Yaşama Uğraşı / Cesare Pavese
By Tavit Kilimciyan on Kas 4, 2014 in edebiyat, Kitap Alıntısı
“… Bir başkasını gerçekten seven insan bu ilişkinin neden yaşam boyu sürmesini istemekte direnir? Çünkü yaşamak acı çekmek, aşkın tadını tatmak ise duygusuzlaşmak demektir; bir ameliyatın ortasında kim ayılmak ister? […] Aşık olmadığı zaman kolaydır insanın iyi olması […] Aşk, ancak hayranlıktan doğabilirken, birinin seni acıdığı için sevmesini sağlamak, gerçekten acıklı bir düşünce […] Yalnız kalabilecek fizik güç yok artık bende. Bir zamanlar dayanabiliyordum, ama sonra yara yeniden açılıyordu ve yeniden açılan bütün yaralar gibi öldürücü oluyordu bu […] Başkasından nefret eden bir insan hiçbir zaman yalnız değildir. Nefret ettiği insan her zaman onun yanındadır […] Ancak bir özveriyi gerektiren sevgiye inan; bunun dışında her şey, çoğu zaman, boş sözlerden başka bir şey değildir […] En kutsal sevgilerimizin hepsi, tembel bir alışkanlıktan başka bir şey değildir […] Zayıflıktan ileri gelir bu: İnsan, içinden verdiği karara güven duymadığı için, kaba sözler, küfürler, rezalet çıkarma gibi ayrılmanın dış görünüşüne önme verir. Köütülük duygusundan ileri gelmez bu davranış, ama her türlü kötülüğün kaynağı gerçekleşmemiş ihtirassa , o zaman kesinlikle kötülüğe de yol açabilir […] Başkalarını o kadar az umursuyoruz ki, Hristiyanlık bile Tanrı aşkı için iyilik etmemizi istiyor bizden […] Otuzunu aşmış herkes, gençliği ile yapabileceği en korkunç yanlışı özdeşleştirir …”
… E-kitap okumak için…
Sanat karanlıkta çakılmış bir kibrittir…
“…Neden bir natürmorta iştahla bakmıyoruz? Tersine ressam “yiyecek-gıda” elmayı silmiş, elmanın elmalığı ortaya çıkmış. Gerçek bir elmaya bakarken göremeyeceğimiz bir şeyi gösteriyor bize sanatçı. İlk harfi büyük yazılmak üzere Elma’yı keşfediyoruz bütün orjinalliği, tekilliği ile…”
Bu kitapta Derin Düşünce yazarları sanatı ve sanat eserlerini sorguluyor. Toplumdaki yeri, siyasî, etik ve felsefî yönüyle… Denemelerin yanı sıra son dönemde öne çıkan, ekranları, kitap raflarını dolduran eserlere (veya ürünlere?) dair eleştiriler de bulacaksınız. Buradan indirin.
Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları
Suzan Nur Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor. Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.