2 milyon dolarla anti-kapitalist isyan olur mu?
By Berivan K. on Tem 2, 2013 in Gezi Parkı terbiye edilebilir mi?, Liberal Totalitarizm
“… Mali Suçları Araştırma Kurulu MASAK’ın ilk tespitlerine göre, Gezi olaylarında kullanılmak üzere ülkeye 2 milyon dolar para girişinin olduğu belirlendi. Finansörlerin, İstanbul ve Ankara’daki protestolarda kullanılmak üzere 2 milyon doları eylem organizatörlere paylaştırdığı tespiti yapıldı. Para takviyesi yapılan Eylemci liderlerinin, internet üzerinden ücretsiz konuşma yapabildikleri Tango, Viber, Zello ve Skype programları üzerinden yaptıkları para trafiğine ilişkin görüşmeler de MASAK’ın inceleme raporlarında yer aldı. Gezi olaylarının büyütülmesine yönelik sosyal medya ve internet üzerinden yapılan haberleşmelerde, söz konusu paranın taksiminin yapıldığı ortaya çıktı. Dış destekli sponsorlardan temin edilen paranın, eylem organizatörleri tarafından gösteriye katılanların alanlarda daha uzun süreli kalması için kullanıldığı dile getirildi.
Eylem organizatörleri bu paranın bir kısmıyla özellikle Taksim ve Kızılay çevresinde bulunan esnafa giderek çok miktarda ‘yiyecek-meşrubat ve alkollü içecek’ almaya çalıştıkları bunu temin edemedikleri esnafı ise facebook ve twitter üzerinden hedef gösterdikleri kaydedildi. Göstericilere ürün satmayan esnafı sosyal medya üzerinden ‘polisin ajanı’ diyerek damgalandı. Para takviyesi yapılan Eylemci liderlerinin, internet üzerinden ücretsiz konuşma yapabildikleri Tango, Viber, Zello ve Skype programları üzerinden yaptıkları para trafiğine ilişkin görüşmelerde MASAK soruşturmasında yer aldı …”
… Bu konuda makale okumak için…
- Tayyip’i devirmek için kaç para lazım? (Bölüm I)
- Tayyip’i devirmek için kaç para lazım? (Bölüm II)
- Gezi Parkı’ndan sonra sıra Çin’e mi geldi?
- Çapulculuk ve sivil itaatsizlik arasındaki fark nedir?
- Tayyip Erdoğan’ın kellesini isteyenler onu Salvador Allende zannediyor
- Taksim Meydanı’na alternatif bakış
- Sevgili başbakanım, “milletin dediği olacak” demişsin
- Gezi Parkı’ndaki isyan bitti mi?
- Ne kadar az bilirseniz…
- Ben bir bankacıyım Gezi Parkı’nda, ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
- Gezi Parkı: Kür mü yoksa kürtaj mı?
- Derin Nefret
- Tayyip Neden Devrilmedi?
- Tayyip Erdoğan’a karşı küresel bir komplo var mı?
- Bu hesap tutmayacak
- Gezi Parkı “içeriden” nasıl gözüküyor?
- Gezi Parkı komplo teorisi mi yoksa gerçek komplo mu? (Video)
Sivil itaatsizlik, isyan ve devrim konusunda:
… Bu konuda e-kitap okumak için…
Atina’da, Roma’da, Madrid’de ve Washington’da artık halkın değil bankaların dediği oluyor. Batı’da demokrasi geriliyor, yeni bir düzen kuruluyor. Alıp satma özgürlüğü nasıl oldu da halkı bankaların kölesi yaptı?
İnsanî değerlerin değil maddî değerlerin hakim olduğu her toplum kendi arsızlığı altında ezilmeye mahkûm aslında. Thomas Jefferson, George Washington, Max Weber, Hannah Arendt, Karl Marx ve Alexis de Tocqueville’in eserlerinde ısrarla üzerinde durulan bir mesele bu. Zenginleşmeye ve para ile daha çok haz almaya odaklanan insanlar bencilleşiyorlar. Siyasetten, cemiyetin dertlerinden uzak, oy kullanmaya bile üşenen bir güruh çıkıyor meydana.
Tam da bu yüzden Batı’da demokrasinin en büyük düşmanı batılı insan modeli oldu. Kendini özel hayatına hapseden, lüks tüketime, tatile, konfora odaklanan batılı insanlar politikadan uzaklaştılar. Bu refah toplumunun bireyleri diğer insanların dertlerine duyarsızlaştı. Para bu süreçte kutsallaştı. Yine bu yüzden bankalar ve bankacılar ilahlaşarak hukukun üstüne çıkabildiler.
İşte bu fikrî zemindir sermayeyi aşırı büyüten, savcıları, hakimleri bile etkisiz hale getiren. Bankacılarına söz geçiremeyen batı toplumları tıpkı 1980′lerde ordusuna söz geçiremeyen Türkiye’nin durumuna düştüler… Peki 2008 ekonomik kriz süreci nasıl gelişti? Krizi tetikleyen ve büyüten ne oldu?
Bize yansıtılanın aksine, 2008’de Amerikan emlâk sektöründen başlayan kriz öngörülemez bir felaket değildi. Yapılan düpedüz bir piyasa darbesi idi aslında. Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyon. Bu operasyonu yöneten insanlar daha 1980’lerde Batı adaletinin üzerine çıkmışlardı. Krizi frenleyecek yasal engelleri bir bir kaldırdılar, krizin küreselleşmesini sağlayacak mekanizmaları yine onlar kurdular. Yaklaşık 40-50 kişilik bir ekip. Kriz sürecinden zenginleşerek ve güçlenerek çıktılar. Banka kurtarma operasyonlarıyla halen zenginleşmekteler.
Elinizdeki 60 sayfalık bu e-kitap Batı’da demokrasinin gerileme sürecini sorguluyor:
- Demokrasinin zayıf noktaları nelerdir? Bankalar nasıl oldu da halkın iradesini ayaklar altına alabildiler?
- “Hukuk devleti” diyerek örnek aldığımız demokratik ülkeler neden bu Piyasa Darbesi‘ne engel olamadılar?
- Askerî darbelerden yakasını kurtaran Türkiye’de hükümet Piyasa Darbesi ile devrilebilir mi?
2 Yorum
Yazan:settar Tarih: Tem 3, 2013 | Reply
Çapulcu! Vicdanını kaç dolara sattın?
Grafikle desteklenmiş bu ibareye yer verilmesi bile kimilerinin vicdanlarını nereye kaldırdıklarını gösteriyor. Yazık…
Müfteri ne demektir, iftiranın İslam’da yeri nedir, bir zahmet gidin öğrenin.
Yazan:asd Tarih: Eki 14, 2013 | Reply
senin gibi kömüre ülkeyi satmamışya soysuz 1000 lerce insan senden cok daha zeki varlığın sivilce gibi zararlı