RSS Feed for This Post

Pi’nin Yaşamı

Bir Bengal kaplanıyla okyanusun ortasında aynı sandalda olsaydınız ne yapardınız? Filmin kahramanı Piscine gibi inançlı biriyseniz bu yolculuk sizi de Tanrı’ya çıkarabilirdi.

Emin Işık, Mevlana Hz’leri için “bugün yaşasaydı film yapardı” der. Pi’nin yaşamı’nı izlerken kendimi Hz.Mevlana’nın hikayelerinden birinin içinde hissettim. Film Yann Martel’in 2001 yılında yazdığı ödüllü romandan bir Japon senarist, Ang Lee tarafından sinemaya aktarılmış. Derin semboller içeriyor. Filmin kahramanı Pi, küçük yaşta hem budizmden, hem Hristiyanlıktan, hem de islam’dan etkileniyor ve inanıyor. Ailesi ise Pi’nin daha akılcı, rasyonalist bir yol seçmesinden yana. Öyle ki yemek sofrasında babası Pi’ye hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğuna dair uzun bir nutuk çekiyor. Babasının uzun konuşmasını sabırla dinleyen Pi’nin karşılığı inancın rasyonaliteye okkalı bir tokadı mahiyetinde.

Nuh’un gemisi gibi hayvanlarla dolu batan gemiden kurtulan Pi, kendisini bir zebra, orangutan, sırtlan ve daha sonra ortaya çıkıveren ve sandalda yalnız kalacağı bir Bengal kaplanıyla (Richard Parker) aynı filikada buluyor. Filmdeki semboller çok çeşitli şekilde yorumlanabilir. Bn, deniz yolculuğunu tasavvuftaki seyr-i süluk, yani hayat, kaplanı ise Pi’nin nefsi olarak kabul edip izledim. “Onu ehlileştirmem mümkün değil ama belki terbiye edebilirim” diyordu çünkü Pi. O kadar emek verip terbiye etmesine karşın dönüp arkasına bile bakmadan çekip gitmesi de böylece yerli yerine oturuyor. Gündüz misafirlerine kucak açıp, gece etobur bitkilerle dolu bir ormana dönüşen, mirketlerle dolu kadın şeklindeki ada’yı da dünya olarak izledim. O kadar yoğun bir sembolizm var ki filmde her görüntüde, her diyalogda ayrı kapılar açılıyor. Filmin sonunda ise iki ayrı hikaye sunuluyor ve hangisinin doğru olduğuna dair karar seyirciye bırakılıyor. Çok ilginçtir, filmi izleyen inançlı insanlara sorduğumda ilk hikayeyi doğru bulduklarını söylüyorlar. Ateistler ise genelde ikinci hikayeyi doğru bulduklarını ve filmin açık bir “yamyamlık hikayesi” anlattığını söylüyorlar. Yazarın hangi hikayenin doğru olduğuna dair ipucu ise şu soruda gizli:

“Muz denizde yüzer mi?”

 

… Sinema üzerine e-kitap okumak için…

 

 

İnsan’sız Sinema Olur mu?

Elinizdeki bu kitabı Sinema’nın programlanmış ölümüne karşı bir direniş olarak görebilirsiniz. İnsan’dan vaz geçmeye yeltenen, Güzel’i, Sanat’ı,İnsan’ı kâr-zarar tablolarına sıkıştırmaya çalışan endüstriye “Hayır!” demenin nazik bir yolu. Sinema bütün “teknik” karmaşıklığına rağmen insansız olmaz. Sinema insanlar tarafından yine insanlar için yapılan bir sanattır.

Derin Düşünce yazarları izledikleri 28 filmi anlattılar. İnsanca bir perspektiften, günlük hayatlarındaki, iç dünyalarındaki yansımalara yer vererek… İran’dan Arjantin’e, Fransa’dan Afganistan’a, Rusya’dan Türkiye’ye uzanan bir yolculukta, İnsan’dan İnsan’a… Umulur ki bu kitap Andrei Tarkovsky, Semih Kaplanoğlu, Mecid Mecidi, Nuri Bilge Ceylan ile buluşmanın farklı bir yolu olsun… Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 9 Yorum

  2. Yazan:fizikci Tarih: Oca 5, 2013 | Reply

    “Vaftiz olmak istiyorum” mu? 🙂

  3. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Oca 7, 2013 | Reply

    Evet 🙂 Filmde, her ne kadar akılcılarla dalga geçilse de, Pi’nin hayatta kalmasında babasının rolünü minnetle anması dikkate değer.
    Filmin başında Pi’nin kaplanla iletişime girmek istemesi ve babasının onu kurtarması önemli bir sahne. Sebepleri ihmal eden bir iman mıdır doğru olan? Yoksa o güçlü imanından dolayı mı son anda babası Pi’nin kurtarılmasına sebep kılınmıştı, bilmek imkansız.

  4. Yazan:cihan demirlioglu Tarih: Oca 7, 2013 | Reply

    2 senaryo var ve insanlı olanın olası oldugu fikrini verirken film kaza raporunda kazadan bir kaplanla kurtulmanın ne kadar inanılmaz oldugu goze carpıyor bence muzlar ve rapor durumu 1*1 esitliyor

  5. Yazan:mrtnrn Tarih: Oca 7, 2013 | Reply

    son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden birisiydi. ekrem senai’nin belirttiği üzre okyanusu seyr-i süluk olarak betimleyip izlemek filme bence gerçek manasını katıyor. ayrıca pi’nin her üç dine samimiyetle yaklaşması ve fırtına esnasında filikada yaptığı dua ve teslimiyeti, insanın kendisinin ne kadar samimi olduğunu sorgulamasına vesile oluyor.

  6. Yazan:Sevda Menekşe Tarih: Oca 8, 2013 | Reply

    Bu Filme öğrencilerimle gitmeyi düşünüyorum. İzleyen arkadaşlardan rica ediyorum, film lise öğrencileri için uygun mudur,gidebilir miyiz acaba?

  7. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Oca 9, 2013 | Reply

    Sevda hanım,

    Film, Hollywood filmlerinden beklenmeyecek bir şekilde cinsellik ve şiddet unsuru içermiyor. Sadece filmin ilk kısmında kaplanın ceylanı parçalaması- sahne gösterilmiyor ama- çocukları korkutabilir. Fakat o kadar da korkmak iyidir.

  8. Yazan:Sevda Menekşe Tarih: Oca 9, 2013 | Reply

    Ekrem Bey;
    Teşekkür ederim,hafta sonu içim rahat bir şekilde götürebilirim o halde.

  9. Yazan:mehmet Tarih: Oca 22, 2013 | Reply

    ben filmi izlerken hayat denizinde nefsiyle mücadele eden insanı izledim.o uğradığı adanın insanın hayalleri olduğunu düşündüm.deniz kenarında kumlara yanağını koyup sanki tanrının yanağına yüzümü koyuyorum,vişa sana teşekürler bir balık şekline girip beni kurtardığın için,fırtınada saklanan kaplana Richard Parker gel tanrıyı seyreyle(ama nefis buna güç yettiremez)ne biliim,sanki beni anlatıyordu yazarda,yönetmende dervişti,heralde yada kimdi bütün dervişler

  10. Yazan:leman Tarih: May 10, 2013 | Reply

    Muz demeti suda yüzüyor …

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin