Fethullah Bey tutuklanınca dava biter mi?
By Hans Müller on Tem 26, 2014 in darbe, Demokrasi, FETÖ ve Gülenistler
… Bu konuda okumak için…
Kaybedenler Klübü: Anti-demokratik bir muhalefetin kısa tarihi
T.C. kurulurken Hitler, Mussolini ve Stalin başrolleri paylaşıyordu. İki dünya savaşının ortalığı kasıp kavurduğu o korkunç yıllarda “bizim” Cumhuriyet gazetesi’nin faşizme ve faşistlere övgüler yağdırması bir rastlantı mıdır? Kemalistlerin ilâhı olan Atatürk’ün emriyle 80.000 Alevî Kürd’ün Dersim’de katledilmesi, Kur’an’ın, ezanın yasaklanması, imamların, alimlerin idam edilmesi, Kürtleri, Hristiyanları ve Yahudileri hedef alan zulümler de yine Atatürk ve onu ilahlaştıranlar tarafından yapılmadı mı?
Bu ağır mirasa sahip bir CHP ve Türk solu şimdilerde “İslâmî” olduğu iddia edilen bir cemaat ile, Fethullah Gülen’in ekibiyle ittifak içinde. Yobaz laiklerin, yasakların kurbanı olduklarını, baskı gördüklerini iddia ediyor bu insanlar. Ama bir yandan da alenen İslâm düşmanlığı yapan her türlü harekete hatta İsrail’e bile destek vermekten çekinmiyorlar. Tuttukları yol İslâm’dan daha çok bir ideolojiye benziyor: Gülenizm. Millî istihbarattan dershanelere, dış politikadan bankalara kadar her konuda dertleri var. Ama Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Arakan’da zulüm gören Müslümanları dert etmiyorlar. Acayip…
Türk solu, CHP ve Fethullah Bey… Nereden geldiler? Nereye gidiyorlar? Elinizdeki bu kitap meseleyi tarihsel bir perspektifte ele almayı amaçlıyor.Buradan indirebilirsiniz.
(Son güncelleme: Üçüncü sürüm, 28 Ocak 2014)
Türkçe Olimpiyatlarını ve Türk okullarını sevmiştik. Gözü yaşlı vaizin Amerika’da yaşamasına alışmıştık. 1980 öncesinde komünizme karşı CIA ile işbirliği yapmasına “taktik” demiştik. Fethullah Gülen aleyhine açılan davalardan birinin iddianamesinde“pozitivist felsefeye karşı olmak” ile suçlanıyordu. Biz de karşıydık pozitivizme. “Aferin” dedik, “bizdensin”.
Bugün gerçek şu ki Fethullah Bey’in ekibi manşetle, kasetle hükümet devirmeye çalışan, yalan haberle Türkiye’yi ve Müslümanları sürekli zora sokan çirkin insanların tahakkümü altında. Bizim sevdiğimiz, güvendiğimiz “küçük eller” ise koyun sürüsü gibi suskun. Medyada, devlet kurumlarında, emniyet ve adaletin içinde çeteleşme, ergenekonlaşma var. Gülen cemaati dünya ile uğraşmaktan ahirete vakit ayıramıyor. Gülen cemaati bir cemaatten başka herşeye benziyor.
Kitabın ilk yarısında Fethullah Bey’i ve ekibini öven, yapılan iyi işleri savunan, destekleyen makaleler bulacaksınız. Bugün yaşadıklarımızla birlikte değerlendirince can acıtan bir soru kendini dayatıyor bize: Fethullah Gülen ve kurmayları bizi baştan beri kandırdı mı? Yoksa “küçük eller” dediğimiz masum insanların güzel teşkilâtı sonradan mı kokuştu? Kitabı buradan indirebilirsiniz.
3 Yorum
Yazan:olcay Tarih: Tem 27, 2014 | Reply
Allah’ın vahşi canavar kulları olduğunuzu şu fotoğrafı vermekle tüm inancımla iman ediyorum….
Ey Allahı vahşi kulları size hakkımızı helal etmiyoruz.
Milyonlarca kişinin kul hakkına giriyorsunuz.iyi düşünün sonsuz Ahiret yurdunu düşünün ey canavarlar!!!!!!!
Hocaefendi ve cemaat bunları hak etmedi ama biz geçmişe bakıyoruz,Allahın çogu veli kulu,alimi,toplumdan tecrit edilmiş ,hamdolsun rahatlıyoruz.,çok şükür
Yazan:Pausanias Tarih: Tem 29, 2014 | Reply
Davanız mertse Allah yardım eder, yok namertse zelil olmaya hazırlanın!
Yazan:Ekrem Senai Tarih: Ağu 1, 2014 | Reply
Bir rahat küfür etseniz rahatlayacaksınız. Allahın vahşi canavar kulları nedir yahu? Bu acayip tamlamalar hastalığı bütün cemaatte var. Hocalarından kaynaklanıyor besbelli.
herkul.org’u açıp önüme gelen birkaç örneği yazıyorum:
“bu tip zulüm ve cinayetler müslümanların yüzüne zift sıkılması demektir…”. zift sıkılması? tuhaf !
“Müslümanlara çete diyen, şebeke diyen, eşkiya diyen… bunlar partallaşmış düşüncelerin sözlere aksedişinden ibarettir…” partallaşmış düşünce?
“insanlar ekmeğe pepe dedikleri bir dönemde polisler tarafından tazyik ediliyor…” Ekmeğe pepe dedikleri dönemde?
Yani benzetme için bir sürü alternatif arasından en abuk subuk olanlarının kullanılması bana tuhaf geliyor. Gülen cemaatinde benzetmelerde çok kişide gördüğüm bir şey bu. Zihin yapısında bir tuhaflık var ama çözemedim.