Kart abilerin gazıyla nereye kadar?
By Tavit Kilimciyan on Haz 10, 2013 in AKP, şiddet
“… İktidarın zayıf muhalefet sayesinde aşırı güvenli davranmaya alıştığını ve demokratik olgunlaşma imkanını iyi kullanmadığını söyleyebiliriz. Başbakan’ın sürekli olarak sandığı demokrasi kavramı ile eşitlemesi iyi bir örnek. Sandık, ülkeyi kimin yöneteceğinin (hatta sadece parlamentonun) nasıl belirleneceğini söyler. Ama ülkenin nasıl yönetileceğini söylemez. Oysa demokrasi sadece kimin yönettiğine
değil, nasıl yönettiğine ilişkin bir kavram. Meşruiyet bu ikisinin buluştuğu noktada ortaya çıkar. Ne var ki Başbakan epeyce kaba ve ilkel bir tanımda siyaseten ısrar etti, çünkü gözünü darbeci koalisyondan bir türlü ayıramadı ve onlara geri adım
atmayacağı mesajını vermeyi çok önemsedi. […]
Bugün özellikle siyaseten hükümetten haz etmeyenlerin kalemlerinden dökülen iltifatlar onları bir süre bulutlarda tutabilir. Zekalarını, mizahlarını övmek, sonradan görme gençlik romantizmi çekenlerin ürettiği bir abartı olarak çok popüler. Ama bu şişirme çabasını bir kenara bıraktığınızda karşınıza hiç de hoş olmayan bir gerçeklik çıkıyor:
Gezi gençliği ve hele Taksim Dayanışması denen kart abiler hareketi en az Başbakan kadar otoriter bir çizgi izliyor. Evet, gençlerin ve Gezi Parkı’na ilişkin itirazların dikkate alınması bir demokratik hak… Ama o itirazların ve taleplerin hayata geçmesi bir hak değil. Çünkü direnişçilerin o park üzerinde ‘özel’ bir hak sahiplikleri olmadığı gibi, taleplerinin temsil yeteneği de belirsiz. Dolayısıyla talepleri ‘bizatihi meşru’ değil… Eğer meşruiyetin bir yeri işgal ederek sağlandığını sanıyorlarsa o başka. Ancak ona da ‘demokratik’ falan denmiyor. Hele Dayanışma’nın olur olmaz her konuda ‘olması gerekeni’ öne sürmesi ve bunu da ‘toplum adına’ yaptıklarını söylemesi, utanç verici bir çiğliği, kibrin kendini ifşa eden bir akılsızlığa dönüşmesini, apaçık bir ergenlik halini ifade ediyor …” (Etyen Mahçupyan / Zaman)
…Kemalcilik ve Atatürkizm üzerine e-kitap…
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisinihukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.
Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir…Buradan indirebilirsiniz.
9 Yorum
Yazan:kurtulush Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
“Evet, gençlerin ve Gezi Parkı’na ilişkin itirazların dikkate alınması bir demokratik hak… Ama o itirazların ve taleplerin hayata geçmesi bir hak değil.”
Bu tayyipistler insan haklarını anlamadıkları gibi demokrasiyi de hiç anlamışlar.
Şöyle birşey canlanıyor sanırım gözlerinde; biz sultanın karşına geçeceğiz, taleplerimizi söyleceğiz o da bi bakacak, buyruğuna verecek.
Aynı AKP, MKYK toplantıları gibi.
Bunların demokratik haktan saymadıkları şey, en basit ve yalın şekliyle şu;
Benim yaşamıma ve yaşam alanına dokunma.
Roller değişti artık. Hani habire boş-beleş de olsa “yeni Türkiye” deyip duruyordunuz ya, “daha yeni Türkiye” talebi bu.
Sizin göremediğiniz, sol dönüşüyor. Sancılı mı oluyor, evet oluyor. Sorunlar var mı içimizde, evet var.
Ama en azından Tayyipistler gibi “yol ver gidelim, Taksimi ezelim”li bir Sivas Katlimını re-load etme hal-i vaziyeti yok ortada.
Yazan:halk Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
bu ulke icin sorun olan sey kart abilerin otoriterligi midir yoksa kendisine adeta tapilan bir basbakanin otoroterligi midir? sizce hangisi daha buyuk bir sorundur?
Yazan:Hasan Karaman Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
Kurtuluş Bey hiç zannetmiyorum bir dönüşüm olsun. Milletin ekmek tekmesi dükkânları yakarak, alın teri ekmek parası kazanmak için muhtaç olunan otobüsleri yakarak hak mücadelesi verilmez. Hükümeti sinir etmek istediniz ve oldu. Hepsi bu. Ele geçen sıfır. Hatta negatif. Sol dönüşmüyor, sadece twitter ve facebook kullanmaya başladı.
Yazan:Sivaslı Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
Ama en azından Tayyipistler gibi “yol ver gidelim, Taksimi ezelim”li bir Sivas Katlimını re-load etme hal-i vaziyeti yok ortada.(kurtulush)
yok tabi…ülkücüler de diyordu ya “vur de vuralım, öl de ölelim” diye.onlar sadece diyor.siz ise yapyorsunuz: az laf çok iş ölenler oldu alevler içinde kül olan dükkan ve otobüsler… AKP’yi şiddet yanlısı olmakla suçlayacak durumda değilsiniz
Yazan:Muhalif Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
Gördüğümüz kadarı ile bütün o muazzam iddialarınıza rağmen Türkiye solu hala aynı sol. Dönüşüm derken; zaten gayr-ı resmi faşistlerdi, artık alenen resmen faşistler. Kapitalizmin ağa babalarının kucağında mutlu mesut eylemdeler.
Yazan:itiatsiz Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
“Kapitalizmin…”
Pardonz biri kapitalizm mi dedi. 🙂
Borsa düştü diye ağlıyordunuz düne kadar? Hayırdır? 🙂
Yazan:itiatsiz Tarih: Haz 10, 2013 | Reply
“Sol dönüşmüyor, sadece twitter ve facebook kullanmaya başladı.”
Okumanız bu kadar basitse, kapatın twitter’ı facebook’u hallolsun bu mesele. 🙂
Hoş o da baya ciddi ciddi, bıyıklı bıyıklı kocaman bürokrat amcalar tarafından düşünülmüş.
Yazan:Anti-Tayyipist Tarih: Haz 11, 2013 | Reply
Sivaslı
Sebep?
Bence siz de bu “değişen Türkiye, yeni Türkiye” masalından uyanın artık.
Türkiye değişmedi, sadece el değiştirdi.
Yazan:Tarihi eserlere hürmet Tarih: Haz 11, 2013 | Reply