Fragmanı / Yıldız Ramazanoğlu: http://t.co/kGtEbZt9