Güzellik / Cazibe / Attraction / Sex Appeal / الجمال
By my on Kas 8, 2013 in Derin Lügat, Güzellik
Rönesans’tan bu yana lisanı bozulan Batı insanı güzel ile cazip arasındaki farkı bilemiyor. Meselâ Sigmund Freud 1930’da yazdığı “Unbehagen in der Kultur – Mutsuzluk Kültürü” isimli kitapta şunları söyleyebilmiştir:
“… Güzellikten zevk almanın garip, hafifçe zehirleyici bir duygu niteliği vardır. Güzelliğin görünür bir kullanımı yoktur; onun için belirgin bir kültürel gereklilik de yoktur. Yine de uygarlık onsuz olamaz. … Ne yazık ki psikanaliz de güzellik hakkında pek bir şey söyleyememiştir. Kesin gibi görünen tek şey cinsel duygu alanından türediğidir. Güzellik sevgisi amacına ket vurulmuş bir dürtüye mükemmel bir örnektir. “Güzellik” ve “cazibe” özgün olarak cinsel nesnenin nitelikleridir …”
Gerçekte güzellik insan ruhu içindir, cazibe hayvan ve insanda ortak olan hayvanî nefs içindir. Güzel niteliktir, indî bir vasıftır; cazibe ise niceliktir, objektiftir. 90-60-90 ölçülerinde bir kadın her erkek gözü için aynı derecede cazip olabilir. Ama bir kadına aşık olan erkek güzelliğini ölçemez, rakamla, mantıkla açıklayamaz. Güzellik objektif olsaydı bütün erkekler aynı kadına aşık olurdu. Güzellik indî, sübjektiftir. Ama cazibe objektiftir. Aynı mankenin çıplak etini kullanarak milyonlarca insana gazoz, av tüfeği, dondurma ve otomobil satabilirsiniz. Zaten bunun içindir ki Batı’da ve cereyanda kalmış şark ülkelerinde “güzellik yarışması” denen cazibe yarışmaları düzenlenir. İnsanlar koşu yarışındaki gibi “güzellikte birinci, ikinci,… sonuncu” gelirler. Objektif kriterler aslında güzellik (beauty / beauté) ölçmez, cazibe ölçer (Attraction / attrait / sex appeal). Bu yüzden kasap vitirinindeki etler gibi sunulan insan bedeni mallaşır, eşyalaşır (Bkz. Şeyleştirme, Reification, Chosification). Haliyle güzellik(!) yarışmaları da mal pazarı gibi görünür.
Nedir?
Güzellik Aşk’ın dış dünyadaki yansımasıdır. Aşık olduğum kadını güzel bulurum. Bunun için “Güzelliğin on par’etmez / Bu bendeki aşk olmasa” demiştir Aşık Veysel. Mevlânâ Hazretleri de aynı hakikati şu beyitlerle anlatır Mesnevî’de:
“… Halife Leylâ ya dedi ki: “Mecnun’un perişan olmasına, sapıtmasına sebep olan Leylâ sen misin? Sende başka güzellerden daha fazla bir güzellik yoktur.” Leylâ; “Sen sus, çünkü, sen Mecnun değilsin.” diye cevap verdi …”
Doğayı da güzel bulan biziz. Yani güzellik indî (sübjektif) bir yargıdır aynı zamanda. Dağlar, denizler ve balıklar kendilerinin “güzel” olduklarını bilmezler. Güzelik, cazibenin aksine biyolojik/hayvanî fayda vaad etmeyen bir çekimdir. Batan güneşi, sonbaharda dökülen yaprakları, kutuplarda gezen bir balinayı güzel bulabiliriz. Güzellik ile cazibeyi birbirine karıştıran Freud’a ne cevap vermeli? “Hayvanları çok severim, ızgara lüfere ve fırında kuzuya bayılırım!”
Tavsiye Okuma
Makaleler
- Güzellik Matkabı Zekâ Duvarını Deler mi?
- Çirkin Cumhuriyet ve Mânâ’sız Maneviyat
- Ben Sana Gül Demem, Gülün Ömrü Az Olur
- Kötülük’ten Güzellik çıkar mı? (Charles Baudelaire ve Otto Dix)
- Güzel eşya ve güzel ahlâk
E-Kitaplar
- Soyut Sanat Müslümanın Yitik Malıdır
- Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu?
- Derin Göz
- Sanat karanlıkta çakılmış bir kibrittir…
- Derin İnsan
Kitaplar
- Resim Sanatında Hakikat / Jacques Derrida
- Yargı yetisinin eleştirisi, Immanuel Kant
- Ahlâkın ve dinin iki kaynağı, Henri Bergson
- Madde ve bellek, Henri Bergson
- Gezgin ve gölgesi, F. W. Nietzsche
- İnsanca pek insanca, F. W. Nietzsche
1 Yorum
Yazan:Ayşe Güzel Çalımlıoğlu Tarih: Eyl 19, 2017 | Reply
insanın bu kadar fetişleştirilmesi ve en nihayetinde hedonizmin bir kurbanı olması akıl alır gibi değil.