Huzur Defteri / Mehmet Fatih Çıtlak
By Ali P. on Nis 9, 2013 in İslam, Kitap Alıntısı, Resmî Tarih
“… Bir gün Fahreddin Efendi Hazretleri babası Rizaeddin Efendi Hazretleri’ne sorar: “Babacığım, Müştak Baba Divânı’nda “Gelip mimâr-ı ehlullah” diye bir tâbir var. Önümüzdeki asırda Allah eri, ehlullah mı devleti idare edecek?” diye sorar.Rızâeddin Efendi; “Evlâdım, ehil diye kadına derler. Burada Müştak Baba başka bir şeye işaret ediyor […] Hanım bazı günler namaz kılamaz. Gelip mimâr-ı ehlullah’tan kasıt şudur: Öyle devlet idarecileri gelecek ki namaz kılmayacaklar. Devleti namazsız insanlar idare edecek.” diyerek bu beyiti tercüme eder, şerh eder. Bu söz doğrudur zira o zamanlar bile meşhur Ali Haydar Efendi demiştir ki; “Biz Şeyhülislâmlık dairesinde altıyüz kişi çalışırdık. O memurlar içinde altı kişi namaz kılardı.” Yani iş bu boyutlara kadar gelmiş ve neticede Allah Teâlâ’nın tokadı da inmiştir …”
… E-Kitap okumak için…
Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından SADECE Almanya kadar bir ekonomik güç oluşturacaklardı. Bu bölünmüşlüğü ve en sonda, en altta kalmayı tevekkülle(!) kabul etmenin bedeli çok ağır: Bosna’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da ve daha bir çok yerde zulüm kol geziyor. Müslümanlar ağır bir imtihan geçiyorlar. Yaşamlarını şekillendiren şeylerle ilişkilerini gözden geçirmekle başlıyor bu imtihan. Teknolojiyle, lüks tüketimle, savaşla, kapitalizmle, demokrasiyle , “ötekiler” ile ve İslâm ile olan ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilecekler mi? Müslüman’ın Zaman’la imtihanı adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren makalelerden oluşuyor.
İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında
Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: Nis 9, 2013 | Reply
Huzur Defteri / Mehmet Fatih Çıtlak: http://t.co/5DnDCxnqxh