Nûbihar Dergisi 21. Yılında “Uluslararası Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu” Düzenliyor
By admin on Eyl 15, 2013 in Duyuru, Kimlik, Ulus-Devlet
Nûbihar Dergisi tarafından 21 22 Eylül tarihlerinde Diyarbakır’da “Uluslararası Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu” adı altında bir sempozyum gerçekleştirilecek. Sempozyumda Kürt kimliği, kültürü, dili, din ve milliyetçilik, anadil, çok dillilik ve kültürlülük gibi konular konuşulacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirecek konferansa dünyanın farklı ülkelerinden akademisyenler, gazeteci ve yazarlar konuşmacı olarak katılacaklar.
Kürt dili, edabiyatı ve kültürüne ilişkin aralıksız olarak yayınlarına devam eden Nübihar Dergisi, 21. yılı münasebetiyle “Uluslararası Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu” adı altında bir sempozyum düzenliyor. 21-22 Eylül tarihleri arasında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konferas Salonu’nda gerçekleşecek sempozyumda yerli ve yabancı çok sayıda akademisyen ile gazeteci katılacak. Sempozyumda Kürt kimliği, kültürü, dili, din ve milliyetçilik, anadil, çok dillilik ve kültürlülük gibi konular ele alınacak. Program, Sempozyum Düzenleme Kurulu adına Prof. Dr. Ahmet Erkol ve Süleyman Çevik’in konuşmasıyla saat 09: 30’da başlayacak ve birden fazla oturum ile devam edecek.
Bilim dünyasının farklı alanlarında tebliğlerin sunulacağı sempozyum ile Nübihar Dergisine ilişkin 21 yıllık bir geçmişin muhasebesi yapılacak ve daha iyiye ulaşmanın yolları aranacak.
Sempozyumda konuşulacak konular din, dil ve kimlik başlıkları altında toplanacak. Dinin kimlik oluşumundaki rolü, dini kültürün dil üzerindeki etkileri, tarihsel süreçte Kürtlerin din ve inançlarının dil ve kimlik oluşumuna etkileri gibi konular “din” başlığı altında ele alınacak.
“Dil” başlığı adı altında ise, anadilde eğitim, dil politikaları, dile uygulanan yasağın kimlik ve kişilik oluşumu üzerindeki etkileri dil ve aidiyet bilinci, Kürt dilinin günümüze taşınmasında Kürt düşünür ve kurumlarının rolü, sürgünde Kürt dili ve kimlik oluşumu konuları konuşulacak.
Cumhuriyet Dönemi Kürt Kimliği, tehcir ve göçlerin kimlik ve dil üzerindeki etkileri, öteki ve kimlik oluşumu, kimliği oluşturan temel faktörler: din, dil, kültür, gelenek, iktidarın din, dil ve kimlikleri biçimlemedeki gücü ve rolü, çok dillilik, çok kültürlülük ve çok dinlilik bağlamında kimlik oluşumu gibi konular da “kimlik” başlığı altında konuşulacak.
Yazar-Aktivist Baskın Oran, ‘1876 Kanun-i Esasi’den Bugüne Türkiye’de Kürtçe Meselesi’, Dr. Güneş Murat Tezcur, ‘Modern Türkiye’de Kürt Kimliklerinin Oluşumu: Etnik, Hiyerarşilerin Kristalleşmesi ve Yoğunluğun Azalması’, Dr. Michiel Leezenberg, ‘Kürt Milliyetçiliğinin Yükselmesinde Kritik Bir Aşama Olarak Kürt Medrese Öğreniminin Okuryazar ve Kültürlü Hale Gelmesi’, Dr. Irfan Mustafa Hewrami, ‘Çok Dilli, Çok Dinli ve Çok Kültürlü Yapıda Kürt Kimliği ve Onun İnşası’, Dr. İsmail Beşikçi ‘Kimlik Oluşumunda Dilin ve Dinin Rolü’, yazar Jan Dost ise ‘İslam ve Kürt Kimliği’ konularında konuşacaklar.
Sempozyumun diğer oturumlarında farklı konu başlıklarında konuşacak kişiler ise şunlar; Dr. Mücahit Bilici, Muhittin Kaya, Dr. Yaşar Abdulselamoğlu, Yrd. Doç. Dr. Shahab Vali, Yrd. Doç. Dr. Ekrem Önen, Doç. Dr. Salih Akın, Doç. Dr. İbrahim Bor, Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Arş. Gör. Salim Orhan, Dr. Heyder Lashukri, Ali Karadeniz, Selman Dilovan,Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Acar, Yrd. Doç. Dr. Kerim el-Hüli, Reşat Adak, Burhan Işık, Sefa Mehmetoğlu, Prof. Dr. Abbas Vali, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Ayhan Bilgen, Yrd. Doç. Dr. Ercan Çağlayan, Doç. Dr. Mehmet Gürses, Abdullah Şahin, Dr. Abdurrahim Alkış, Dr. Moaed Barakat, Gazeteci Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan,, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Araştırmacı-Yazar Mehmet Gürses, Araştırmacı-Yazar M. Xalid Sadini, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir, Yazar Mücahit Bilici, Sofya Üniversitesi’nden Yaşar Abdülselamoğlu, Abbas Vali, Abdurrahim Alkış, Ayhan Bilgen, Burhan Işık, Ekrem Önen, Ercan Çağlayan, Güneş Murat Tezcur, Haydar Lashukri, Hidayet Şefkatli Tuksal, Irfan Mustafa Hewrami, Kerim el-Hüli.
Sempozyumun kurul başkanlığını Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Ahmet Erkol yürütüyor. Kurul üyeleri şu isimlerden oluşuyor; Doç. Dr. İbrahim Bor, Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Acar, Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Adak, Yrd. Doç. Dr. Tahirhan Aydın, Yrd. Doç. Dr. Akif Akto, Abdullah Şahin, Osman Tunç, Süleyman Çevik M. Rauf Çiçek ve Salim Orhan.
Sempozyumun Danışma Kurulu da önemli çalışmaları olan şu akademisyenlerden oluşuyor; Prof. Dr. A. Wahab Khalid, Prof. Dr. Hamid Bozarslan, Prof. Dr. M. Edip Çağmar, Prof. Dr. Hashem Ahmedzafeh, Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Prof. Dr. Mehmet Asutay, Prof. Dr. Osman Taştan, Prof. Dr. Said Özervarlı, Prof. Dr. Ahmet Erkol, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Dr. Christin Allison, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Doç. Dr. Vahap Coşkun, Doç. Dr. Salih Akın gibi akademisyenler var.
… Bu konud okumak için…
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu
Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisinihukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.
Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”
Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.
Cumhuriyetin ilânından bu yana Kürtlerin tarihi isyan ve terörle özdeşleşti. Son yıllarda ise ilk defa hemen her kesimden insanın desteklediği bir barış süreci başladı. Bu süreç kendi başına tarihi bir anlama sahip elbette. Yine de büyüyen umutların, atılan adımların sağlam olması ve geleceğe yöne vermesi için yaşananlar ile Kürtlerin tarihi arasında bir köprü kurulması gerek. Dahası Türkiye dışındaki etnik terör tecrübelerinden, sosyal barış projelerinden yararlanmak elzem. Bu sebeple, Kemal Burkay, Hasan Cemal, İsmail Beşikçi, Mustafa Akyol kadar Alain Touraine, Johan Galtung, Paddy Woodworth ve Gandhi’den de istifa ettik bu kitabı hazırlarken. Umuyoruz ki güncel tartışmaları ve gelişmeleri bir kenara koyarak geçmişe kısaca bir göz atmak bugünü daha anlamlı okumamızı sağlayacak. Buradan indirebilirsiniz.
Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler (Kitap + Tartışma)
Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişleIZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz.