Soma’dan kan kokusu alan leş kargaları ve sırtlanlar toplanıyor!
By Tahsin K. on May 13, 2014 in Muhalefet, Sosyalizm, Türk Solu
… Türk Solunu, sosyalizmi ve Abdestli sosyalistleri anlamak için…
Etrafınızda “ben solcuyum” diyen kaç kişi var? Birgün Ya da Cumhuriyet Gazetesi, Türk Solu Dergisi okuyan? Yürüyüşlerde Marx, Lenin, Deniz Gezmiş ve Atatürk posterlerini yanyana taşıyan kişileri tanıyor musunuz? İşçi sendikalarında aktif rol oynayan dostlarınız var mı? Bu insanlar hasretle beklediğimiz sol muhalefeti kuramadılar bir türlü. Neden?
Marxist ve Marxçı (Marx’a dair ama marxist olmayan) miras ile yüzleşmedi Türk solcuları. Oysa Marx anlaşılmadan hiç bir sol projenin anlaşılmasına da imkân yok. Leninist, Stalinist, Maoist… Hatta Kuzey Avrupa’nın sosyal demokrat modellerini de çözemezsiniz. Marx’ın bıraktığı yerden devam edenleri anlamak için de gerekli bu okuma; dünya soluna bugünkü şeklini veren düşünürleri anlamak için: Rosa Luxemburg, Ernst Thälmann, Georg Lukács, Max Adler, Karl Renner, Otto Bauer, Walter Benjamin, Jürgen Habermas,… Buradan indirebilirsiniz.
Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün. Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.
Sosyalizm İslam’a uyar mı? (Tartışma)
Bir yanda zekât üzerinden eşitlikçi bir İslâm yorumu yapan anti-kapitalist Müslümanlar. Diğer tarafta bir türlü iktidar olamayan, sosyalizmi bilmeyen, kemalizmi demokrasi zanneden devletçi, hatta darbe yanlısı bir Türk solu.
Türk solu geçmişiyle yüzleşemekten korkuyor. Solcunun solcuyu katlettiği 1 Mayıs 1977 bir tabu. Deniz Gezmiş’in ulusalcı duruşunu da eleştiremiyorlar. Evet… Türk solcuları iktidara yürümek için bir koltuk değneğine muhtaçlar. Peki ya İslâm? Sosyalizm İslâm’a ne kazandırabilir? Sosyalist devletlerin Müslümanlara yaptığı onca eziyetten sonra Müslümanlar sosyalizm ile ittifak yapabilir mi? Derin Düşünce okurları tartıştılar, biz de kitaplaştırdık. Buradan indirebilirsiniz.
3 Yorum
Yazan:sKaya Tarih: May 15, 2014 | Reply
Yine bu güruhun bir nebze kendi içinde tutarlılıkları var. En azından daha önce de, benzer söylemleri var.
Ya ulusalcı tayfasına ne demeli?
Çobanın (siz ona işçi, köylü, varoş çocukları da diyebilirsiniz) oyu ile bizimkisi bir mi? Diye soran seçkinler, bir anda gariban babası kesiliverdiler.
Sağlığındayken bir lokmasını paylaşmadıkları makarnacı, göbeğini kaşıyan, koyunlar dediklerini şimdi istismar eder oldular.
Bu kan deryasına, bu göz yaşına üşüşen akbabalar gibiler.
Şimdi kadehlerini tokuştururken, bıyık altından gülüp, göz boyama taziye mesajı atma, diğer yandan da tüm kinlerini sosyal medya üzerinden kusma derdindeler.
Yazan:Tuğrul Paşa Tarih: May 18, 2014 | Reply
Soma’da ihmalden ötürü açık bir katliam-dram yaşandı, doğal bir afet yaşanmadı.Öncelikle bunu bir kenara not edelim.
Soma’ya çapulcular girmiyor yada girilmesine müsade edilmiyor ama softa görünümlü hacılar-hocaların son sürat intikali sürüyor.Bundan ne haber peki?
soma’daki yuhalanma siyasi erki gercekten korkuttu.İlk defa “benim tabanım” dedigi kesimin sert tepkisini gordu.Soma tecritinin asil sebebi budur.
Dicle’de kaybolan koyunun hesabını kendinden bilenleri başımızın üstüne koyarken bir de baktık ki; bir tek “yuh” kelimesine bile tokat yiyeceğimizi öğrendik!
Göz, kendinden başka herşeyi görürmüş. Dostlar ve muhalifler kendimizi görelim diye vardır. “Her eleştiriyi düşmanlık görmeyelim” diye tavsiyede bulunanlar buün bir tek “YUH” kelimesine tekme-tokat atar olmuşlar…
Bizler müslüman olarak; zor zamanda da olsa hakkı teslim edemeyeceksek, hakkı teslim etmeyenlerden ne farkımız kalır?
Hani Erdoğan millete efendi değil de hizmetkar olmaya gelmişti? Böyle mi hizmetkar olunuyor? Vatandaşı tokatlayarak?
Bir vatandaş olarak tayyip erdoğan’ı bizim irademizi tokatlayan vesayetçileri hizaya çeksin diye seçtiler, Mileti tokatlasın diye değil.
Başbakan halktan, vatandaşı tokatlamak için destek almadı. Başbakan halktan aldığı desteği meşru sınırlar içinde kullanmalı.
Bizler vatandaş olarak demokrasi de kimsenin tebası, evladı değiliz. Bizler başbakanın tokatlayabileceği kimseler değiliz.
Sabah akşam eleştirdiğiniz dini alimi olduğu söylenen birinin müslümana beddua etmesi ne ise, başbakanın da vatandaşa “yuh çekersen tokadı yersin” demesi odur.
Vatandaş haksız sebeple veya yanlış bildiği için veya kötü niyetle olsun “yuh” çekme hakkına sahip. Siyasi isen buna katlanacaksın.
Başbakan “sen bu ülkenin başbakanına yuh çekersen tokadı yersin” diyerek kendisi için “tahammülsüz” diyenlere hak kazandırıyor.
Soma’da sadece kan kokusu değil, vicdansızlık,tahammülsüzlük, vurdumduymazlık, hesapsızlık ve adalet terazisini kaybetmiş bir milleti gördüm.
Üzgünüm ama biz iflah olmayız.Ne sağcısı ne de solcusu olarak.
Beyaz Türkleri zaten biliyorduk ta kendilerini “Milletin hizmetkarı” olarak görenler; ne ara bu kadar kibir ve kaf dağlarına erişti?
1 milyon dolara daire satan sözde madenci patron 250 bin dolarlık “yaşam odaları” kurmuyor madenine. Denetleyen keyfi davranıyor. Kime, ne anlatıyorsunuz hala?
Maden işletmesindeki noksanlıklara rağmen denetimde “olur” raporu veren de, ruhsatını iptal etmeyen de bu hükumet değil mi?
Maden işletmecisi suçlu tamam. Peki onu insan hayatını riske atacak tehlikeler karşısında tedbir almaya zorlamayan hükumet masum mu?
Son gelişen olaylarda “aman iktidara halel gelmesin” saiki ile yazan arkadaşlar;aynı ölümler Chp zamanında olsaydı tavrınız bu mu olurdu?
İnsan , vicdanını kaybedince her şeyi yaparmış!
Bize lazım olan vicdan ve hakikatin peşinden koşmak.Hakikat İslam ise;inanın vicdanın sesi bu değil, olmamalı…
Çünkü gereken tedbirleri almayarak Allah’ı sınayan ve ondan yardım dileyen, hem haddini bilmez hem de ahmaktır.
Cihanda candan azizi yok iken canları pazara sunup ucuza heba etmek niye? Canlar başkasının olduğu için mi?
Yazan:Mcag Tarih: May 18, 2014 | Reply
Ne güzel yazmışsınız,bunun altına imzamı atarım.
Her iki taraf içinde söylüyorum insanların vicdanları körelmiş,gözleri bakıp da görmez olmuş.
Gereken önlemi almayan insanlar bütün hücreleriyle suçludur efendim bunu önce kendinize anlatın,kabullenin.Bu olayda dolaylı yoldan insanlık suçu işlenmiştir.
Kimselere biad etmeyin Allah’dan başka.