CHP Eğitim Projesi
By admin on May 9, 2013 in atatürkçülük, CHP, Çocuk, Eğitim, Gençlik, Kemalizmin Zararları, Ulus-Devlet
“… Cumhuriyet dönemi boyunca eğitimin resmi ideolojiyi toplumun farklı kesimlerine aşılama gibi bir mekanizmaya dönüştürüldüğünü görmekteyiz. Bunun için CHP’nin kontrolünde birazda devletin ideolojik aygıtları diyebileceğimiz türden Türk Ocakları, Millet Mektepleri, Halk odaları Halkevleri ve devamla Köy Enstitülerinin kurulduğunu görüyoruz. Örneğin Türk Ocakları Kürdüm diyenlere Türklüğünü öğretmek yönünde bir faaliyet sürdürüyor. Hatta bu Ocaklar 1926 yılında ‘Vatandaş Türkçe Konuş’ kampanyaları başlatmış, bu yönde cezai yasaların çıkartılmasını sağlamışlardır. Diğer taraftan uygarlığının temelinde Türk uygarlığının yattığı, Türklerin en üstün millet olduğu düşüncesi de resmi ideolojinin en önemli parçası haline gelmiştir. Bu nedenle 1930’ların baslarında Türk-tarih tezi ve Güneş-Dil teorisi gibi birazda trajikomik denilebilecek savların ortaya atıldığını biliyoruz. Fakat asıl vahim olan Harf Devrimiyle birlikte bir milletin geçmişiyle olan bağları kopartılmış ve ciddi bir anadil sorunu yaşanmıştır. Bugün CHP’nin yeni anayasa taslağında koruma altına aldığı Tevhid-i Tedrisat yasasının bir dönem homojen, kaynaşmış, tek bir renkten ulus oluşturma yönünde bir maarif politikasına dönüştüğünü görmekteyiz. Bu kanun aynı zamanda ileride gerçekleşecek olan bir takım inkılâpların alt yapısını oluşturmak gayesiyle de çıkarılmıştır. Kemalist, devletçi ve milliyetçi anlayışın toplumun tüm farklı kesimlerine ayrımsız verilebilmesi için tekçi bir maarif anlayışına ihtiyaç vardı …” (Ufuk Coşkun, Sivil Düşünce)
… Eğitim konulu makalelerden …
- Evrim Teorisi Okullarda Öğretilmeli mi? (Mehmet Yılmaz)
- Kan Sevgisini Öğretmek… (Cemile Bayraktar)
- 100 Temel Eser, Eğitim ve İdeoloji (Alper Gürkan)
- İletişim Fakültesinde yumurta atmak (İbrahim Becer)
- Okulda zorbalık ve intihar ilişkisi (Mauren Healy)
- İki Mustafa (Cemile Bayraktar)
- 19 Mayıs Militarizmi (Ufuk Coşkun)
- Eğitim mi şart, Okul mu? (T. Suat Demren)
- Topluiğne, Cop ve Bıyık (Takunyalı Topluiğne)
- Aileni mi seversin devletini mi? İmam-Hatipli Bireyin dramı (Okan Arslan)
- Dil bir oyuncak mıdır? (T. Suat Demren)
- Millî Eğitim, Millî Beyin Yıkama, Millî Endoktrinasyon (Ufuk Coşkun)
- Öğrenci değil eğitim kurumu sınıfta kaldı (Cemile Bayraktar)
- Zihinler Artık Fikir Mezarlığı Olmasın (Fatma Kopuz)
- Nefret Suçları ve Eğitimin Rolü (Ufuk Coşkun)
- 24 Kasım Öğretmenler Bayramı : Bir 12 Eylül icadı! (Bilal Sambur)
- Zihne tecavüz mü millî eğitim mi? (Haki Demir)
- Gülen’e ve Türk ögretmenlere dair (Mehmet Yılmaz)
- Zayıflamak istiyorsan daha çok yemelisin (Mehmet Yılmaz)
- Atam’ın Öğretmenleri (Ece Arı)
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi?
GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen…
Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Sıradan insanları sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın?
1870′lerde İtalya’da yaşayan etnik gruplar birleşerek Fransız işgaline son verdiler. Bir İtalyan ulusu yoktu ortada, Fransız zulmünden bıkmış insanların meşru müdafasıydı vardı. Ama o dönemin Avrupası’nda yükselen değer halk değil ulus-devlet idi. “Problemin” farkında olan Milli Kurtuluş Hareketi liderleri şöyle diyorlardı : “İtalya’yı yarattık, sıra İtalyanları yaratmaya geldi!”
Samsun’a bir “güneş gibi” doğanlar, Türk milletini yoktan var edenler(!) de acaba demişler midir “Türkiye’yi yarattık, sıra Türk Milletini yaratmaya geldi” diye? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş bir deli gömleğine işaret ediyor. Kral çıplak. Kral hep çıplaktı. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirebilirsiniz
1 Yorum
Yazan:Derin Düşünce (@DDGrubu) Tarih: May 9, 2013 | Reply
CHP Eğitim Projesi: http://t.co/rD9KZl6WO1