Tasavvufa Giriş / Mahmud Erol Kılıç
By my on Kas 25, 2012 in hakikat, İslam, Kitap Alıntısı, Sanat, tasavvuf nedir
“…ALLAH güzeldir, güzeli sever ibaresi üzerine bir sanat felsefesi bina etmiştir sufiler. Tabi ki buradaki güzel Freudyen manada bir güzel değildir. Yapılması gereken güzellikleri ortaya çıkarmaktır. […] Sanat sufi açıdan “Hakiki Varlık” ile bağlantılı bir şey olmaktadır. Arızî değildir. Herden güzel olanla irtibatlı olduğunda gerçek sanatçı olunur. Başka bir ifade ile sanatkârlık “EL CEMİL” isminin hakikatine ermektir. Tasavvufta realizasyon fikirler teâtisi neticesi bir bilginin sende oturması vardır. Bu diyalektik değildir. İs¨te sanat bu irtibatın ardından bir tahakkuk eylemidir. Tasavvufun şiir, musiki, mimari gibi İslâm sanatlarının doğuşuna kaynak olduğunu görürüz. Sanat ancak yontulup işlenip bir hâle sokulan, bir makama konulan insan tarafından icra edilebilir. Alt kademeler kesiftir, yoğundur. Kişi manen yükselmeyle beraber latif duygulara sahip olur ve o incelikler eserlerde tezahür eder …”
Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu?
Gözlerimizin sınırlı oluşu sayesinde algılıyoruz kavramları. Immanuel Kant’ın meşhur bir güvercini vardır, havayı iterek uçar ama havanın direncinden yakınır durur. “Hava olmasaydı daha hızlı uçabilirdim” der. İnanmak zor ama …eğer sınırsız görme kabiliyetine sahip olsaydık hiç bir şey göremezdik! güneşe dürbünle bakan biri gibi kör olurduk. Hakikat’i görmekte zorluk çekmemizin sebebi O’nun gizli olması değil tersine aşikar olmasıdır. Aksi takdirde Hakikat’i içeren, kapsayan ve perdeleyen daha hakikî bir Hakikat olması gerekirdi. İşte bu sebeple Hakikat’i görmek için Bilim’e değil Sanat’a ihtiyacımız var, bilmek için değil bulmak söz konusu olduğu için. Derin Düşünce yazarları Sanat-Hakikat ilişkisi üzerine yazdılar.Buradan indirebilirsiniz.
İnsan gözü daha verimli kullanılabilir mi? Aş, eş ve düşmanı gören Et-Göz’ün yanı sıra Hakikat’i görebilecek bir Derin-Göz açılabilir mi? Sanatçı olmayan insanlar için kestirme bir yol belki de Sanat. Çukurların dibinden dağların zirvesine, Yeryüzü’nden Gökyüzü’ne…Sanat’a bakmak için çeşitli yapıtlardan, ressamlardan istifade ettik: Cézanne, Degas, Morisot, Monet, Pissarro, Sisley, Renoir, Guillaumin, Manet, Caillebotte, Edward Hopper, William Turner,Francisco Goya, Paul Delaroche, Rogier van der Weyden, Andrea Mantegna , Cornelis Escher , William Degouve de Nuncques.
Peki ya baktığımızı görmek, gördüğümüzü anlamak? Güzel’i sorgulamak için çağ ve coğrafya ayırmadık, aklımızı uyaracak hikmetli sözlere açtık kapımızı: Mevlânâ Hazretleri, Gazalî Hazretleri, Lao-Tzû, Albert Camus, Guy de Maupassant, Seneca, Kant, Hegel, Eflatun, Plotinus, Bergson, Maslow, …Buradan indirebilirsiniz.
Sanat karanlıkta çakılmış bir kibrittir…
“…Neden bir natürmorta iştahla bakmıyoruz? Tersine ressam “yiyecek-gıda” elmayı silmiş, elmanın elmalığı ortaya çıkmış. Gerçek bir elmaya bakarken göremeyeceğimiz bir şeyi gösteriyor bize sanatçı. İlk harfi büyük yazılmak üzere Elma’yı keşfediyoruz bütün orjinalliği, tekilliği ile…”
Bu kitapta Derin Düşünce yazarları sanatı ve sanat eserlerini sorguluyor. Toplumdaki yeri, siyasî, etik ve felsefî yönüyle… Denemelerin yanı sıra son dönemde öne çıkan, ekranları, kitap raflarını dolduran eserlere (veya ürünlere?) dair eleştiriler de bulacaksınız. Buradan indirin.
3 Yorum
Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Kas 25, 2012 | Reply
Tasavvufa Giriş / Mahmud Erol Kılıç: http://t.co/GmvBjQvX
Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Kas 25, 2012 | Reply
Benim bildiğim/duyduğum kadarıyla tasavvuf ile tarikat hemen hemen aynı anlama geliyor. Ve yine bildiğim kadarıyla tarikatta/tasavvufta bir şeyh-mürit münasebeti, sonra zikir vb. var. Şimdilerde ise sanki “kişisel gelişim” tarzı bir “kişisel tasavvuf” söylemi var gibi. Yani al bir tasavvuf kitabı, tasavvufu öğren ya da yap gibi. Hayır, yadırgamak için yazmıyorum, haddim değil. Keşke hiç olmazsa böylesi dahi yapılabilse. Ama bu defa tasavvufu tasavvuf yapan bu “birliktelik” özelliği ne olacak sorusu geliyor akla? Ya da günümüz cemaatlerinde (örneğin gülen cemaatinde) tasavvufun bir şekilde uygulandığı mı söylenmeli? (Bilenlerden cevap isterim)
Yazan:my Tarih: Kas 25, 2012 | Reply
Kisisel gelisim vb konusunda haklisin, is cigirindan çikti.
ama Seyh-Dervis iliskisinin ne oldugunu seyhlere ve dervislere birakalim istersen, geçmiste bu konuda tartismalar oldu, cahiller farkinda olmadan günaha girmesin diye bir sürü yorumu engellemek zorunda kaldim 🙁
Büyük zâtlarin buyurduklari gibi “kâl ilmi degil hâl ilmidir” yani yasayarak ögrenilir Tasavvuf. Ama yine ayni zâtlar bildirmistir ki “aklî ve naklî” veçheleri vardir. Bu kitap aklî kismini anlamak isteyenlere hizmet ediyor, ALLAH C.C. müellifinden razi olsun. Bu veya buna benzer kitaplari okuyarak kendi kendine nefis terbiyesi yapilmaz, buna karsi da çok sayida uyari var.
ancak Tasavvuf konusunda hakiki bilgi sahibi insanlarin yazip konusmasi gerekiyor, zira bugün çok eskiya türedi ve insanlari kandiriyorlar. Tevhid-siz, Namaz-siz, iman-siz, Seriat-siz Tasavvuf(!) tacirleri türedi. Alimlerin avami korumasi sanirim bir lüks degil bir ödev.
Tasavvuf’un ne oldugu vs konularda basta ayet ve hadisler var. Sonra Kur’an’a ve Sünnet’e sadik kalinarak yazilmis ilmî eserler var. burada bunlari iki satirda özetlemeye çalismak dogru olmaz.
Gazâlî Hazretleri’nin Kimya-i Saadet ve Miskat-ül Envar isimli kitaplari okunabilir. “Ey Ogul” diye ünlenmis olan risalesi var, 5 dakikada okunur. Tavsiye ederim. internette bedava bulunabilir. Daha derinlestirmek isteyen Mesnevî Sohbetleri’ne yaklasabilir. Zaten Seriat’i hiçe sayarak veya Siyer-i Nebi okumadan, Esma-i Hüsna ile mesgul olmadan Tasavvuf olmaz, kimse kusura bakmasin.
Cemaatlere gelince… Tabi ki tarikat ve cemaat ayni sey degil. Cemaat liderleri su veya bu sekilde hizmet ederler ama irsad farkli bir sey. Müslümanlarin bir cemaat etrafinda toplanip organize olmalari, cami, okul, yardim kurumu vb çalismalar yapmalari zaten dinimizce tavsiye ediliyor. Hatta emrediliyor.