28 Şubat: Türkiye yobaz laiklerin işgâli altındaydı
By admin on Şub 27, 2015 in 28 subat, darbe, Kemalizmin Zararları, Yobaz Laikler
… Bu konuda okumak için…
Kendi ülkesini işgal eden ordu
Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Normal bir ordu kaynaklarını emrinde olduğu milletten sağlar… Efendisi olan bu milletin gönüllü katkısıyla silah alır, asker toplar,YABANCI DÜŞMANLA savaşır.
Normal ordular efendilerini yani milleti, o milletin vatanını korurlar ya da ganimet getirebilecekleri ülkeleri işgal ederler. Yine efendilerinin emri ve izniyle yaparlar bunu.
Anormal ordular ise üniformalı eşkıyalardır. Disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. Üniformalı eşkiyalar ülkenin zenginliklerini tüketirler, geleceğini mahvederler.
Kendisini ülkenin sahibi zanneden üniformalı eşkıyaların hakim olduğu ülkeler yabancı orduların işgali altında gibidir. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek KORKU PROPAGANDASI yaparlar.
Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler.
Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.
1 Yorum
Yazan:Eyüp Arıcan Tarih: Şub 28, 2015 | Reply
Demokrasiye balans ayarı yaptık Yani demokrasiyi bizim istediğimiz istikamete soktuk. Bu nasıl bir demokrasi anlayışı, insan anlamakta zorlanıyor.Ya benim anlayışım kıt,ya da demokrasinin manasını bimiyorum.Herhalde şunu demek istiyorlar.Demokrasi-memokrasi diye söylenen martavallara inanmayın.Sadece bizim anlayışımız doğrutusunda,bizim istediğimiz kadar demokrasi size yerseniz böyle, yemezseniz biz yedirmesni biliriz.Her on senede bir başınıza sopamızı indirirz.Biz efendilerimizi sevindiririz.Sizi de istediğimiz şekle getiririz.Eğer böyle yapmazsak sahiplerimize ne deriz. Biz haraçla, rüşvetle besleniriz.Sizi koruyalım diye elimimiz verdiğiniz silahı size çeviririz. Seçtiğniz hükümetleride deviririz.Bizim dinimiz imanımız CHP’mizin ilkeleridir. İstemesenizde size kabul ettirmesini biriz… Not: Sinan meydana göre CHP’nin Prensipleri Değişmez değildir. CHP’NİN PRENSİPLERİ DİNAMİK/DEĞİŞEBİLİR/GELİŞEBİLİR
Sinan Meydan: Atatürk, “gökten indiği sanılan dogmalar” sözünü kutsal kitapları aşağılamak amacıyla değil, CHP’nin prensiplerinin hayattan alındığını, dolayısıyla dinamik/değişebilir/gelişebilir prensipler olduğunu çok güçlü bir şekilde ifade etmek için söylemiştir. Bu söylem tarzı (teşbih/benzetme) Atatürk’ün sıkça başvurduğu yöntemlerden biridir. Atatürk konuşmalarında özellikle öne çıkarmak, altını çizmek istediği noktaları böyle dikkat çekici, sarsıcı benzetmelerle, karşılaştırmalarla belirginleştirmiştir. Burada da CHP’nin prensiplerinin hayattan alındığını, bu prensiplerin değişebilirliğini, zamana uygunluğunu, dinamikliğini vurgulamak için çok radikal bir şekilde bu prensipleri kutsal kitaplardaki hükümlerle/dogamalarla karşılaştırmıştır.
O Eyup Arıcan: CHP’nin prensipleri, bir parti prensipleri olduğu için sadece o partiyi bağlayıcıdır. Herhangi bir partinin prensipleri Anayasa Hükümleri içerisinde olmamalıdır. Şayet CHP’nin prensipleri (veya ilkeleri deyin) diğer partileri de bağlayıcı olursa, başka parti kurulması hem gereksiz olur, hemde anlamsız olur.