Mısır’da karşı darbe ve demokrasi
By Jonathan Kucukarabaci on Tem 13, 2013 in darbe, Demokrasi, Mısır, Ortadoğu
Darbeye darbe diyemeyen demokratlar! (Atilla Yayla)
“… Demokrasi, zamanımızın büyülü kavramı. Eskiden hiç olmazsa faşistler demokrasiye doğrudan karşı çıkardı. Sosyalistler ise kavrama özel bir anlam yükleyerek, yani sosyalizmi demokrasiyle özdeşleştirerek kullanırdı. Şimdilerde neredeyse önüne gelen demokratım diyor. Bu hem iyi hem kötü. İyi, çünkü demokrasinin, sözde de olsa, yaygın biçimde benimsendiğine işaret ediyor. Kötü, zira demokrasiyi anlam kaybına uğratıyor ve muğlaklaştırıyor. Allah aşkına, birileri söylesin, Maocu nasyonal sosyalist İşçi Partisi demokrat olabilir mi? Sosyalist fraksiyonlar demokrasiden ne anlar? Taksim Platformu’nun ve Taksim Dayanışması’nın demokrasinin ne olduğundan ve nasıl işlediğinden haberdar olduğu söylenebilir mi? …”
Egyptian liberals ‘made a historical mistake’ (Mustafa Akyol)
“… A year ago the Egyptian Muslim Brotherhood’s creed looked like a winning political formula, but now they have been removed from power. Liberals who are celebrating the recent coup have been criticised for allying themselves with some elements behind the old Mubarak regime. On the BBC’s Hardtalk programme, Stephen Sackur speaks to Turkish writer Mustafa Akyol and Egyptian feminist and political activist Dina Wahba. Was the removal from power of the Muslim Brotherhood, the start of a stronger democracy for Egypt, or will it, as Mustafa Akyol suggests, prove to be a historical mistake? …”
… E-Kitap okumak için…
İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında
Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.
Müslüman’ın Zaman’la imtihanı
Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından SADECE Almanya kadar bir ekonomik güç oluşturacaklardı. Bu bölünmüşlüğü ve en sonda, en altta kalmayı tevekkülle(!) kabul etmeninbedeli çok ağır: Bosna’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da ve daha bir çok yerde zulüm kol geziyor. Müslümanlar ağır bir imtihan geçiyorlar. Yaşamlarını şekillendiren şeylerle ilişkilerini gözden geçirmekle başlıyor bu imtihan. Teknolojiyle, lüks tüketimle, savaşla, kapitalizmle, demokrasiyle , “ötekiler” ile ve İslâm ile olan ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilecekler mi?Müslüman’ın Zaman’la imtihanı adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren makalelerden oluşuyor.