Değer / Kıymet / Value / Valeur / قيمة
By my on Kas 6, 2013 in Derin Lügat, Ekonomi, vicdan
Ne değildir?
Rönesans’tan itibaren manevî değerler ile maddî değerler için kullanılan kelimeler birbirine karıştı. Önce Vatikanizm içeriden yıkması ve ardından Fransız ihtilaliyle silinme noktasına gelen Hristiyanlık lisanını (=aklını) kaybetti. Aydınlanma Çağı ile artan karanlık zihinlere de zulmet ve zulüm getirdi. Nihayet 1900’lerin pozitivizmi ise tabutun son çivilerini çaktı: Avrupa’da dünyevî değerler ile uhrevî değerler için aynı kelimeleri kullanılıyor artık. Şımarık elitler yüzünden bu karışıklık İslâm coğrafyasınada sirayet etti. (Bkz. Soyut Sanat Müslümanın Yitik Malıdır isimli e-kitap, Rönesans ve Merkezî perspektif ile ilgili bölümler)
İngilizcede “values”, Fransızcada “valeurs” tıpkı Türkçedeki “menkul kıymetler” ve “insanî değerler” gibi kullanılıyor. Mesele sadece teorik değil, lisandaki arıza kalbe yansıyor: Organlarını satan insanların serbest piyasa kanalıyla yedek parça durumuna düşürülmesi bu yüzden normal oldu. Benzer şekilde evladıyla geçireceği saatlerin değerini bilmeyen anne-baba geç saatlere kadar çalışıp dolar cinsinden değer biriktiriyor. Yani sayılamaz değerleri satarak sayılabilir değer alıyorlar. Nitelik ile nicelik takas ediliyor.
Nedir?
Sayılmayan, adedi olmayan, tadada gelmeyen, bölünme ve parçalanma kabul etmeyen “değerler” insanî değerlerdir: Merhamet, adalet, aşk, güzellik… 30 kg zayıflasa veya bir kazada kolunu ve bacağını kaybetse bile bir insan TAM bir insandır. Severken tam sever, annelik babalık hakkı tamdır. Laik devlet bile maddeden gayrı tam ve bölünmez bir vatandaşın varlığına iman etmiştir: Oy verirken, vergi öderken, evlenirken, suç işlerken ve ceza alırken bir bölünme kabul edilemez. İşte hak ve mes’uliyet (sorumluluk) ile anlam kazanan, biyolojik ölümle son bulmayan bu değer İnsan’ın değeridir. Yunus Emre Hz.’nin buyurduğu gibi “ölürse ten ölür, canlar ölesi değil”. Haliyle uhrevî değerler ile karar veren, O’nun rızasına talip olan bir insan dünyevî değerler cinsinden düşünüp konuşamaz. Zira dünyevî servet verdikçe azalır, Müslüman’ın serveti ise verdikçe bereketlenir. Bu durum akl-ı meada uygun fakat akl-ı meaşa göre çelişkilidir.
Tavsiye Okuma
e-kitap
Kitap
- Makasıt-ül felasife (Gazâlî Hazretleri)
- Kitabu’ş-Şifa (İbn Sina)
- Kitabu’n Nefs (İbn Rüşd)
11 Trackback(s)