RSS Feed for This Post

YAKINDA: Erkekler ağlamaz, insanlar ağlar

Ah keşke biraz daha kadın olsaydık. İki dünya savaşı çıkmayabilir, Hiroşima, Auchwitz ve Gazze katliamları olmayabilirdi. Kadınlığımızı biraz daha muhafaza edebilseydik gökyüzü ve okyanuslar bu kadar kirlenmeyebilirdi. Herşey içimizdeki Kadın’ı öldürdüğümüz o gün başladı… Hangi gündü o?

 “… Tezyin[1] (“ornament”) sanatı estetik bir değerlendirmeye uygun değildir. Kadının yaptığı tezyin ilkel, hayvanî bir duygusallık arz ediyor. Uygar adama karşı işlenmiş bir suç bu. Faydasız yere tekrar edilen bu motifler sanatın vebası. […] 30 yıllık bir savaştan muzaffer çıktım. Tezyin eskiden “güzeli” nitelemek için kullanılıyordu. Bütün hayatımı adadığım bu mücadele neticesinde artık aşağılık bir değer ifade ediyor …” (Adolf Loos, 1930)

Tabi bütün suçu Loos’a atamayız, kollektif bir sapma bu. Belki Batı’dan başladığı iddia edilebilir. Ama ya biz? Neden Müslüman coğrafyası kolayca, hiç direnmeden boyun eğdi? Oysa top tüfek gerekmiyordu. Alimin mürekkebiyle direnmek icab ederdi. Şimdi biraz geç. Lisanımız bile devrildi uğursuz ve sinsi bir devrim ile, altında kaldık. Dedemizin su içtiği çeşmenin kitabesini okuyamaz olduk. Artık Batılılaştık, araz olan Erkeklik’i cevher olan İnsanlık sanıyoruz. Sadece erkek olmaya çalışırken kadınlığımızı, kadınsal değerlerimizi kaybediyoruz.

Dedelerimiz sevgiliye “Siz” diyen şarkılar yazardı. Bizim şarkılarımız ise “bandıra bandıra ye beni, yakalarsam öperim, ALLAH belânı versin, Karagümrük’ü yakarım” diyor. Edebiyata, şiire, musikiye düşman alimler(!) türedi. Sabah namazında camide bir saf doldur(a)mayan islamcıların binlercesi her cuma İsrail bayrağı yakıyorsa bu yüzdendir. Artık ağlayan bir başbakan, bir dış işleri bakanı olay oluyor, manşetleri dolduruyor! Çünkü erkekler ağlamaz, insanlar ağlar.

[…]

Tezhip Sanatı sitesinden genel bir açıklama: “… Tezyinat kelimesi bir çok dekoratif sanat ve zanaatları içinde barındıran bir terimdir.Tezyin ,Arapça ziynet kelimesinde türemiş olup,süs manasına gelir.Tezyin etmek,süslemek,tezyinat ise bunun çoğulu ,yani süslemeler demektir. Bu sebeple tezyini sanatlara günümüzde ,süsleme veya mana bakımından daha yakışan bir isimle bezeme sanatları da denir.Avrupa dillerindeki ismi,dekoratif sanatlardır. Kitap kabı,tezhip ,hüsn-i hat , ebru , katıa gibi kitap sanatları ,taş ve ahşap üstü bezemeler,metal işleri,kalem işi, revzen , tekstil , dokuma ve işlemeler ,tezyini sanatların şemsiyesi altında toplanmıştır. Görüldüğü gibi tezyinatın geniş uygulama alanı vardır.Bunlardan hüsn-i hat,ebru, kilim dokuma ve bazı işlemeler dışında hepsinin ortak özelliği ,motif ve desen bilgisinin aynı olmasıdır.Sadece kullanılan malzeme ve uygulanan teknikler farklıdır. Tezyini sanatlardaki bu farklılık ,motiflerin ve dolayısıyla desenlerin ,büyüklüğünü,çizgi yoğunluğunu ve renklerini etkilerse de ,esası değişmez. Örnek olarak bir hatayi motifi,çini pano deseni içinde büyük boy,ayrıntılı ve devrinin renkleriyle seyredilir.Aynı motif taş veya ahşap gibi sert zemin üzerine oyulacak ise gene büyük boyda , fakat çiniye göre daha az ayrıntılı çizilir.Çünkü sert zemini işlerken çizgi yoğunluğunun az olması ,işçiliği kolaylaştırır ve desenin rahat seyredilmesini sağlar.Bu oymaların renklendirilmesinde genellikle malzemenin kendi rengi tercih edilmiş veya sadece altın varak kullanılmıştır.Halbuki tezhip için hazırlanan bir desende hatayi ,çok küçük boyutta ,en sade şekli ve klasik renkleri ile yerini alır.” 

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Kas 21, 2012 | Reply

    YAKINDA: Erkekler ağlamaz, insanlar ağlar: http://t.co/gLLsuGPE

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin