Patlayıcı madde ile ekmek almaya gitmek?
By Tahsin K. on Mar 12, 2014 in Gezi Parkı terbiye edilebilir mi?
… Bu konuda okumak için…
Seçimler yaklaşırken başladı Taksim Gezi Parkı olayları. İnsanlar öldü, yaralananlar, tutuklananlar oldu. Taksim’deki sanat galerileri bile yağmalandı. Maddî zarar büyük: Yakılan otobüsler, özel araçlar, iş yerleri. Ancak hâlâ isyancıların ne istediğini bilmiyoruz. Taksim Dayanışma Grubu’ndan çelişkili açıklamalar geliyor. Polisi ya da göstericileri suçlamadan önce şunu bilmek gerekiyor: “Çapulcular” ne istiyor? Daha fazla demokrasi? Sosyalizm? Devrim? Darbe? Elinizdeki e-kitap bu sorulara cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.
Hükümeti devirmek isteyen birileri mi var?
4 Türk bankası çalışanlarını sömürmek, tüketiciyi kandırmak ve haksız rekabetten dolayı çok ağır cezalar yediler. Hemen ardından Türkiye tarihin en büyük anti-kapitalist ayaklanmasını yaşadık. Göstericiler “Sosyalist Türkiye” ve “yaşasın devrim” sloganları atarak orak-çekiçli pankartlar, Deniz Gezmiş posterleri taşıdılar. Tuhaf olan ise bazı bankaların ve holdinglerin bu ayaklanmaya destek olmasıydı. Anti-kapitalist göstericiler 20 gün boyunca İstanbul’un en lüks otellerinden birinde bedava kaldılar. Tuhaflıklar bununla da bitmedi. CNN, BBC, Reuters ve daha bir çok medya kuruluşu bir kaç sene önce, üstelik yabancı ülkelerde çekilmiş yaralı ve ölülerin fotoğraflarını “Türkiye” diyerek servis etti. Tayyip Erdoğan’a destek için toplanan AKP’lilerin fotoğrafı CNN tarafından kazayla(?) “Ayaklanmış Protestocular” olarak yayınlandı.
Dünyada da tuhaf şeyler oldu:
- Türkiye ile neredeyse aynı anda Brezilya’da bir halk(?) ayaklanması başladı.
- Georges Soros’a ait ekonomi gazeteleri Çin ekonomisi hakkında aşırı kötümser haberler yaydılar.
“Kazalar” bu kadar çoğalınca insanlar ister istemez bazı şeyleri sorguluyor:
- Türk bankaları neden sermaye düşmanı, anti-kapitalist bir ayaklanmaya destek oldu?
- Acaba 2008 krizinden sonra kan kaybeden ABD ve Avrupa kaçan sermayeyi geri çekmeye mi çalışıyor?
- Brezilya, Çin ve Türkiye Avrupa ve ABD’deki yatırımları çekmenin cezasını mı ödüyor?
Elinizdeki kitap bu sorulara ve darbe iddialarına cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.
7 Yorum
Yazan:Devedikeni Tarih: Mar 12, 2014 | Reply
Kutlarım, cezasını verdiniz. Rahat uyuyun, artık güvendesiniz.
Yazan:Tayfun Tarih: Mar 13, 2014 | Reply
Mahallelerinin yakılıp yıkılmasına sonunda tepki veren gruptan, AK Parti Alucra Belediye Başkan Adayı Asım Kaymakçı’nın yeğeni Burak Can Karamanoğlu’nun kasıtlı olmayan bir gaz fişeği tarafından değil, asayişi sağlamak için değil, zevk için öldürülmesi bazı şeylerin başlangıcı olabilir. Cemaat yargının içine etmeseydi, bu eylemcilerin provokatörleri yakalanmıştı şimdiye. Ama cemaat ve polisleri de onların yanında.
http://galeri8.uludagsozluk.com/477/zaman-karde%C5%9Flik-zaman%C4%B1_530700.jpg
Allah sonumuzu hayretsin. Allah bizi kendimizi silahla korumak zorunda bırakmasın. AB ve ABD’ye ülkede yaşananlar net bir dille anlatılıp, acilen olağanüstü önlemler alınmalı. Yoksa olay 80 öncesine doğru gidiyor.
Yazan:Devedikeni Tarih: Mar 14, 2014 | Reply
Yargı da poliste AKP’nin elinde. Katillerin bulunması ve cezalandırılması, provakasyonların durdurulması tayibin iki dudağı arasında, ama kendini kurtarmak için iç savaşı bile zorlamaya kararlı.
Şu saatten sonra ABD veya AB değil, ancak katil ve hırsız hükümete karşı kararlı ve sivil bir halk hareketi kurtarabilir ülkeyi.
Yazan:Muhalif Tarih: Mar 14, 2014 | Reply
Kararlı ve sivil halk tarih boyunca nerede durduğunu, kimi desteklediğini hep bildi. Açıp okursanız Türkiye Cumhuriyeti tarihini görürsünüz. Sorun şu ki, halkın istekleri sizinkilerle uyuşmuyor, yakın zamanda da uyuşmayacak. Eee, sıradaki plan nedir? Ellerinizi oğuşturup, kaç çocuğu daha öldüreceksiniz. “Yürüyün kahramanlar (bunlar 12-17 yaş arası gençler oluyor) devrim başladı” naraları ile kaç küçük bedeni köhnemiş fikirleriniz, rüyasını gördüğünüz heyulalar için öldürteceksiniz.
Aile mefhumu öldü, nesiller artık pışpışlayıp “hadi yaramaz, bir daha yapma” diyeceğiniz çocuklar değil. İnternet başında, internet oyunlarının büyüttüğü bir nesil. Orada yaşadıkları sanal dünyaların kahramanlarını gerçek dünyada yaşatma hayalinde bir nesil. Ve maalesef ki, ortamlarda görüldüğü üzere bu zavallı çocukları harcayabilmek için, kendisine atlama tahtası yapacak kurtlarla dolu.
Ve okullarımız… Öğrencilerini, “bugün ders yok, haydi eyleme gidin” diyen öğretmenlerimiz. Bu ölümler sizlerin eseridir.Mutlu oldunuz mu?
Yazan:Tayfun Tarih: Mar 14, 2014 | Reply
@ devedikeni,
Yargı ve polisin başbakanın elinde olmadığını görebilmen için daha ne görmen lazım?
“Halk” dediğin şey sadece CHP’ye oy verenlerse anlarım da, sen %50’lik ideolojiden uzak, icraat odaklı, işinde gücünde insanların hayatlarının içine edersen o zaman görürsün asıl “halk hareketi” neymiş.
Yazan:Devedikeni Tarih: Mar 14, 2014 | Reply
Muhalif,
Siz kim biz kim bilmiyorum. Ancak benim başlıca isteklerim şunlar:
– Devletin halkından korkması
– Polis devletinin yıkılması
– Devletin her ediminin denetime tabi olması
– Güncel ve somut olarak AKP ve yandaş sermaye gruplarının hırsızlıklarının ve cinayetlerinin hesabının tek tek sorulması.
Bu istekleri paylaşan herkes benim tarafımdadır.
Çocukları öldüren, toplumsal hareketlere “ne pahasına olursa olsun bunları dağıtın” emri verenlerdir. Daha önce defalarca kez ispatlanmıştırki polisin müdahale etmediği hiç bir toplumsal eylemde ölüme/yaralanmaya yol açan bir olay olmamıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=4RaA3X9qmbs
Yukarıdaki kayıt ölümlere yol açanın kimler olduğunu gösteren kanıtlardan biridir.
Hiç bir hak mücadele etmeden kazanılmaz. Filistinde ölen çocukların sorumlusu direnişi örgütleyenler olmadığı gibi gezi parkında da değildir.
Yazan:Devedikeni Tarih: Mar 14, 2014 | Reply
Tayfun
Polis ve yargı Aralık 2013’e kadar AKP-Cemaat Koalisyonun Aralık 2013’ten bugüne kadar da AKP’nin elindedir. Elbette yargıya tam anlamıyla nüfuz edemediler. Ama polis kesin olarak onların elinde.
Ve adın gibi biliyorsunki başbakanın ağzından çıkacak olan “gençlerin ve çocukların katilini bulun” lafı, bütün cinayetlerin açıklanması ve katillerinin yargılanması için yeterlidir.
Yanlış anlaşılmasın bu başbakana bir çağrı değildir. Başbakan bunu yapamaz çünkü 1. fail kendisidir.
“Halk” dediğim şey polis devletinin koruması dışında kalanlardır. Polis devletinin koruduğu kesim ise, 19. yüzyıl Fransa’sından ithal edilmiş muhafazakarlık ideolojisine bağlı, icraatı kentsel alanların yağması yoluyla rant devşirmek ve mümkün olan tüm toplumsal ilişkileri sermaye birikimine açmak olan, ancak asıl gelir kaynağı yandaşlık ve rüşvet yoluyla kazandığı kamu ihaleleri olanlar ve malesefki bu insanların propaganda ve sadaka ağı içinde kalan insanlar grubudur.
Halkı halkla tehdit ederek iç savaş çağrısına devam edebilirsin. Veya hep beraber polis devletine karşı mücadele edebiliriz. Tercih sizin.