Taksim Dayanışma sentezi : Göstermelik ibadet, Barışçı şiddet, Demokrat darbeciler ve Dürüst yalancılar
By my on Tem 10, 2013 in Abdestli Sosyalizm, Kemalizmin Zararları
“… Taksim Dayanışma’nın neden ağır bir töhmet altında bulunduğunu izah etmeye çalışayım… Her şeyden önce şunu söyleyeyim: İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 6 Haziran tarihli kararı, Dayanışma’nın da söylediği gibi hem Topçu Kışlası’nın yapımını, hem de Gezi Parkı’nda onun niteliğini dönüştürecek bir tadilatı kesinlikle yasaklıyordu.
Öte yandan Başbakan, Gezi Parkı ve Topçu Kışlası’yla ilgili olarak mahkemenin iptal kararı vermesi durumunda bu karara uyacaklarını açıklamıştı. (İdare’nin mahkeme kararına uymasının zorunlu olduğunu düşünürsek, bu da tuhaf bir açıklamaydı… Kimbilir, belki de Başbakan bu açıklamasıyla, belediyelerin yeni tadilat planlarıyla mahkeme kararlarının etrafından dolaşıp bildiklerini yapmaya devam etmelerini imâ etmiş ve “onu da yapmayacağız” demek istemişti.)
6 Haziran’dan sonra bu ülkede neler olduğunu hatırlatmama gerek yok, hepimiz hepsini canlı yayınlarda izledik. İnsanlar öldü, yaralandı, gözlerini kaybettiler. Ülke yer yer iç savaşa sürükleniyormuş izlenimi verecek ölçüde kutuplaştı. Şimdi, bir an için, bu olaylar sürerken oluşan mahkeme kararının kamuoyu bilgisi haline geldiğini düşünelim. Yani Gezi Parkı’nın öylece kalacağı, keza Topçu Kışlası’nın da ne şekilde kullanılırsa kullanılsın (AVM, otel, rezidans, müze vb.) oraya inşa edilemeyeceği kesinleşmiş olsun.
Bu koşullarda, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin tamamını etkisi altına almış bulunan yüksek tansiyon önemli ölçüde düşmez miydi? Hiç kuşkusuz düşerdi. Peki, bu gerçeği Taksim Dayanışması’nın bilmemesi mümkün mü? Hiç kuşkusuz değil. Bir soru daha: Hangi “etik” kaygı, açıklanması durumunda birçok ölümü, birçok yaralanmayı önleyebilecek bir bilginin gizlenmesini haklı, anlamlı ve meşru kılar? Sorular böyle… Artık bakabiliriz, hikâyemiz neymiş ve ne türden bir “etik kaygı”dan söz ediyoruz…” (Alper Görmüş)
… Abdestli sosyalistler üzerine okumak için…
Sosyalizm İslam’a uyar mı? (Tartışma)
Bir yanda zekât üzerinden eşitlikçi bir İslâm yorumu yapan anti-kapitalist Müslümanlar. Diğer tarafta bir türlü iktidar olamayan, sosyalizmi bilmeyen, kemalizmi demokrasi zanneden devletçi, hatta darbe yanlısı bir Türk solu.
Türk solu geçmişiyle yüzleşemekten korkuyor. Solcunun solcuyu katlettiği 1 Mayıs 1977 bir tabu. Deniz Gezmiş’in ulusalcı duruşunu da eleştiremiyorlar. Evet… Türk solcuları iktidara yürümek için bir koltuk değneğine muhtaçlar. Peki ya İslâm? Sosyalizm İslâm’a ne kazandırabilir? Sosyalist devletlerin Müslümanlara yaptığı onca eziyetten sonra Müslümanlar sosyalizm ile ittifak yapabilir mi?
Derin Düşünce okurları tartıştılar, biz de kitaplaştırdık. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Pausanias Tarih: Tem 10, 2013 | Reply
Meselenin 3-5 ağaç olmadığını defalarca dile getirdi bu adamlar. Niye böyle bir bilgi onları durdursun ki. Çıkış noktalarından çok uzaktaydı ki o tarihte eylemler artık.