YAKINDA: Çoğaltılabilirlik çağında sanat eseri
By admin on Eyl 23, 2013 in ahlak, Soyut Sanat
“… Bugün anneannenin otantik çorbası ve teyzenin otantik böreği yok ama adı “otantik” olan çok sayıda çorbacı, börekçi, mantıcı ve kebapçı var. Bu lokantaların sayısı binleri geçtiği için gerçekten otantik olmaları imkânsız ama hepsinin adı “otantik”. Bunlara bir de “since 1888” yazan markaları, “birinci geleneksel pilav günü” düzenleyen okulları eklerseniz ne acayip bir otantizm içinde yaşadığımızı fark edeceksiniz. Fakat Zeynep Hanım’ın satırlarını basit bir serzeniş gibi okumayalım derim. Altını çizdiğim ikinci kelime grubuna bakın meselâ. İnsanların birbirini tanıması ve karşılıksız yardımlaşmasından bahsediyor. Yani otantik olmak, cemiyette “birisi” olmak insanların kendilerini kıymetli ve sorumlu hissetmesi için gerekli. İşte bu yüzden özelde sanat eserlerinin ve genelde eşyanın kopyalanabilir olması ihmal edilebilecek bir konu değil. Bireysel olarak ahlâkî tercihlerimize, toplumsal olarak vicdanımıza, devlet olarak da adalet sistemimize doğrudan etki eden bir faktörle karşı karşıyayız …”