Kemalizmin Zararları (21): Kur’an’ı toprağa gömer!
By Tahsin K. on May 12, 2013 in atatürkçülük, CHP, Kemalizmin Zararları, Yobaz Laikler
Tek parti döneminde, Türkiye’de Kur’an’ın öğrenilmesi ve okunması 24 yıl boyunca yasaklandı. Mevlit ve Arapça ezan okuyanlar hapse gönderildi. 1936 yılında çıkarılan bir kanunla yüzlerce cami satıldı, binlerce medrese kapatıldı. Ülkenin adeta açık bir cezaevine dönüştürülmesine şahit olanlar, yaşadıklarını birçok kez anlattı.
O dönemde genç bir kız olduğunu belirten Çiçekli, köydeki yaşlıların büyük sıkıntı çektiğini dile getiriyor: “Jandarma köye geldiğinde Kur’an’ı saklardık. En büyük sıkıntıyı Şeyh Sait Efendi olayından sonra yaşadık. Jandarma her gün köylerimizi basıyordu. Dedemin, amcamın sarıklarını parçaladılar. O dönemde köyde Hacı Muhammed adında bir âlim vardı. Köy halkına Kur’an’ları götürüp saklamalarını istedi. Herkes evine yakın mağarada sakladı. Bazıları tarlasını kazıp gömdü.”
Köyümüzdeki medresede 20 yıl müderrislik yapan Nezir hoca vardı. Fırsatını bulduğu zaman hemen Arapça ezan okurdu. Bunun haberini alan jandarma köye gelip Nezir hocayı halkın gözü önünde dövdü.” diyor. Köy ahalisinden Ramazan Sever ise rahmetli babası Mehmet Şerif Sever’in, evdeki bütün dini kitapları mağaraya sakladığını, fırsat buldukça özellikle perşembe akşamları mağaraya gidip okuduğunu söylüyor.
“Askerler Arapça ezan okudu diye hocanın sol elinin işaret parmağını kesti. ‘Sen o parmağını kulağına dayayıp ezan okudun.’ dediler. 1980 darbesinden sonra da referanduma ‘hayır’ dediğimiz için günlerce işkence gördük. Annem Kur’an okuyacağı zaman beni dama çıkartır nöbetçi olarak bırakırdı. Köyde medrese vardı. Âlimlerin sarıklarını toplayıp yolun üzerinde ateşe verdiler. Sonra âlimlerin sakallarını yoldular. Evlerini arayıp Kur’an’ları topluyorlardı. Köylüler Kur’an’ları çevredeki mağaralara, büyük taşların altına saklıyordu.”
Bunun için gözaltına aldılar, sakallarını yoldular. Eğitim gördüğümüz medreseye sürekli asker gelir, suç delili yani dini kitap ararlardı. Benim Kur’an ayetlerinden oluşan bir risalem vardı. O dönemde Silvan’da bir dükkana saklamıştım. 1995 yılında o risaleyi çıkardım, şu an görev yaptığım camide çoğu zaman hutbede okuyorum.” (İsmail Avcı / Zaman)
…Kemalcilik ve Atatürkizm üzerine e-kitap…
Tarih şaşırmaktır
Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir…Buradan indirebilirsiniz.
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
“Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi. Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ? “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak” Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış