Fethullah Gülen’in sesi: Paralel devleti yok mu demiştiniz?
By my on Oca 14, 2014 in Demokrasi, FETÖ ve Gülenistler, Mafya
By my on Oca 14, 2014 in Demokrasi, FETÖ ve Gülenistler, Mafya
© Copyright Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene! 2007. All rights reserved. Powered by WordPress. Blog Design. XHTML.
14 Yorum
Yazan:EMRE Tarih: Oca 14, 2014 | Reply
normal bi durum bu.
Yazan:Birdost Tarih: Oca 15, 2014 | Reply
Bu ses kayıtlarında şaşırtıcı olan ne var? Memleket aleyhine bir şey mi planlanmış? Suç unsuru teşkil edecek bir şey mi var? Neyi kaçırdığımı birisi anlatabilir mi?
Paralel devlet, çete, terörist, haşhaşi, ajan gibi suçlamalarda bulunduğunuz insanlar hakkındaki bu isnatları ispat etmek için delil diye bu kadar zamanda bu ses kaydını mı servis edebildiler? Ellerinde başka delil yoksa bu ağır suçlamaları neye dayanarak yapıyorlar ve yapıyorsunuz?
Deliliniz Türkiye’nin klasik sorunu olan kadrolaşma mı? Bu kadrolaşma AKP iktidarına rağmen mi yapıldı yoksa AKP desteğiyle mi? Eğer bu kadrolaşma devlet/millet aleyhinde bir suç işlediyse neden ortaya dökülüp veya dökülmeden cezalandırılmadı şimdiye kadar? Neden böyle suçlar varsa onlarla başlanmadı da dershaneler öncelikli hedef yapıldı? Yolsuzluk iddiaları gündeme gelince yürütmenin gücünü hepimiz gördük. Kusura bakmayın ama zaman geçtikçe ben bu olaylarda cemaatin konumunu daha inandırıcı bulmaya başladım.
Eğer Türkiye’nin en önemli yaralarından biri olan kadrolaşmaya(vesayet de diyebiliriz) paralel devlet diyorsanız KCK yapılanmasına ne isim veriyorsunuz?
Sizin deliliniz nedir?
Bediüzzaman çok iyi Fethullah Gülen tu kaka. Hem Fethullah bey beddua etti, vay din alimi kılıklı sahtekar türü söylemler mi?
Evet Beddua kötüdür. Sonuçlarına katlanabiliyorsan yapabileceğin bir şeydir. Hele bedduada ya sen ya ben diyorsan beddua ile ilgili ikazı biliyorsun demektir.
Eğer adamlar biz yapmadık diyorsa size ya aksini ispat etmek düşer ya da sözlerine inanmak. Hüsnü zan hepimiz için esastır. Hele hiç kimse bir başkasını kafir ilan edemez. Bunu yapmamışsınızdır inşallah.
Siz beğenmesenizde bir çok kaliteli insanın yetişmesine vesile olan kişidir Fethullah bey.
Boş işlerle uğraşıp boş deliller üretiyorsunuz ve muhtemelen yanlış düşmanla mücadele ediyorsunuz. Yabancı devlet ajanları( almanları ve İngilizleri de unutmamak gerekir) her kuruma girmiş olabilir ki buna cemaat de dahil. Birilerini bir şekilde satın almış olabilirler. Hepimizin önüne somut herkesin bildiği bir suçlu koydular. Baktık gücümüz de yetiyor vurun abalıya yapıyoruz başbakanımızın önderliğinde. Muhtemelen başbakana da ihtiyacı olan ortam sunulmuş oldu.
Muhtemelen bir kaç olayı cemaate yıkarak veya cemaatin bir kaç hatasını kullanarak birileri başbakanı küçük ortağını(cemaat) tasfiye etme konusunda ikna etmiş. Bu süreç başladıktan sonra olayı bu noktalara getirmek zor olmamıştır. Alkışı hakkediyorlar gerçekten. Ticari(evet dış ticaretin gelişmesi anlamında özellikle) ve demokratik kazanımlar noktasında gayet uyumlu çalışmış bir ekibi kanlı bıçaklı kavgalı hale getirmek takdir edilesi bir başarıdır. Eğer bir fitneci yoksa kısmını düşünmek bile istemiyorum. Hskkımızda hayırlısı.
Yazan:coban Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
Ben bu gelinen sürecte akp nin bile bile lades dedigi kanisindayim.Nasil bu dusunceye vardin derseniz hersey gecmis yillarda gizli 1998 den 2013 e kadar sürecte cematin siyasi kadrolarinin duruslarini bile bile sirf askeri vesayeti tasviye etmek icin yapilan ortaklik verilenlerin yetmedigi anda film bitti.Simdi kendi eliyle getirdigi ve döneminin en güclü döneminde hükümete devlete kafa tutan bu yapinin her zaman güce tamahkar oldugu otariteye itat ettigini bile bile güvenmek bence saflik diye düsünüyorum.Tek cösüm gündemden düsürrerek derinden isi halletmek
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
Cemaat ne talep etmiş olabilir bu ortaklığın bitmesine sebep olacak? Bununla ilgili satır aralarında yakaladığınız bir şey var mı?
Bu konudaki deliliniz yolsuzluk soruşturmasından sonra başbakanın takındığı tavır mı? Hangi konuda kafa tutmuş? Yoksa suçu dershaneler konusunda basın yoluyla veya kulis faaliyetleriyle(ki bunların içinde illegal bir faaliyet mi biliyorsunuz) başbakana itiraz etmesi mi? Bu arada dershaneler konusunda başbakanın tavrını yanlış buluyorum. Başbakanın yapması gereken eğitim sistemi düzenlemesiyle dershaneler konusunda oluşan ihtiyacı ortadan kaldırmak. Yasadışı işler yapılmıyorsa ki bu yönde hiç bir beyanat bile yok ve millet ihtiyaç hissediyorsa anlamsız bir ısrarla dershaneleri kaldırmaya çalışmakta neyin nesi?
Devlete kafa tuttuğu iddia edilen bu yapı ile mücadeleye neden yolsuzluk iddialarından sonra başlandı? Önce bu yapıyla mücadele etmek yerine neden dershanelerle işe başlandı?
Ben çizilen tabloya bakınca artık hamasi nutuklar yerine somut deliller, sorularıma mantıklı cevaplar verilmesini bekliyorum. Belki derin düşünce yazarları boş işlerle uğraşmak yerine derin analizlerle ufkumuzu açar.
Vesayetin her türlüsü tehlikelidir. Bu hükümet(yürütme) vesayetini de kapsar. Çünkü bunun sonu diktatörlüğe kadar gidiyor. Bütün diktatörler nedense hep seçimle iktidara geliyor. Seçimle gelmek her türlü meşruiyetin sebebi olamaz. Hep aşırı uçlarda hareket ediyoruz. Bir vesayeti bitirelim derken başka bir vesayetin gözümüzün önünde yükselmesini alkışlıyoruz ya da görmezden geliyoruz. Bu vesayet bitirme kısır döngüsünden çıkabilecek miyiz acaba?
Demek ki neymiş? Bu ülkede kadrolar oluşturulurken temel kriter liyakat olmadığı sürece, hep bir yandaşçılık yapıldığı sürece birbirimizden korkmaya devam edeceğiz(aynı altyapıdan gelinse bile). Hakkımızda hayırlısı.
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
sayın my,
Önümüze bu ses kaydını koyan yapı hangi paralel veya dik yapı? Bunu yapan yapı sizin hedef aldığınız yapıdan farklıysa bu yapının başka işler yapmadığından nasıl emin olabiliyorsunuz? Cemaate isnat ettiğiniz suçları başka bir yapı yapmış olamaz mı?
Gerçekten merak ediyorum; nasıl herşeyden bu kadar emin olabildiğinizi. Bu sitedeki tavrın bu kadar keskin olmasının arkasındaki motivasyonu anlamıyorum.
Yazan:my Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
@Bir Dost,
Gülencilerle hem sitede hem mail üzerinden uzun tartışmalar yaptım. Ortaya çıkan tablo şu: 2014 senesi bitmeden Gülen terör örgütü bitecek. Yataklık yapan yerliler ve yabancı işbirlikçileri sıkıntı içine girecek. Ama bu pisliklere alet edilen masum insanlar hiç bir şeyin farkında değil. Siz kendinizi sağlama alın. Gülen ile aranıza mesafe koyun. Cami cemaati neyinize yetmiyor?
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
@my,
Takiye yapmıyorum. Müsterih olun(lafın gelişi dedim çok da umurunuzda değildir elbette). Sizlerden daha yakın değilim cemaate sizin tabirinizle Gülen terör örgütüne.
Olan biteni anlamaya çalışan bir vatandaş olarak kestirip attığınız keskin cevabınızla elbette neler olduğunu anlayamadım. Ne AKP’nin içindeyim ne de Cemaatin. Bu yüzden içerden bir bilgi sahibi değilim. Bu sitedeki konuyla ilgili yazılar da içerik olarak boş ve kolayca çürütülecek cinsten. Bu siteyi önceden(kurulduktan sonraki 1-2 yıl) takip ederdim ve çok yorum yazdım. Aradan geçen 3-4 yıldan sonra bu olaylar başladıktan sonra değişik kereler DD ne diyor bu konuda diye baktım o kadar. Bütün hikayem bu.
Cevabınızdan şunu anladım:
@my terör örgütü diyorsa öyledir. Çünkü çok tartışmış. Ölümüne bir savaş başlamış ve konuşacak bir şey kalmamış ya da kimsenin konuşmaya niyeti yok. Bizlere de seyretmekten başka yapacak bir şey kalmamış.
Herkese iyi seyirler
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
“Çünkü my çok tartışmış ve ne olduğunu anlamış” olmalıydı elbette.
Yazan:my Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
@Bir Dost;
asagidaki satirlar size ait:
1° Olan biteni anlamaya çalışan bir vatandaş olarak kestirip attığınız keskin cevabınızla elbette neler olduğunu anlayamadım.
2° Ne AKP’nin içindeyim ne de Cemaatin. Bu yüzden içerden bir bilgi sahibi değilim.
3° Bu sitedeki konuyla ilgili yazılar da içerik olarak boş ve kolayca çürütülecek cinsten
Gerçekten acayip seyler yazmissiniz;
Bir Dost;
Nasil oluyor da hiç bir sey “bilmediginiz” ve “anlmadiginiz” halde Gülen ekibi hakkinda yazilmis 40 küsür makalenin “boş ve kolayca çürütülecek cinsten” oldugunu iddia edebiliyorsunuz?
Bu yazilarin neredeyse 20 tanesi gülen ekibinin yaptigi ve bizim iyi/güzel/dogru buldugumuz isler üzerine övgüdür. Defalarca “bir kaç kisinin (muhtemel) hatasi yüzünden bütün bir cemaati suçlamayin” demistik bu yazilarda.
bugün gelinen nokta çok farkli. Hatay’da görev yapan ve yetkisi trafik suçlari olan bir savci adanadan 3 polisi yanina takiyor, gidip Siirt’te bir isadamini kaçakçiliktan tutukluyor. Delillerin arasina EL KAiDE brosürleri sokusturulmus. is adaminin mal varligina el konuyor, is yeri kapatiliyor. Yüzlerce insanin ekmegiyle oynaniyor. Siirtli adam nedense iskenderun’da bir mahkemede yargilaniyor. binlerce sayfalik “delil” yarim saatte okunuyor ve adam suçlu. Gariplige bakin ki polisin delillere vurdugu mühür savci tarafindan açilmamis. Savci kapali kutu içindeki delilleri X isinlariyla mi okudu? Kristal küresine mi bakti?
Haa bu arada ne siirt, ne iskenderun, ne adana, ne hatay… hiç bir yerde komiserlere, valilere, diger hakim ve savcilara haber verilmiyor. Ama Zaman gazetesine haber veriliyor.
Daha da korkunç: Yetki sahasini hem cografi olarak hem de mevzu olarak ihlal eden polis ve savcilar o kadar çok prosedür hatasi yapiyor ki eger Siirtli is adami gerçekten suçluysa ARTIK YARGILAMA iMKÂNI YOK, yani “suçluya” acayip bir kiyak yapiliyor.
Evet bunlari yapanlar kravatli terörist olur. bunlari savunan gülenci medya suç ortagidir. sonradan ögraniyoruz ki is adamindan haraç istenmis. Burs veya dernek bagisi kisvesi altinda zorla para vermis. Bir süre sonra para vermeyince uyduruk sekilde tutuklanmis. Evet, Gülenciler artik bir terör örgütü mensubu durumuna düstüler. Akli olan bu örgütle iliskisini kopartir.
Siz ise kendi deyiminizle sifir bilgi, sifir anlayisa ama ayni zamanda %100 yargilama kapasitesine sahip oldugunuzu vehmediyorsunuz. Bizim yazdiklarimizi “boş ve kolayca çürütülecek cinsten” oldugunu iddia ettiniz. Madem öyle, neden bu siteyi okuyarak ve uzun yorumlar yazarak vakit kaybediyorsunuz?
Ya samimi degilsiniz ya da dünya disinda bir gezegenden geliyorsunuz. çünkü gezegenimizde bilgi ve anlayis sahibi ol-MA-digini söyledikten sonra ahkâm kesen insana kimse inanmaz 🙂
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
@my,
Aslında garip şeyler yazmadım ve oldukça samimiyim. Dünya dışı bir gezegenden gelmediğim ve Türkiye’de yaşadığım için ahkam kesebiliyorum. Ben okuduklarımdan gördüğüm tabloda aklıma yatmayan hususların bir kısmını yazdım. Ben kesin sonuçlara varacak veriye sahip değilim siz nasıl kesin sonuçlara varıyorsunuz dediğim için neden samimi olmamakla itham ediliyorum? Neden yazdığım yorumlara efendice cevap vermek yerine anlamsız ve suçlayıcı bir üslup kullanıyorsunuz?
Elbette 40 kusur makalenizi okumadım. Bunlardan bahsettiğim sonucuna nasıl vardınız? Son zamanlarda bakmaya başladığımı söyledim. Son zamanlarda yazdığınız yazımsılardan ve paylaştığınız komikliklerden bahsediyorum boş derken. Son zamanlarda yazdığınız bir kaç konuya değindim ve neden saçma olduğunu düşündüğümü belirttim. Buranın tamamen boş bir site olduğunu düşünseydim acaba DD ne diyor diye bakmazdım.
Yorumunuzda bahsettiğiniz olaylar doğruysa haklısınız. Fakat Bankasya hakkında da döviz vurgunu iddiası yapılmıştı. Ama öyle görünüyor ki bu bir iftira ve iddia edilen rakamların absürdlüğü de daniskası. Bu zamandaki servis edilen bilgilerin, haberlerin ve yorumların üzerine hemen atlamıyorum. Tekrar söylüyorum. Dediğiniz olay tam sizin anlattığınız gibiyse haklısınız. Ama bütün gözler cemaat üzerindeyken cemaatin bahsettiğiniz sebepten bahsettiğiniz operasyonu yapması bana biraz garip geldi açıkçası.
Yazan:Birdost Tarih: Oca 16, 2014 | Reply
Ayrıca sıfır bilgiye sahip olduğumu nerden çıkardınız? Ben böyle bir şey demedim. Kafamda bir şeyleri netleştirecek bilgiye sahip değilim dedim. Balıklama suçlama moduna geçmeden önce bu adam ne diyor diye bir okuyun lütfen @my.
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Oca 17, 2014 | Reply
Hepimizin sinirleri son derece gerildi. Vesayet rejiminden kurtulduğumuzu düşündüğümüz bir noktada ülke uçurumun kenarına kadar getirildi. Davalarının eğitim, ihlaslı insan yetiştirmek ve İslam olduğunu zannettiğimiz, hüsn ü zan ettiğimiz kardeşlerimiz siyasetin mülevvesliği içinde kapkara oldu. Dini bir cemaatin, meşru, seçilmiş bir hükümeti, devlet içine yerleştirdiği adamlarıyla düşürme çabasını izliyoruz. Hem de o kadar gözü dönmüş bir şekilde yapılıyor ki bütün bunlar, cemaat menfaatlerini korumak adına ülke menfaatleri de hiçe sayılıyor. Devletin MİT kanalıyla yürüttüğü faaliyetler ifşa ediliyor. Hükümet ABD ve İsrail’e şikayet ediliyor.
Aslında olan bitenin herkes farkında. Şahsen anlayamadığım tek şey, cemaatin bütün bunları koyu bir taasupla, iyi bir şey yaptığını sanarak mı yaptığı, yoksa hakikaten birilerinin kontrolü altına girerek mi yaptığı. Her halükarda Bekir Bezat Özipek hocanın bahsettiği gibi insanlar artık cemaati “hain” olarak algılamaya başladı. Kemalist kesim ise zaten her zaman dış güçlerin yönlendirdiği bir ajan olarak algılıyordu. Bu gidişin sonunda, Emre Uslu’nun müjdelediği gibi hükümeti devirseler bile bu algıyla hem Türkiye’de yalnız kalacaklar, hem de Mustafa Akyol’un bahsettiği gibi yurt dışındaki eğitim faaliyetleri içindeki mütevazi bir din cemaati imajları da ortadan kalkacak. Çünkü kuvvet haktadır, hak kuvvette değildir. Cemaat kuvveti elde etti, ama hakkı, hakikati harcadı. Bu yüzden eriyip yok olmaya kendini mahkum etti.
Bu süreç müslümanların da kendini sorgulamasına vesile olacak ve oluyor. Bizler, her ne durumda olursa olsun hakkı ve hakikati savunmalıydık. Ergenekon sürecinde ne yazık ki bunu ihmal ettik. Masum insanların hüküm giymesinde bizlerin de susmasının ceremesi büyüktür ve belki bunun günahını çekiyoruz.
Yazan:Tuğrul Paşa Tarih: Oca 19, 2014 | Reply
11 Yıldır beraber yediler, birlikte “beraber yürüdük” dediler ama iş ne zaman ki “çıkar ortaklığı” noktasında paylaşımda “hisse- parsa” paylaşımında arıza çıkınca biri, diğerinin tüm yolsuzluklarını ve dosyalarını anında ortaya çıkardı.Dün, “kahraman” ilan (!) ettiği zalimin zulmünü, bugün ” paralel” diyerek suçu o da diğerine “hain ” diyerek attı.
11 yıldır aynı masada yediler.Biri diğerinin yediklerini gayet güzel servis ediyordu.Bugün diğeri , o’nun yediğinin kendisinden fazla olduğunu anlayınca ( açıkcası hisse ve paydaş kavgası arıza çıkınca) birden bugün “17 Aralık” gökten zembille (mi) indi!
Ne Akp ne de Ciamaat taifesi kendilerini “sorgulama” zahmetine katlanmadan bunca yıldır işledikleri “günah galerileri”ne kepenk çektiler;”kapalıyız” yazdılar.
28 Şubat’ı akladılar.27 Nisan’ı yokmuş saydılar.Ergenekon’u “kumpas” ilan ettiler.Ama 1 tane bile tutuklu kalmayan 28 Şubat davasından bir tek suçlu (!) Mirzabeyoğlu’nu hapislerde (işkencelerin her türlüsüne rağmen) çürütmeye devam ettiler.
“Dik durmak” tan dem vuranlar memlekette bir tane bile “dik duran” hiç bir nesneyi ayakta bırakmadılar.Hepsini bir avuç rüzgara teslim ettiler.Suların yükseldiği gibi suların çekileceğini bir gün bile akıl edemediler.Suyun başında duranın “kurgu” yu kurduğunu bile göremediler.Su akarken bakanların sular çekilince pişmanlık gözyaşları dökmesi de inandırıcı olamazdı.Netice de olmadı da…
Kendi güdümünde olduğu apaçık belli olan cia-mossad aparatı olan Emniyet ve Yargı’yı adeta “şantaj çetesi”ne çevirirken , ülkede büyük küçükbil cümle herkesle pazarlık konusu yaparken sesleri çıkmadı ama 17 Aralık’ta Bilal’imi tam ziyaret edecekken gökten zembille inen “paralel devlet” i ışık hızıyla mı öğrendin diye sorarlar …?!
Gerçekte asıl acınacak olan kim(ler) acaba?
Tüyü bitmemiş yetim hakkı ve yoksulun,mazlumun, ahı alınmış sade bir vatandaşın alınteriyle sefahat ve hormonlu lükse gark olanlar mı?!
Yoksa yetim hakkını gözetip cefa içinde yaşamaya, hayata tutunmaya çalışıp bir tek Yüceler yücesi O’na teslim olanlar mı?
Birilerin dertleri yolsuzluk,kul hakkını gözetme olsa; 11 yıldır beklemez,paylaşım ihtilafı sonrası sözüm ona ” Dershane” maskesiyle en büyük eşkiya amerika’nın kılıcını sallamazlardı.
Asıl dertleri “temiz toplum” “halk iradesi” ,”cunta-darbe” olsa; en fazla semineri düzenleyenleri sorgular, sahte delil üretip yüzlerce genç subayı haksız ve hukuksuzca (velevki bir kaç general muhalif bile olsa) mahkum etmezlerdi.Masumiyetler bu kadar alaşağı edilerek kirletilmezdi!
Diğer taraftan bazılarının dertleri de “paralel ” veya ” derin” devlet olsa; yasadışı yollarla devlete sızmış istisnasız tüm oluşumları aforoz eder, kendi siyasi ikballeri doğrultusunda menfaatperest propaganda ve aleni hile yapmazlardı.
Hulasa; bu iki arkadaş(lar) beraber yürüdüler, beraber içtiler.Ama bir tek bizimle yürüyemediler.Biri amerikan bezini sırtına geçirdi.Diğeri Kapitalizmin vahşi elbisesini üstüne giydi.Bize de kavgayı seyretmek ve hesabı ödemek düştü.
Çıkarlar çatışınca da bugün birbirlerini yemeye başladılar.
İlk taşı atanın günahsız olması gerekirken ikisi de suçlu.Lakin gel gör ki, bugün ben masumum (!) diyor her ikisi de birbilerini bel altı yöntemlerle suçluyorlar..
Ama işte asıl mesele de bu ya; bu yaygın kanının arkasına saklanıp, sembol ve kurbanlarla gizli emellerini ifa ettiler yıllarca…
Herşeye rağmen tüm bu olanlardan sonra söyleyeceğim şudur; Tüm günahları, hataları ve adı üstünde iddia edilen yolsuzluk-usulsüzlük suçlamalarına rağmen en büyük kabahat mevcut hükümet değil, cia-mossad aparatı olan ciamaat ismiyle musemma olan paralel örgüttür.Bu millet için, Türkiye için en büyük tehlike budur.
Çünkü bugün icraatlarıyla beğenmediğiniz, eleştirdiğiniz bir siyasi iktidar’dan hesap sorabilirsiniz ama paralel veya aleni devletin kılcal damarlarına dahil olmuş bir örgüt’ten kurtulmadığınız sürece Ak parti gider, Pak parti gelir ama iktidar olamaz.iktidar olamadığı gibi paralel x yada ciamaat’ten de hiç bir zaman hesap soramazsınız.
Onun için öncelik sırası da bu yüzden ciamaat’ten kurtulmamızdır.
Evet..
Hepsi oradaydı belki ama 17 Aralık’ta çorap tele takıldı ve cidden (bu kez inanmak istiyorum) sökülüyor yavaş yavaş. Üzüleni de, sevineni de var, burası Türkiye.Bu da bizim gerçeklerimiz.Üzerinde yaşadığımız toprakların bir hakikati…
Neylerse güzel eyler Rabbim (c.c) inşaAllah…
Belki de şer’den bir çok hayır(lar) çıkabilir.Kim bilir?
Yazan:Ahmet Somut Tarih: Oca 19, 2014 | Reply
MİT kanalıyla ne faaliyeti yürüttüğümüzü bir anlasak.. silah ve cephane gidiyor ama kime.. ÖSO olamaz çünkü adamlar el-kaideden kaçıp türkiyeye sığınmış diyorlar.. el kaide’ye gitmez diye hüsnü zan ediyorum. hiçbir hükümet bu kadar geri zekalı olamaz. bir yandan da hem esat karşıtı hem iran’ın yardakçısı (petrol alışverişi aracısı) nasıl oluyoruz onu da anlamıyorum.. lan yoksa silahlar esada mı gidiyor? ya da akp orada yeni bir devlet falan mı kurdu?