Çapulcular iktidardayken Türkiye Böyleydi-4
By Aisha Benghazi on Tem 11, 2013 in Çapulcu CHP iktidardayken, Gezi Parkı terbiye edilebilir mi?, Kemalizmin Zararları, şiddet
Sunuş: Çapulcu CHP kurulduğu günden bugüne dek kesintisiz şekilde İslâm düşmanlığı yaptı. Alimlerin idam edilmesi, camilerin yıkılması, vakıf mallarına el konulması, dine bağlı Müslümanların devlet içinde görev almasını engellemek, dindar gençlerin tahsillerini, kariyerlerini baltalamak, basın yoluyla halkta korku ve gerginlik oluşturmak… Ezan’ı ve Kur’an’ı dahi yasaklamış olan Çapulcu CHP Türkiye’de İslâm’ı yok etmek için harcadığı enerjinin binde birini seçim kazanmak için harcamadı. İşte eski ve yeni çapulcuların İslâm düşmanı sözleri:
Refik Ahmet Sevengil: “Allah’ı da, Sultan’la birlikte tahtından indirdik
Bizim mâbedlerimiz fabrikalardır.” [Chp Tokat milletvekili – Uyanış Dergisi, 15 Ağustos 1929]
******************************
Osman Nuri Çerman: “Sen takıl peşine de baldırı çıplak Arabın / Korkma gir kanına hikmetin aşkın şarabın.
******************************
Yine Osman Nuri Çerman “Türkün Dini Kemalizmdir” diye bir kampanya başlatmıştı, “Dinde Reform” isimli bir de dergi çıkarıyordu. Çerman’a göre, sadece ezan Türkçeleştirmekle kalmamalı, namazın şekli, vakitleri yeniden düzenlemeli, camilerin de yapısı yeniden düzenlenerek halkevlerinin kontrolüne verilmeli idi. Bu projeye göre, Kur’an’dan Ahkam ayetleri çıkarılacak, yerine Nutuk’tan parçalar eklenecekti.
******************************
M.Kemal’in en yakın arkadaşlarından Falih Rıfkı Atay: “Cehennemim var diye / Kurum etme ey Tanrım / Bağrımdaki ateşle / Seni bile yakarım”
******************************
Falih Rıfkı Atay: İslâmiyet denince benim aklıma çorap kokusu gelir.
******************************
1946 yılı içinde, TBMM kürsüsünde konuşan Başbakan Şükrü Saraçoğlu: “Din zehirdir. Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene daha lazım.
******************************
Recep Peker tek parti rejiminin en önemli organı ve kararları bütün parti üyeleri için kayıtsız şartsız bağlayıcı olan CHP Genel Başkanlık Kurulu’nun “Genbaşkur” diye anılıyordu bu heyet- Atatürk ve İnönü ile birlikte üçüncü üyesiydi.
Türkiye’de din telakkisinin vatandaşların teninden içeri nüfuz etmediğini söyleyen Recep Peker’in gerçek kutsalın din değil cumhuriyet inkilabı olduğu kanaatini taşıdığını, laiklik politikasının temelini ise dinden bahsetmemenin oluşturduğu görüşünde oluştuğunu da ekleyeyim.. Peker, Kemalizmin ideolojisini yapmaya çalıştığı Ülkü Dergisi’nde Atatürk’ün Büyük Nutuk’unun Türkün yeni mukaddes
kitabı, Halkevleri’nin de bu inancın mabedleri olduğu fikrini savunuyordu.
******************************
M. Kemal: İptidai (ilkel) insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine kaim olan (kaim= Başka bir şeyin yerine geçen) Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular (yasaklar) yaratmıştır. (Medeni Bilgiler kitabı el yazıları)
******************************
M. Kemal: Masum ve cahil insanları, yüzlerce ALLAH’A taptırmak veya ALLAH’LARI muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet bir ALLAH kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir. (Türk Tarihinin Ana hatları kitabı veya 2000′e Doğru dergisi 22- 28 Şubat 1987 yayınlanmış el yazıları)
******************************
M. Kemal Paşa: Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini (saçmalıklarını) Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye çevirttireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler…
******************************
M. Kemal: ”Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum.[Andrew Mango – Atatürk]
******************************
İlâhiyat konusundan “kader” konusuna geçtim. Ve “kaza ve kader” denilen bu iki kelimenin arasındaki farkı açıkladığını ve bunların anlamı “şans ve rastlantı” kelimelerinin anlamına yakın olduğunu söyledim. Kelimeleri duyduğu zaman, biraz durduktan sonra bu iki kelimenin Arapça olduğunu ve Türkleri ilgilendirmediğini söyledi.
Kaynak: Atatürk’ün Söylev Ve Demeçleri – Atatürk ve İnkılâp 30 Kasım 1929
******************************
M. Kemal: Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu davranışın anlam ve işareti nedir? Efendiler, medeni bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu ilkel duruma girer mi? Bu durum milleti çok gülünç gösteren bir görüntüdür. Derhal düzeltilmesi gereklidir. [Hâkimiyet-i Milliye:01.09.1925 – Kastamonu’da İkinci Konuşma]
******************************
M.Kemal: Dini ve Namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar!. Böyle Kimselerle ülkeyi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce insanların din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu yapanlarla kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz! Kalkınma bu şekilde kolay ve çabuk olur!
Dinî ve ahlâkî inkılâp yapmadan önce bir şey yapmak mümkün değildir. Bunu da ancak bu prensibi kabul edebilecek genç unsurlarla yapabiliriz
******************************
M. Kemal: Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. [İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi]
******************************
M. Kemal: Yaşam, herhangi bir doğa dışı etkenin karışması olmaksızın dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimya ve fizik seyri sonucudur. [1930 Afet inan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler., s. 267] Ayrıca resmi site kaynak: http://atam.gov.tr/?p=2866 (İlk Paragraf)
******************************
M. Kemal: Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah’a kendi milli lisanında değil, Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti bir çok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur’ân’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. [Medeni Bilgiler (Yurttaşlık Bilgileri) – Gazi Mustafa Kemal Örgün Yayınevi 2003 Sayfa 28- 29 , El yazıları Sayfa: 298,299,300]
******************************
CHP’li Adalet Bakanı ve M. Kemal’in en yakın arkadaşlarından Mahmut Esat Bozkurt: “Devlet idaresindeki kaba sofuların elindeki dine kutsallık tanımak, bana göre Afrika zencilerinin çömlek ve taş parçalarına tapmalarından fazla bir anlam ifade etmez. Birinci olayla ikinci olay arasındaki fark, ilki kuruntuya dayanan bir inanç, ikincisi de bir toprak parçasına güvenmekten ibarettir. Türk medeni kanunu yürürlüğe girdiği gün, milletimiz on dört asırdır kendini çeviren sakat ve karışık inançlardan kurtulmuş olacaktır.”
******************************
Mim Kemâl Öke: “Umduğun değilse Tanrın ey beşer / Gönül tercih eder yoğu vara”
******************************
Orhan Seyfi Orhon: “İnsanız en şerefli mahlûkuz / Deyip de pek fazla / Övünmek haksız / Atamız elma çaldı cennetten / Biz o hırsızın çocuklarıyız.”
******************************
Ne örümcek, ne yosun,
Ne mucize, ne fusun;
Kabe Arabin olsun,
Çankaya bize yeter! (Kemalettin Kamu – CHP Milletvekili )
******************************
Samsun Milletvekili Ruşeni (Barkın) taa 1926′da “yeni din”in adını koymuştur:
“Milliyetçilik…”
“Din Yok, Milliyet Var” başlıklı yazısında şöyle demiştir:
“Bizim kutsal kitabımız, bilgiyi esirgeyen, varlığı taşıyan, mutluluğu kucaklayan, Türklüğü yükselten ve bütün Türkleri birleştiren ‘milliyetçiliğimizdir’…
“O halde felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır.
“Hangi ulus ölürken Azrail’i tepelemiştir. Dünyada Türk olmak kadar onur mu var? Ve Türk olmak kadar ‘din’ mi var?”
******************************
Yaşar Nabi de yeni inanç sistemine “yeni minare” ile “yeni ezan” icat ederek katkıda bulunmuştur:
“Motorların şarkısı olsun yeni bestemiz/
“Yeni din ezanları, minareler yerine/
“Bulutlara püsküren bacalarda okunsun.”
******************************
1932′de ölen Abdullah Cevdet, bir yazısında Peygamber Efendimiz’e “Mekke’li Yobaz” diyerek hakaret emiş, bu nedenle mahkemeye verilmişti. Altı dönem CHP’den milletvekilliği yaparken bir yandan da Akşam gazetesinin başyazarlığını yürüten Necmettin Sadık Sadak ise bu olay üzerine köşesinde şunları yazmıştı: “Abdullah Cevdet, hala Mekke’li yobazların pençesinde. Taassup akımına göre suç sayılan bir fikir mücadelesi için bugün mahkûm olursa gerçekten tuhaf olacaktır.”
******************************
İleri gazetesinde köşe, Meclis’te sandalye sahibiydi Kılıçzade Hakkı. “Onun Allah’ı”; sadece zor zamanların kurtarıcısıydı, üstelik “sanı”ydı da: “Allah’ın varlığına iman etmek, o gerçekte var olduğu için değil, bizim sıkıntı içinde olduğumuz zamanlarda moralimiz yükseltmek için gereklidir.”
******************************
CHP’li diğer bir vekil Celal Nuri İleri‘nin derdi ise başkaydı: İleri gazetesindeki köşesinde şöyle yazıyordu : “İnsan hayvandan ayrılınca bir nevi maymun ailesiydi. İlk atalarımız şüphesiz ormanların içinde sürü halinde serseriyane dolaşıyorlardı.” “İslâm’la mahvoluruz”
******************************
1933 te yayımlanan 10. Yıl albümünde, “Ümmet leşi” nden söz edilir ve Sema yapan Mevlevilere “soytarı” denilir. Şu ifadeler de vardır orada: “ÖRÜMCEKLİ KAFA Osmanlı vatandaşının kafasıdır. Bu kafanın içinde iki kocaman örümcek otururdu. İslâm taassubu ve garp hayranlığı.”
******************************
CHP’nin 15. Yıl için bastırdığı İstanbul Cumhuriyet Matbaası’nda bastırılan Şeref Kitabı’nı buldurtabilir mi? Şu ifadeler de oradan alınma:
-Ulu şefimizin gösterdiği yoldan yürüyelim. Onun yolu bizi yalancı ahiret cennetine değil, hayata kavuşturacaktır.
CHP’nin 15. Yıl için bastırdığı İstanbul Cumhuriyet Matbaası’nda bastırılan Şeref Kitabından bir şiir daha:
Selanik’ten yükseldi ilahların bir eşi
Doğuşu ile kararttı sanki gökte güneşi
Bütün millet bir olup sarılmalı silaha
Kurtulmak kurtarmakta hacet yoktu Allah’a
Ey gökteki melekler, siz de göklerden inin
Yılda bir borcumuzdur cumhuriyete tapmak
******************************
CHP’li Mehmet Şeref, Meclis kürsüsünde “medenî kanun”u savunma babında “İslâm’ın çöktüğüne” inandırmaya çalışıyordu kendisini de, dinleyenleri de: “Yakılan ve ebediyen çöken Arap-Acem dinî ve tasavvufî tahakkümdür. Giden, kaynağı dinî ve ilâhî olan hukuktur. Artık, karşısındakini ilzam için ‘âyet ve hadis’ saymakta manâ yoktur.”
******************************
Tevfik Rüştü Aras: Ben kanaatimi millet kürsüsünden de haykırırım. Kimseden korkmam. Teşkilât-ı Esâsiyemizde dinimiz apaçık yazılmalıdır. Tevfik Rüştü Bey, hangi kanaati haykıracak, hangi dini yazdıracaksın? Hıristiyanlığı mı? – Mahmut Esat Bozkurt: Evet Hıristiyanlığı… Çünkü İslâmlık terakkiye manidir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz ve bize de kimse ehemmiyet vermez.
******************************
CHP’li eski Belediye Başkanı ve Senatör Hilmi Nalbantoğlu :
Sen Meclis Başkanısın, Türbanı protokole sokamazsın, Türban karın doyurmaz,
Milletin k… açıkken, Kafası örtülmüş kime faydası var?..
Cumhuriyetimiz 80 yaşında, Hâlâ namuslu olmayı, Saçların kapalı ya da açık olmasıyla mı ölçeceğiz?..
Tam mânâsıyla felâket: Türban gerici çevrelerin ideal amaçla kullandığı bayrak kabul edildiğinden bu uygulamaya çok çok bozuluyorum… Türban bağlayanları boğmak istiyorum!.
******************************
Ve Günümüz
CHP Millet vekili Canan Arıtman, başörtülüler ve fahişeler arasında paralellik kurarak Sümerlerde fahişelerin örtündüğüne vurgu yaptı ve örtünme islami bir gelenek değil dedi.
Arıtman daha sonra başörtülü kadınlara “atın örtülerinizi özgürleşin” çağrısında bulundu.
Örtünmek kadını aşağılayan, eşitsizleştiren bir olgudur dedi.
******************************
CHP Denizli İl Başkanı Ali Kavak, CHP’li Başkan, Denizli Vali Yardımcısı Mustafa Güney’in “Dünya, Hazreti Muhammed gibi bir lider istiyor” sözüne istinaden “Atatürk gibi bir lider varken peygamber gibi lider bekliyorlar” dedi.
******************************
CHP grup başkan vekili Ali topuz: İslam kültürü asla bizim öz kültürümüz değildir.Türkiye Cumhuriyetinin kültürel değerleri Türklük temellerine kuruludur.
******************************
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Ankara Elmadağ’da hacca gitmek istediğini söyleyen bir vatandaşa Önce ‘Boşver, Araplara para kaptırma’ diyerek vatandaşı vazgeçirmeye çabalıyor. 80 yaşındaki Mustafa Ünal, ‘Bir ayağım çukurda ne yapayım’ diye ısrar edince, ‘Bakarsın orada Muhammed bırakmaz seni, buraya göndermez. Sen yine şey yapma.’
…Kemalcilik ve Atatürkizm üzerine e-kitap…
Tarih şaşırmaktır
Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir…Buradan indirebilirsiniz.
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
“Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi. Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ? “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak” Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış: “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış