Ermiş / Halil Cibran
By Tavit Kilimciyan on Ara 26, 2012 in Ben kimdir?, edebiyat, Kitap Alıntısı, Sanat
“… İnsan kendi hazinelerini ölçemez, çünkü benlik uçsuz bucaksız bir ummandır. Bu yüzden, insan hakikati buldum değil, bir hakikat buldum demelidir. Ruhun yolunu buldum değil, benim yolumda yürürken ruhla karşılaştım demelidir. Ruh katman katmandır, sayısız taçyaprağına sahip bir nilüfer gibi. Ruh büyüyen ya da tek bir çizgide ilerleyen bir şey değildir.
[…]
İnsan kendine ve özgürlüğüne tapınır ve bu özgürlük kişinin boyunduruğu ve takındığı kelepçe olur. İnsan ancak özgürlükten bir hedef ve tatmin olarak bahsetmeye son verdiğinde özgür olabilir. İnsanın özgür hale gelebilmek için atmak istediği kendi benliğinin parçalarıdır. Özgürlük farklı durumlarla karşımıza çıkar ve bu, bir kanunu ortadan kaldırmaksa, bu kanunu yazan gene insanın kendisidir. Tahttan devirmek istenen bir despotsa, önce kişi kendi içinde o kişinin tahtını yıkmalıdır. Bir zorba, özgür ve gururlu birine hükmedemez, eğer o kişinin kendi özgürlüğünde bir zorbalık yoksa ve kendi kibrinde bir utanç. Aslında her şey, arzu ve korku, iğrenilen ve aziz tutulan insanın varlığının içindedir. Yani, bir şeyi def etmek istiyorsa kişi, onu önce kendi içinden yok etmelidir.
[…]
Akıl ve muhakemenin, tutku ve iştihâların savaş meydanı, ruhtur. Bu ruhun dümeni ve yelkeni ise, akıl ve tutkudur. İnsan bu dümene ve yelkene muhtaçtır. İkisinden biri diye tercih yapılmamalıdır. Akıl, tek başına sınırlayıcı; tutku ise, insanın mahvına neden olan bir ateştir. Birine diğerinden daha fazla hürmet gösterilmemelidir …”
… Bu konuda e-kitap okumak için…
“Düşümde bir kelebektim. Artık bilmiyorum ne olduğumu. Kelebek düşü görmüş olan bir insan mıyım yoksa insan olduğunu düşleyen bir kelebek mi?” (Zhuangzi, M.Ö. 4.yy)
Hakikat’in ne tarafındayız? Hiç bir şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde nasıl bilebiliriz bunu? Zekâ, mantık ve bilim… Bunlar Hakikat ile aramıza bir duvar örmüş olabilir mi?
Neden insan her hangi bir hayvan gibi, yeryüzünü bir eğlence merkezi, kendisini de bir turist olarak kabul edip yaşayamıyor? Bilerek, isteyerek bu yaşamı seçen insanları bir zaman sonra “bir şeyleri aşmak, bir şeylerin ötesine geçmek” çabasında görüyoruz. Gerçek şu ki korkudan elleriyle yüzünü kapatan insan aynı zamanda parmaklarının arasından kendini korkutan şeyi görmek istiyor! Okuduğunuz bu basit cümle insanın yeryüzündeki dramının özeti. Acıklı bir durum. Zira parmaklarınızı kaparsanız güvenliktesiniz(!). Ama kalbinizin derinliklerinden gelen bir ses kendi kendinize yalan söylediğinizi fısıldıyor…
Modern dünyanın para kazanma makinesi homo-economicus’a, “maymunlaşmış insana” alternatif bir insan tarifi yapmak için yazıldı bu kitap. Bu “derin insan” kendi etik zemini ve alternatif siyasî projeleriyle 21ci yüzyıla damgasını vurabilecek mi?
Freud, Camus, Heidegger, Kierkegaard, Pascal, Bergson, Kant, Nietzsche, Sartre ve Russel’ın yanında Mesnevî’den, Mişkat-ül Envar’dan, Makasıt-ül Felasife’den, Füsus’tan ilham alındı. Hiç bir öğretiye sırt çevrilmedi. Aşık Veysel, Alfred Hitchcock, Maupassant, Hesse, Shyamalan, Arendth, Hume, Dastour, Aulagnier, Cyrulnik, Politis, Sibony, Zarifian ve daha niceleri parmak izlerini bıraktılar kitabımıza. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Ara 26, 2012 | Reply
Ermiş / Halil Cibran: http://t.co/EVQUsLZO