RSS Feed for This Post

Gerçek Nurculuk ve Çakma Nurculuk

gulen_cemaati_akp

Üstad Bediüzzaman bugünü görür gibi yazmış:

“… Beşinci esas: Risale-i Nur şakirtlerinin, mümkün olduğu kadar siyasete ve idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak bir düstur-u esasîleridir. Çünkü hâlisâne hizmet-i Kur’âniye, onlara herşeye bedel, kâfi geliyor. Hem şimdi hükmeden öyle kuvvetli cereyanlar içinde siyasete girenlerden hiçbir kimse, istiklâliyetini ve ihlâsını muhafaza edemez. Her halde bir cereyan onun hareketini kendi hesabına alacak, dünyevî maksadına âlet edecek, o hizmetin kudsiyetini bozacak. Hem maddî mübarezede şu asrın bir düsturu olan eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdat ile, birinin hatâsıyla onun mâsum çok taraftarlarını ezmek lâzım gelecek. Yoksa, mağlûp düşecek. Hem dünya için dinini bırakan veya âlet edenlerin nazarlarında Kur’ân’ın hiçbir şeye âlet olmayan kudsî hakikatleri, bir propaganda-i siyasette âlet olmuş tevehhüm edilecek. Hem milletin her tabakası, muvafıkı ve muhalifi, memuru ve âmisinin o hakikatlerde hisseleri var ve onlara muhtaçtırlar. Risale-i Nur şakirtleri, tam bîtarafane kalmak için siyaseti ve maddî mübarezeyi tam bırakmak ve hiç karışmamak lâzım gelmiş …” (Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 568)

Trackback URL

  1. 4 Yorum

  2. Yazan:S.M Tarih: Oca 24, 2014 | Reply

    Çamura bulaş(tır)mamak için Bilgi diye zemine serilmiş birbirlerine ancak teğet değen mıcır parçaları yüzünden bir konuda kafa karışıklığı yaşamamak mümkün değil.Siyasete ilişkin tespit ve izlenmesi esas kabul edilen düstur;
    Siyaset mülevvestir/bataklıktır uzak dur!
    Dünyevî maksad  kutsal hizmet=Hizmet’i Kur’âniye

    Bu kirden uzak dur tavsiyeye riayetle siyaseti rögar, siyasetçileri de rögardan akan atıklar gibi vehmederek uzak durduk, siyasetçileri yalancı her bir söylediklerini de yalan kabul ettik. Bu kabulle siyaset ve hizmet kelimeleri ard arda söylendiğinde belleğimizin otomatik çevirdiği alt yazı hep: “Rabbena hep bana!” oldu.

    Siyasete girenlerden hiçbir kimse, istiklâliyetini ve ihlâsını muhafaza edemez Her halde bir cereyan onun hareketini kendi hesabına alacak, dünyevî maksadına âlet edecek, o hizmetin kudsiyetini bozacak. Hem maddî mübarezede şu asrın bir düsturu olan eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdat ile, birinin hatâsıyla onun mâsum çok taraftarlarını ezmek lâzım gelecek. Yoksa, mağlûp düşecek.

    Siyasete girmeyen için “hizmetin kutsiyetini” bozmak gibi bir endişe yok. Adam siyasete girmemişse onun dünyevi bir maksadı(demokrasi=>eşşed-i istibdat!) da kendi hesabı da söz konusu olamaz! İhlasla halis niyetini muhafaza ediyordur. Siyasete girmeyen adam neylerse güzel ve temiz eyliyordur. Siyaset denilen çamura, bataklığa, pisliğe bulaşmadığı gibi onu el değdirmeden(!) çamaşır makinasına atıp piri pak oluncaya kadar yık(a)maya hem niyetli hem de mahirdir. Siyasete girmeden hizmet eden adamın kendisi gibi her işi de missler gibi hem halis hem kutsidir.

    Siyasete bulaşmayan onu kir, pis, çöp (mülevves) bataklık kabul eden adam için milli irade temsilcisi siyasetçinin, siyasetin “sahiplenilecek, sahiplenilmesi tavsiye edilecek” nitelikte(hizmet!) bir anlamı, değeri olabilir mi?

    Din ve devlet işlerini (siyaset!) ayıranlar kimler? Bir grup din’e bulaşmayı, bir grup da siyasete bulaşmayı zinhar men ederken aynı safa düşüyorlar.

    Dünyevi maksat, dünya hayatının her bir an ve her bir işinin Kur’an hükümlerinden gayrı olduğunu, muhatabının yeryüzünde yaratılmış halife olduğunu inkâr etmek olmuyor mu? Sanki insanoğlunun dünya hayatı dışında Allah rızasını umabileceği beşer ilişkilerde bulunabilecekmiş gibi!

  3. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Oca 30, 2014 | Reply

    Güzel bir insanın sözüyle cevap vereyim: “Bediüzzaman en büyük siyasetini siyasetten uzak durarak yapmıştır”.
    Siyaset bizatihi mülevves değildir. Bilakis en büyük hizmet vesilesidir. Meğer ki niyetin halis olsun. Cimayla zina fiil olarak birdir, ama ikisi aynı şey mi? Cimayı zina yapan neyse siyaseti mülevves yapan da aynı şeydir. Bediüzzamanın Allah’a sığındığı o şeydir. Bizim bugün kardeşlerimizin düştüğü duruma bakıp üzüldüğümüz o şeydir.

  4. Yazan:Ahmet Somut Tarih: Şub 3, 2014 | Reply

    merak ediyorum muta nikahı hakkında sizlerin görüşü nedir? bu emre uslu, baransu vs tayfasının “başbakanın yakın adamlarının iran güdümünde, mutacı olduğuna” dair ısrarlı beyanları var. ben bu muta konusunda bir kanıtlarını görmedim. merak ediyorum bu AKP yanında yer almayı seçen arkadaşların bu konuda görüşü nedir? AKP yaptıysa mutlaka iyi birşey midir? eskaza bu adamların muta nikahı yaptığı çıksa ortaya.. ne düşünürdünüz? siz de yapar mıydınız?

  5. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Şub 4, 2014 | Reply

    Sayın Ahmet somut,
    İddia ister delil-i somut,
    Baransu’nun varsa 4 şahidi zinaya,
    Sorarız hükmünü Hayreddin hocaya,
    Şahidi olmayanları şeriatta,
    Yatırırlar falakaya,
    Asıl yazık söz taşıyanlara
    Onların cezası öteki dünyada

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin