YAKINDA:Nokta çizgiden eftaldir, çizgi ise satıhtan
By admin on Eki 5, 2013 in Akıl, Gerçek ve hakikat, Görmek, Göz
“… İki boyutlu bir tasvir üç boyutlu bir resme kıyasla daha üstündür. Zira ışık-gölge ve merkezî perspektif ile derinlik, uzaklık, yakınlık arz eden üç boyutlu tasvir kesrete, dağılmaya, saçılmaya, ayrılığa açılan bir penceredir. Tasvir edilen varlıklar kendi başlarına var olabilen kudret sahibi özneler gibi sunulur akıllara (=gözlere). Bu yüzden Rönesans sanatta bir ilerleme değil gerileme devridir.
Bir TV ekranı, cilalı bir ayna veya Karagöz perdesi gibi iki boyutlu zeminlere akseden görüntü ile onun sebebi üzerine tefekkür etmek gerekir. (Hakikî) kuklaları oynatan (hakikî) kuklacı ile gördüğümüz “gerçek görüntüler” arasındaki uzaklığa rağmen görünmeyeni akıl ile “görürüz”. Eğer hakikî kuklacı elinde kuklalar ile bizzat ortaya çıkıp seyirciye görünse gösteri bozulur.
Göz ile hissedilen yani görünen gerçekler ile bunların kaynağı, menba’ı olan, akledilen Hakikat arasında bir mesafe vardır ve bu mesafe akıl ile katedilir. Üç boyutlu sanata bakılır, iki boyutlu sanat ise okunur. Üç boyuta bakan pasif insana kıyasla iki boyuta bakan insan aktiftir. Minyatür, ebru ve tezyin gibi iki boyutlu tasvirler bize görüntü ile eşyanın aynı / bir olmadığını hatırlatır. Yani eşyanın aslı, hakikati ile görünenler arasında fark sayesinde, görünenlerin cevher değil birer tecellîgâh olduğunu yavaş yavaş idrak ederiz. Bu sebeple iki boyutlu sanat bir göz (=akıl) terbiyesidir. Hikmetli sözlerin aklı agâh kılması (uyandırması) gibi güzel eşya da kalbi güzel hislere ve heveslere meylettirir. Esere bakarak Sanatçı’yı “görme” iştiyakı doğar …”