Türk basını özgür olmayı hak ediyor mu?
By Katrin Baskiotis on Ara 28, 2012 in Basın Özgürlüğü, Beyin Yıkama, Psikolojik harp, Türk Basını
“… Bizzat Genelkurmay’ın Ergenekon davasına gönderdiği deliller arasında yer alan, karargâhın o günlerde“kullanışlı gazetecilerle” ilişkilerine dair ayrıntılara bir bakın. Taraf’ın ilgili yayınlarını doğrulayan, Genelkurmay’ın bugün mahkemeye ulaştırdığı kayıtlar içinde birHürriyet yazarının adı da geçiyor. Bu yazar 13 Aralık 2007’de Hürriyet’teki köşesinde, “Kuvvetler ayrılığı gitti, tarih oldu” başlıklı bir yazı kaleme alıyor. Ama işin fena yanı, bu yazı, sekiz gün önce yani 5 aralıkta Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi hard disklerine kaydedilmiş. Yani yazıyı asker “ihtiyaçtan” yazıp kullanışlı gazeteciye göndermiş, o da köşesinde, artık hangi sebepleyse, yayımlamış …” (Melih Altınok)
… Bu konuda e-kitap okumak için…
Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu? Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk… Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesiminieğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda“gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…
Aydın kimdir? Muhafaza’nın ve Değişim’in kimyası
Aydın konusu gerçekten sorunlu görülüyor. Her ideoloji, her grup kendi liderini, kahramanını aydını ilan ediyor çünkü. Tam da bu sebeple tanımından önce başka bir sıfata daha ihtiyaç duyuluyor: Reformist aydın, muhafazakar aydın, Kürt aydını, Türk aydını, vs.. Kısacası “aydın olmak” hem toprak(toplum) hem de tohum(aydın) gibi üzerinde durulup incelenmesi yazılıp çizilmesi gereken bir kavram. Değişimin adresi kabul edilen Aydın’ın tanımı konusunda muhafazakar olunabilir mi?” 130 sayfalık bu kitapta modernleşme sürecinde Aydın’ı ve Aydınlanma’yı sorgulayan bakış açıları bulacaksınız. Ama teori ile yetinmeyen, fikrin eyleme dönüşmesini, Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve sivil itaatsizlik olgusunu da sorgulayan yazılar bunlar. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: Ara 28, 2012 | Reply
Türk basını özgür olmayı hak ediyor mu?: http://t.co/wEEpIEAW