RSS Feed for This Post

Zarif Bir Yakarış / Cahit Zarifoğlu

zarifoglu
Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu. (
Maide 31)

 Yazıya başlamak için seçtiğim surenin nedenini Zarifoğlu okumuş olanlar çok iyi anlamışlardır. Zarifoğlu, adının baş harflerinin acz tuttuğunu söylüyordu bir mısrasında. Ne dehşetengiz bir anlatım. Başlığı da bu yüzden zarif bir yakarış olarak seçmeyi uygun gördüm. Kronolojik biyografisini anlatmaktansa mısralarını, cümlelerini, kitaplarının muhtevalarını yazmayı daha faydalı buluyorum. Daha evvel de bir yazımda belirttiğim gibi entelektüellere ilmihal okumayı öğütleyen bir münevverden bahsediyoruz. İkinci Yeni içerisine genelde katık edilen fakat dili ne Sezai Karakoç ne Ece Ayhan, Turgut Uyar, Cemal Süreya’ya benzeyen bir şair-i maderzat.( Akif İnan’dan alıntıdır, anadan doğma şair) Farklı farklı saptamalar olsa bile son derece kendine ait bir şiir yazdığı kanaatindeyim. Kullandığı imgeler, yaptığı metaforlar şüphesiz çok etkilidir fakat demek istediğim tam olarak bu değil. Tüm bu bahsettiklerimi cümle içerisinde öyle yerlere dizer ve o cümleleri o kadar mahir bir şekilde parçaya katık eder ki bu yüzden sayfalarca uzunlukta şiirlerini hiç sıkılmadan okursunuz. Cemal Süreya Ece Ayhan ile bu konu üzerine konuşmuş ve ‘‘şiirde yapı sorununu en iyi kavramış şairlerden biridir.’’ cümlelerini işitmiştir. “Cahit Zarifoğlu’nun elinden tutan olmamış pek. Maraş’tan gelmiş, Alman Filolojisi’ne kayıt olmuş. Şiirlerini Memet Fuat’a getirmiş göstermiş. Memet Fuat de beğenmemiş, beğenseydi belki de solda kalabilirdi Cahit Zarifoğlu, sağa kaymazdı.” (Öküz, Temmuz 2000) Bu cümleler de Ece Ayhan’a aittir. Fakat Zarifoğlu’nun hiçbir zaman sol ile ilişkili olmaması ve kendini Müslüman bir şair olarak tanımlamasını burada atlamıştır Ece Ayhan. Aslında bu bir nevi zaferdir. Müslüman bir şair öyle şiirler kuruyor ki aslına rücu ediyor adeta yazın. Şarkın zaferi bir nevi şerefli mağlubiyetleri heyulasından bertaraf eyliyor. Yukarıda belirttiğim gibi fazlasıyla kapalı ve imgeli beyitleri olduğu gibi ki nedenini belirttim çok öznel bir şiirdir yazdığı son derece berrak anlatımla yazdığı şiirleri de vardır. Benim en sevdiğim dizelerden biriyle örnek verelim;

Beyaz haberlerim için hazır olun kardeşlerim!

Son derece yalın anlatımlı ve fakat zihinlerde herkese farklı çağrışımlar yapabilen bir dize. Sanırım şiir kurmak üzerine en meşakkatli iş bu olsa gerek. Bir başka sevdiğimiz şairden, Ah Muhsin Ünlü’nün bir röportajından alıntıyla sözlerimize dayanak bulalım:

Benim yazdığım şiir Zarifoğlu şirinin yanından bile geçemez. Çünkü benim yazdığım şiir zaman zaman fazla entelektüel. Fazla zihni yerleri var. Zarifoğlu bu entelektüaliteyi kendi içinde dönüştürüp insani bir şey çıkardı ortaya. Benim yaptığım şey onun belki duygusunu çağrıştıran bir şey. Zarifoğlu’nun maketi diyelim benim yaptığım şeye. Ama ne teknik olarak ne şiire yaklaşım olarak ne şiirden umulan şey olarak benim Zarifoğlu’yla bir bağlantım yok. O başka bir adam. O başka bir yerden bakıyor meseleye. Ama şöyle diyebiliriz: Zarifoğlu’ndaki samimiyetin, gerçeği kendinden çıkarma çabasının, şiiri kendinden söküp alma gayretinin bir küçük modelinin benim yazdığım şiirde olduğu var sayılabilir. Bunu Zarifoğlu’nu kutsamak için de söylemiyorum. O Zarifoğlu. Yöntem farkımız var.

Ah Muhsin Ünlü’nün tam olarak demek istediğini bir düzyazısında buluruz Cahit Zarifoğlu’nun. Günlük olarak tuttuğu ‘Yaşamak’ kitabı şöyle başlar:

SARIKAMIŞ 1979. ne çok acı var.

Son derece insani bir cümle. İnsaniden kastım Ece Ayhan’dan mülhem sivil şiir manasına da gelebilir. Gelsin, fakat demem o ki Zarifoğlu şiirini şiirin poetikası üzerine kafa yormamış insanlar da anlayabilir ve hislenebilir. Seçkinci bir anlatımdan ziyade ruhsal acziyetlerin ifade bulmuş halidir Zarifoğlu yazını. Sivilliğinden dem vurmamın nedenini de en iyi özetleyen ‘Bir Değirmendir Bu Dünya’ kitabı. Mavera dergisinin kurucusunun hem kendi dergisi hem de çeşitli matbuatlar içerisinde olan yazılarından oluşur kitap. Başlıklar zamanına göre fazla sivildir, örnekleyelim:

Siyer Okumanın Önemi, İslam’da Ordu ve Sosyal Hayat, Cihad ve Arınma, Allah Dostları, İslam Münazara Mevzuu Değildir…

Kitap içerisinde hoş olmayan bir tesadüfte barındırıyor. Hama katliamı zamanı Zarifoğlu her Müslüman gibi, hakkıyla olanından bahsediyoruz burada, tepkisini ortaya koyuyor. Yazının içerisinden küçücük bir bölümü ayrıca alıntılamak istiyorum:

Sosyalist Nusayri rejimi, İslam çizgisinden ayırmakta aciz kaldığı bu şehri yerle bir etmekten başka çıkar yol bulamamıştı.

Sadece bir şair, yazar değil bir münevver olarak Zarifoğlu coğrafyasındaki zalimliklere sessiz kalınmamasını haykırıyordu, her an, her saniye ve fakat sloganlaşmış bir anlatımdan uzak durarak. ‘‘Ne çok acı var’’ yer ve zaman olarak birebir oturmasa da bahis üzerine bir dolmuşluğun yalınkat dışa vuruşudur şüphesiz.

Dünya edebiyatı üzerinden bir paralellik yaratmaya çabalarsak eğer Samuel Beckett ve Zarifoğlu birbirini andırır. İki yazarda insan üzerine, insanın acizliği üzerine, insanın bu dünyadaki varlığı üzerine düşünmüşler ve bir yazı metodu geliştirmişlerdir. Tabi ki Cahit Zarifoğlu Maraşlı şair özelliğini hiçbir vakit yitirmemiştir Cemal Süreya’nın dediği gibi. Mahallesini seven çocuk her zaman şiirinde mevcuttur. Ülkü Tamer’le aynı yolu izlemeseler de aynı benzinci de vakit vakit durduklarını söylersek doğru saptama yapmış oluruz. Fakat Beckett’in insanı algılayışı Müslüman Zarifoğlu’ndan farklıdır. O daha sorumsuzca yaklaşır olaya ve daha anlamsız bulur bu durumu. ‘‘Elimizden olmayanla olduk, elimizden gelmeyenle gidiyoruz madem yaşayalım, nasıl olursa olsun’’ der gibidir. Beckett Godot’yu Beklemek, Zarifoğlu ise İbrahim’e su taşıyan karınca olmak gibidir. Ümmeti gözetmem gerekli diyordu şair Yedi Güzel Adam adlı şiirinde. Bugün üzerine yeni İslamcı yazarların düşünmesi gereken bir konudur diye düşünüyorum. Ümmeti gözetmek, ümmetin terakkiye ulaşması amacıyla ne yapıyoruz?

Zarifoğlu’nu özetlemek için ise bulduğum kelime ilginç gelebilir fakat AT. Şiirlerinde özellikle kullandığı bir kelimedir ki günümüze baktığımız vakit birçok( ülkemiz elverdiğince hala) müzik grubu, şair, yazar, senarist vs. bu imgeyi, metaforu, kelimeyi kullanır. Şahsi kanaatim Zarifoğlu’nun Türk Şiirine bir armağanıdır at. Bazen sadece at, bazen atlı karınca olarak kullanır. Şöyle düşüncelerinizden sıyrılıp bir şiirde gördüğünüz vakit çok çocuksu, çok maziden gelen fakat bir o kadar hatırda, bir o kadar özlenen bir kelime at. Zarifoğlu şiiri tam olarak bu manada ‘AT’tır.

Çölde Gizli Bezginler

bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi

öptüm sonsuz gidişinden. Saçlarının seyriyle seni

yolları aşklara davul çalıp çağrılmış yalnızlarla dolduran

akrepleridir duygunun. Karanlık ordulara güneşsiz sokulan

bunlar canlanınca ne ateş kirli taşlar ne böcek

şakakların sıcağında kuytu bir büzülüp ölecek

sabahsız kuşlara koşarsa durur mu evreni omuzlarında

bahar şenlikleriyle. Sürdüren ellerini yangın borularında

şaşkınlıkla başladı bu atlar bu savaşlar insan buluşlarından

burda biter düğün. Gidilir mi evin soğuğuna çölün sıcağından

gemilerimiz saklanır. Ağzımızda bir aşk kaçışı vardır buluşmaların

saplandık tadına. Durduk alnında yüreğe vuruşların

yollar sellere gider. Açılır parklar artık kuşlar dağılır

bir aşkı gözyaşlarıyla bulvara çağırmak hiç keseye mi kalır

çizildi yalnızlar. Senin gelişin ne de süvari köprünün diplerinde

geçer üstümüzden yağmur alan donanmalar. Kürek sesleriyle

koşu bitince aşk bir yorulmadır kaçılmaz kırbacından

sayılır günü geçmiş anlar boşalan hangi tüfeğin arkasından

oturur iki bakış ormanından gerilip bir masaya kollar

uzayıp uzaya giden akrebe katlanıp zincire gelmeyen yolcular

bu bizim sesimiz denizlere ateş gibi eller açılır ortasından

su konuşmaz toplanmaz kuşlar. Ne kazandık yaşamamızdan

biz harcandık anam hem kelimesiz kapandık

sevgi ektik. Sonsuz seçtik. Beğendik. Ama toprağı kazandık

sevinçle kaçın kurtulun ölümlerinizle. Yalnızlıkla ben kaldım

sevindiniz işte alın koşturun. Aha size son atım

 

… E-Kitap okumak için…

 

Kitap Tanıtan Kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz.

Kitap Tanıtan Kitap 2

Kitap tanıtan Kitapların birincisi kadar sevildi, o kadar çok ilgi gördü ki ikincisini yayınlamak için sabırsızlanıyorduk. Yeniden 44 kitap tanıtımıyla geliyoruz karşınıza: Dostoyevski, Sezai Karakoç, Yıldız Ramazanoğlu, Jean Paul Sartre, Amin Maalouf, Taha Akyol, Hasan Cemal, Ali Şeriati, William C. Chittick, Alain Touraine, Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri… Farklı asırlar, farklı coğrafyalar, farklı konularla dergi tadında bir kitap… Ortak olan tek şey İnsan belki de? İnsan’ın iç dünyasındaki saklı hazineleri paylaşma muradı…Buradan indirebilirsiniz.

Kitap tanıtan kitap 3

İnsanları birleştiren, engelleri ortadan kaldıran bir eylem yazmak… ve tabi okumak. Heinrich Böll, Sadık Yalsızuçanlar, Jean-Paul Sartre, Leyla İpekçi, Samuel Beckett, Peyami Safa, Immanuel Wallerstein, Marilyn Monroe veya Baudelaire… Farklı ülkelerde yaşamış, farklı kaygılarla yazmış olsalar da bütün yazarlar bir iz bırakmak, günü gelince başka insanlarca okunmak isterler. Evet… Yazmak vermektir. Kitap tanıtan kitaplarımızın üçüncüsünü ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Kitap tanıtan kitap 4

Alışılagelmiş kitap sunumlarından farklı bir çalışma bu. Neden? Öncelikle kitap tanıtan kitap serisinde tanıtımı yazanlar da tıpkı tanıtılan sanatçı ve filozoflar gibi birer yazar. Bir çoğu profesyonel ve yarı-profesyonel olarak yazı hayatlarını sürdürmekteler. Ek olarak… katkıda bulunan yazarlar eserin güzelliği kadar kendi iç güzelliklerini, kişisel tecrübelerini, eserle ve yazarla tanışma serüvenlerini de ortaya koyuyorlar. Bu bakımdan kitap tanıtan kitap Aktaş, Kafka, Ramazanoğlu veya Kazancakis ile olduğu kadar Başarslan, Gürkan, Becer ve Özdemir ile de tanışmanın veya mevcut dostluğu ilerletmenin güzel bir yolu. Bu 4cü kitapta Yine « ağır » konuklarımız var : Franz Kafka, Cihan Aktaş, Michel Houellebecq, Yıldız Ramazanoğlu, Nikos Kazancakis, Ali Şeriati, Jacques Derrida, Selim İleri, André Gide. 20 farklı kitap, Rusya, Fransa, İran, Almanya ve Türkiye’den 20 yazar. 98 sayfalık bu kitabı, kitap tanıtan kitapların dördüncüsün ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: Oca 23, 2013 | Reply

    Zarif Bir Yakarış / Cahit Zarifoğlu: http://t.co/1Niqy81d

  3. Yazan:Güncel Haberler (@guncelhaberler) Tarih: Oca 23, 2013 | Reply

    Zarif Bir Yakarış / Cahit Zarifoğlu: http://t.co/MgPGDZp8

  4. Yazan:@McanOzdemir Tarih: Oca 23, 2013 | Reply

    RT @DDGrubu: Zarif Bir Yakarış / Cahit Zarifoğlu: http://t.co/1Niqy81d

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin